Recep Çınar

Recep Çınar

Sahipsiz şehrin sahipsiz takımı!

Sahipsiz şehrin sahipsiz takımı!

Bir saplantı veya takıntıdır belki de. Ama ruh hali bu. Şehrin de, şehrin takımının da. Sahipsizlik kaderleriymiş gibi. Bu şehirde de, bu şehrin takımında da bir sıkıntı olduğu ayan bayan ortada. Hele de Konyaspor.  

“Sahipsiz şehrin sahipsiz takımı!”
Bu şehrin Belediye Başkanı, bu şehrin kanaat önderleri, inkar ederlerse Allah çarpar onları. Özellikle Belediye Başkanı Sayın Tahir Akyürek’i. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın arkasına saklanarak, gerçeklerden kaçacağını ya da şehirde yaşayan insanları aldatacağını sanıyorsa bilsin ki, aldanan kendisi olacaktır.
2005 yılında Başbakan ile birlikte temelini attıkları ve 1 yıl içerisinde bitirme sözü verdikleri Kayacık Tesislerini bitiremeyen Akyürek, acaba yeni stadı kaç yılda bitirecek? 2009’un ortalarına gelinen bugünlerde Kayacık tesisleri hala bitirilememiş ise sayın Akyürek’in stat hikayesi de yıllarca “yılan hikayesi”ne dönecektir kuşkusuz.
Biliniyor ki, Kayseri’nin Kadir Has stadı, herkesi hayran bıraktı. Hasetlenmediysem çarpılırım. Konya’nın Belediye Başkanı Tahir Akyürek laf üretip, hayal satarken, Kayseri’nin Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki iş üretti ve ortaya Avrupa çapında bir stat çıktı. Onların tüccar zihniyetinde Türkiye çapındaki namları boşuna değil. Hayatında iki kibrit kutusunu üst üste koymamasına rağmen “dünya şehri”yiz takıntılarıyla geçinenlerin Kadir Has stadını izlediklerini sanmıyorum. Çünkü onlar için, iş yapmak değil, hayal satmak daha önemli.
***
Lafta Konya’yı çok severler. Konya’nın neden bir Bakan’ı yoktur? itirazlarına Başbakan’ın  “Konya’nın Bakan’ı benim” dediği gibi. Özellikle bu mevsim, yani seçim öncesi günler Konyalılara, Konya’da yaşayanlara, yolu Konya’dan geçenlere, Konya’nın etliekmeğini yiyen, havasını suyunu teneffüs edenlere, testisini Konya’dan dolduranlara da iyi gelir. Belki bundandır Konya’ya kayıtsız kalmamaları. Belki bundandır “Konya’ya hizmet etmenin tarifsiz aşkı!”
Kimbilir.
Konya için “bir şeyler yapmadan”, Konya için “çok şeyler yapmaya” dönüşen dayanılmaz sevgilerinden ve vaatlerinden söz etmek istiyorum. Konya’da yerel yönetimlerdeki hizmet yarışı da, Konya’yı Ankara’da temsil etme yarışı da, özellikle de Konyaspor aşkı da böyle bir şey olmalı. Bu aşamada “iktidar” olup da, “muktedir” olamayanların iştahları daha da bir açık olur bu anlamda.
Özellikle sınıfta kalmalarına rağmen, koltuğu bırakmaya niyetleri olmayanlar, dahası Konya’nın nimetlerinden karınlarını tıka basa doyuranlar için bu üç kulvar bir anda Konya sevdasına dönüşüveriyor ne hikmetse. Dolayısıyla da sandıklara gidilmeye saatler kalırken Konya için hizmet yarışı bu üç kulvarda tempo kazanıyor. “Atan bir karşılayan bir” hesabı.
Güç ve iktidar olmak, nimetlendikleri şehirden daha  önemlidir onlar için. Yarım kalan işlere sığınarak bir 5 yıl daha isterler. Parasal olanaklara kavuşanlar, konumlarını siyasal ve prestijle pekiştirmek isterler. Maksat hizmet olsun!
Temsil hakkını Konya’dan alanlar bu şehrin prestijiyle de donatırlar kendilerini. Konya Belediye Başkanı ya da Konya milletvekili gibi. Burada yanlış bir şey yoktur. Ancak sözü edilen prestije Konya üzerinden ulaşmak isteyenler bunun hakkını da vermek zorundalar. Konya için bir şeylere hazır olmak Konya değerleriyle Konya’nın fayda ve hedeflerini birleştirebilme kabiliyeti demektir. Hiç kuşkusuz ki bu “Konya vizyonu”dur. Konya vizyonu olmayanların Konya’da muhtarlık bile yapma kabiliyeti ve hakları olamaz.
“Hele bir 5 yıl daha” diyenlerin, “göç yolda düzülür” diyenlerin geride kalan 5 yıllarına da bakmak lazım. 3-5 alt-üst geçit yapanların vizyonlarından, ufuklarının genişliğinden bahsedilemez bile. Bir yıl da bitirme sözünü verdikleri sıradan Kayacık Tesisi’ni 5 yılda bitiremeyenler, o devasa stadı kimbilir kaç yılda bitirirler. Tabi seçilirlerse!
İşin özü şu; Bir tarafta hem “iktidar” olup “muktedir” olamayanlar, bir tarafta ise şehri ve şehrin takımını süper lige yükseltenler. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi