Şahsiyetli Dış Politika
İnsanoğlunun yaşamında insani bir çalışmanın, mücadelenin, gayretin ve faaliyetin ortaya konmasında iki önemli amaç söz konusudur.
Birincisi: Manevi olarak Allah’ın rızasını kazanmak üzere yapılan çalışmalar ki; maddi hiçbir yanı olmayabilir de, olabilir de bu çalışmanın belli temel kuralları var, bu kurallar çerçevesinde yapılırsa Allah rızasına uygun çalışma (iş) yapılmış olur. Bu temel kurallardan hemen aklımıza gelen üç-beşini sıralayalım:
. Kur’an ve Sünnete uygun olmalıdır.
. Caiz olup-olmamasına dikkat edilmelidir.
. Helâl-Haram düsturuna uygun olmalıdır.
. Ahiret inancına-hesabına uygun olmalıdır,
. Zararsız olup faydalı olmalıdır… Vb.
İkinci amaç ise; maddi bir çıkarın gözetilmesi olmalıdır. Biz herhangi bir iş yaptığımız zaman mutlaka bundan ya manevi ya da maddi bir kazanç bekleriz. Batı dillerindeki pragmatizm yani faydacılık her yaptığı işten mutlaka dünyevi bir çıkar sağlamak, menfaat beklemek düşüncesidir. Bütün hayatlarını bu düşünce üzerine inşa etmişlerdir.
Yalnız şu yanlış anlaşılmasın, manevi, özellikle de İslam’a göre veya takvaya göre yapılan işlerde hiç maddi menfaat yok gibi anlaşılmamalıdır. Meselâ bu konuya bezer bir başka konuda Resulüllah (sav) in şu hadisi şerifleri çok güzeldir. Resulüllah(sav): “Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın, hem dünyayı hem ahireti isteyen ilme sarılsın.” Buyurmaktadırlar. İşte tam da bunun gibi Allah’ın rızasını gözeterek yapılan her iş zaten dünyevi-maddi menfaatimize de fayda getirir.
Şimdi birazda gündeme dış politikaya bu perspektiften bakalım/bakmaya çalışalım. Doğrusu bazı konularda insanın huzuru kaçıyor. Hemen direk bodoslamaya konuya girecek olursak; “Tarım Koridoru (veya) Tahıl Koridoru; bunu biz başardık, bu işi ancak biz başarırız, Lider olunmaz Lider doğulur…”vs. Tüm batı kâfir dünya takdir ediyor. Çünkü menfaatleri var. Ama rızaenlillah yok, menfaat te yok. Ekmeğe ha bire zam geliyor. İslâm ülkeleri ise inim-inim inleyip kan kusarken sen tut tüm Afrika açken kâfirlerin stoklarını artırmak için bedavadan amelelik yap! Onların övmeleri bir Müslümana züldür. Allah’ım aklıma mukayyet ol ya rabbim! Hayırdan vaz geçtik bari sadece menfaatimiz gözetilseydi. Şu uğruna her şeyi feda ettiğiniz AB’ye alsalar ya!...
Dolar düşmüyor, Euro düşmüyor, tüm etrafımız kuşatılıyor, hiçbir İslam ülkesine faydamız yok, başarılıyız! Neyin başarısı? Şartlar/koşullar öne sürerek, kollarını burkarak: “Şuna karşılık, şu” dayatmasını yaparak bir çaba olsa hadi neyse… Batılılar demişler ki: “Türkiye’nin yaptığını hiç kimse yapmaz.” Cümleyi iki-üç kez okuyun emin olun, bu cümle lastikli bir cümledir, nere çekersen ora gider.
Allah hepimize akıl ve basiret versin! Görebilme, gördüğünü anlayıp kavrayabilme, anladığını değerlendirip eyleme geçirebilme azim ve gayreti nasip etsin. Cenabı Allah; yaşarken salih insanlarla yaşayıp haşrolunurken de Salihlerle beraber dirilmeyi nasip etsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.