Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Seçmen format attı

Seçmen format attı

31 Mart yerel seçimleri görünüşte yerel seçim olmasına rağmen propaganda döneminde yaşananları ve özellikle de seçmenin sandıkta ortaya koyduğu iradeyi görünce seçim format attı demekten kendimiz alamıyoruz.

Seçmen iradesi denilen olgunun attığı formatın birincisi siyasi hayata atılmış oldu.

Siyasetçilerin yapılacak her seçimin bir önceki seçimden daha önemli olduğunu hep duyduk bu güne kadar.

Siyasetçilerin bu görüşüne zaman zaman katıldık, zaman zaman red ettik.

Ama bu seçimde özellikle de büyükşehirlerde ortaya çıkan tablo göstermiştir ki bundan sonraki seçimler bu güne kadar olanlardan çok farklı olacak.

Hem öyle farklı olacak ki bu fark salt oy sayısı veya kazanılacak başkanlık sayısı ile ölçülemeyecek kadar büyük olacak.

31 Mart yerel seçimlerinde kullanılan propaganda dilini gördükten sonra istemeyerek de olsa bu seçimde tabir caiz ise cin şişeden çıktı diyoruz.

Bir daha da gireceğini düşünmek safdillikten başka bir şey olmaz.

Bunun temel sebebi kurulan ittifaklar üzerinden milletin nerede ise ikiye bölünmüş olmasıdır.

Birbirlerini yerel seçimde dost-düşman veya vatansever-hain diye suçlayabilenlerin yapılacak ilk genel seçimlerde bu suçlamaları daha da ileri götürebilecekleri ihtimali insanı düşündürüyor.

31 Mart seçimleri ile format atılan 2 olgu ise siyasetçi profilidir.

Seçim ortamında seçmenleri itidale davet etmesi beklenen siyasetçilerin seçmenleri rahatlatacak türde açıklamalar yaparak tansiyonu düşürmeleri beklenirken tam tersi milleti birbirine düşman edecek türde açıklamalar yapmaları bu formatın dozunu göstermesi açısından manidardır.

Eskiden siyasetçiler için meydanlarda kavga ederler ama Türkiye Büyük Millet Meclis koridorlarında kol kola girerler benzetmesi yapılırdı.

Bu defa seçim meydanlarındaki tavırları ile kullandıkları sözlere bakınca bundan böyle farklı parti milletvekillerinin mecliste birbirlerine selam bile verecekleri şüphelidir.

Hele ki seçim günü oylarının sayısını bir fazla artırıp başkanlıklarını korumak amacıyla kan dökmeyi ve insan öldürmeyi göze alabilecek kadar vahşileşenleri gördükçe gelecek endişesi daha da artmaktadır.

Siyasetçilerin ve yaptıkları siyasetin bu hale geldiğini görünce insan şunu sormadan edemiyor.

31 Mart seçimlerinde milletin beklediği toplumsal bir uzlaşma sağlanmış olsaydı iktidar ve muhalefet partileri sandıktan nasıl bir sonuçla çıkmış olurlardı?
Veya seçimden sonra tartışıldığı şekliyle iktidar partisinin kendi tabanı, Büyükşehir Belediye Başkanlığında kendi partisine verip, ilçe belediyesi seçiminde tercihini başka partiden yana kullanması tercih noktasına gelir miydi?

Bu soruları daha da çoğaltmak veya çeşitlendirmek mümkündür.

Bizce asıl sorulması gereken soru iktidar partisinin kendi ayağına sıkan politikalarını gören seçmenlerin AK Parti iktidarına karşı AK Parti sorgulaması yaparak oy kullanmasının nedenleridir.

İktidardaki siyasetçilerin elbette en birinci görevleri bulundukları iktidarı korumaktır.

Bunda bir gariplik yok.

Kendi iktidarlarını korumak veya muhalefette iken iktidara gelmek için ittifak kurmalarında da bir gariplik yok.

Gariplik ittifakların aldığı oy oranının partilerin oy oranlarına yakın gibi gözükse de yapılacak ilk genel seçimde yerel seçimlerdeki tavrını koruyarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde farklı milletvekili seçiminde farklı tercih kullanacak hayli büyük bir kitlenin varlığıdır.

Bu kitlenin seçimlerde siyasilerin oy almak için çeşitli vaatlerde bulundukları kararsızlar gibi de olmadığı kullandıkları oyun farklılığı ile ortaya çıkmıştır.

Yerel seçimlerde önüne konan sandığa attığı zarfta 2 ayrı tercih kullanabilen bir seçmen kitlesi var oldukça bundan sonraki seçimler hiçbir parti ve ittifak için çantada keklik olarak görülemeyecektir.

Parlamento seçimlerine kadar geçecek yaklaşık 4,5 yıllık sürede özellikle MHP Genel Başkanı bir kere daha erken seçim çağrısı yapmaz ise seçimsiz geçecek bu sürede siyasiler seçmenin kendilerine attığı formatın gereğini yapmaya çalışırlar diye düşünüyoruz.

Aksi bir tavır hizmet bekleyen millete zulümden başka bir şey olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi