Rûhî fıtrat – bedenî fıtrat
Geçen ki yazımızda ‘Zihni Fıtrat’ konusuna giriş yapıp ‘Rûhi ve Bedeni Fıtrat’ üzerinde duracağımız yazmıştık. Bahsettiğimiz üzere başlayalım bakalım yazımıza. Vira Bismillah;
RÛHÎ FITRAT : “Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip rûhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalpler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.”(Secde, 7-9) Âyette belirtildiği üzere Allah Teâlâ Hazretleri insana kendi rûhundan üflemiştir. Bu sebeple, insan şerefli ve azizdir ve rûhu hep güzelliklere müştaktır. İnsan vicdânından gelen hayır sesleri fıtratın hareket alanıdır. Her varlık fıtratı bozacak şeyler olmadığı sürece hep hayır yolunda ilerler ve nihâyetinde kemâlâta varır. Tabi burada irade söz konusudur. Fıtratın önüne çıkan engeller imtihan vesilesidir.
Allah Teâlâ insanı mükerrem olarak yaratmış ve Zâtının isimlerinin bâzılarını insana bahşetmiştir. Meselâ Cenâbı Hak kendi ‘ilim’ sıfatını insana lütfettiğinden insan öğrenmeye isteklidir, Cenâbı Hakk’ın ‘Vedûd’ sıfatıyla insanlar birbirlerini severler, O’nun ‘Rahman’ sıfatıyla insan merhamet sâhibi, O’nun ‘Kudret’ sıfatıyla insan güç elde eder, Yine Cenâbı Hakk’ın, ‘İzzet’ sıfatıyla insan zulme karşı çıkar. İnsana lütfedilen bu vasıflar insanın fıtrata uygun doğru olarak yaşamasını temin eder.
İnsan kendisinde mevcut olan bu özellikleri doğru kullanmadığında fıtratta sapmalar görülür. Her doğan fıtrat üzere doğar. Herkesin yaratılışındaki fıtrat esasları bâkî kalmak ile birlikte bir de, insanlarda şahsi fıtrat özellikleri vardır. Ruh, insanın şahsi eğilimlerini yaratılış amacına uygun yönlendirebilir. Meselâ, bir çocuk iyi terbiye edilirse ruh onu hayra yönlendirir. Fıtrat sağlamdır. Bozulmalar sonradan olan müdâhalelerdir. Kişiler içinde yaşadıkları çevrenin ki, bu çevre aile-okul-iş çevresi olabilir. İnsanlar bulundukları ortama göre ya ahlak ve davranışları kemâlat yolunda yâhut süfliyat yolunda ilerleyebilir.
İnsanoğlu Allah Teâlâ’ya yaraşır bir kulluk ortaya koymak için ‘selim bir fıtrat’ üzere terbiye ve eğitim süreci sürdürmeli ki, fıtrata muvafık olmayan davranışlar icra etmesin. İcraatlar ancak müstakim bir şekil arz ettiğinde fıtrat bozulmaz. Pek tabî bu süreçte insanlar hep imtihan hâlindedirler.
BEDENÎ FITRAT: Kâinatta yaratılmış bütün varlıklar fıtrat üzeredir. Her varlık kendi fıtratının gereğini ifâ eder. Meselâ; civcivin yumurtadan çıkması, kuşun uçması, balığın yüzmesi fıtrattandır. Canlılar kendilerine sunulan fıtrata karşı çıkamazlar. Doğuştan Cenâbı Hak tarafından bahşedilen fıtrî özellik ve güzellikleri insanın değiştirme hakkı yoktur. Temiz fıtratın her zaman muhafazası sağlanmalıdır. Çünkü vücûdumuz bize emânettir. Emânet sâhibinin bize verdiği şekli korumak gerekir. Meselâ; kadın ve erkeğin cinsiyet değişikliği aslolan fıtrata müdahaledir. Bu kabul edilemez. Fıtrata müdahale Allâh'a karşı gelmek demektir. Hayat ancak fıtrata uygun yaşamakla anlam kazanır.
Yanı sıra nefsin isteklerine kanıp, şeytanın tuzaklarına düşerek fıtrat dışına çıkanlara yalan dünyânın câzibesine aldananlara Cenâbı Hak şöyle seslenir: “Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?” (İnfitar, 6-8) Rabb’im bizleri aldananlardan, fıtratı bozanlardan eylemesin.
Fıtrata uymayan şeyler terk edilmeli, fıtrat üzere yaşamalıdır. Müslümanlar kendi inançları doğrultusunda yaşantı, kılık-kıyâfet, davranış olarak hep fıtrata muvafık bir hayat tarzı benimsemelidir. Böyle davranmaları her zaman kendi faydalarınadır.
Bugün başta aile hayâtı olmak üzere kadın ve erkeğin rollerinin değişmesi, ev içindeki vazife paylaşımındaki farklılıklar fıtratı örselemiş, ailelerin temelinde müthiş sarsıntılar oluşturmuştur. Halbuki kadın ve erkeğin yaratılış fıtratlarındaki başkalıklar onları kendilerine has işlerde çalışmasını temin eder. Yine günümüzde hanımlara dayatılan moda ve şov merâkı toplumun genel ahlâkının bozulmasına ayni zamanda kadının fıtratının bozulmasına onun erkekleşmesine sebebiyet vermektedir. Bilinmelidir ki, kadının fıtratına en muvafık olan ‘annelik’ ve ‘tesettür’ hususları kadına saygınlık kazandırır. ‘Resûlullah erkeklerden kadınlaşanlara, kadınlardan da erkekleşenlere lânet etti.’ Buhârî, Libas 62, Hudûd 33/ Ebû Dâvud, Edeb 61) hadisi unutulmamalıdır.
Rabb’im bütün insanları fıtratlarını bozmadan yaşamaya muvaffak kılsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.