Başlığımızı okudunuz ve evet yanlış duymadınız. Bu ders (!) Üniversitelere bağlı Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünde ders olarak okutuluyor ve de zorunlu ders. Yâni bu dersi almayan, geçemiyor. Bu nasıl bir dayatmadır, arkadaş? Bu spor okullarında geleneksel sporlarımızdan güreş yok, okçuluk yok, atıcılık yok, dans var. Aman Allâh’ım. Bu nasıl bir Batıcılıktır, bu nasıl bir Batı hayranlığıdır, inanılır değil???

Eskiden liselerde Beden Eğitimi derslerinde kız öğrencilerin mayo giymesi, 19 Mayıs törenlerinde yine kız öğrencilerin uygunsuz kıyâfetlerle onca insanın önüne çıkartılması, başörtüsü açma zorunluluğu vardı… Bunlar faşistçe dayatmalardı. Demokrasi diye çığırtkanlık yapanlar halkın evlatlarının biz böyle olmak istemiyoruz seslerini duymadılar, kulak tıkadılar. Bunlar zulümdür ve dolayısıyla bugüne kadar bu millete pek çok zulüm dayatıldı. Neticede muhafazakar kesimin çocukları da onların bu kirli emellerinin ağına düştü, devrin çirkinlikleri ister istemez onlara da bulaştı. Doğrusu gâyet üzücü durumlardı biz bunları bizzat yaşadık. Şükür pek çoğu bugün sonlandı. Fakat eskiyi aratmayan uygulamalar da yok değil…

O zaman buradan bugün başlığımızın muhatabı olan husûsa gelelim. Müsâdenizle konuyu biraz açalım isteriz;

Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünde Lisans Programı 4. Yarıyıl döneminde zorunlu olarak okutulan. ‘Ritim Eğitimi ve Dans Dersi’ YÖK’e bağlı Üniversitelerde mecburi ders olarak okutulmaktadır. Bu ders, geçen dönemki YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, tarafından müfredâta kondu (yâni önceden böyle bir ders yoktu) ve yeni gelen rektörde kaldırmadı hâlâ bu saçma ders, işlevde ve pek çok öğrenci bu durumdan mağdur ve şikâyetçidir. Bir eğitimci olarak hep müfredatlar konusunda yakınmalarımız olmuştur. Yine bu husustaki yanlıştan bahsetmek istiyoruz. Şöyle ki;

Bu dersin içeriğinde şunlar kayıtlı; ‘Ritim ve dansla ilgili temel kavramlar, müzik ve hareket ritmi, dans araç-gereç ve malzemeleri, özellikleri, dans alıştırmaları, duruş çalışmaları, yürüyüşler, sıçrama, sekme ve galoplar, ritim, melodi ve müzik seçimi, bireysel ve eşli egzersizler, vals, tango, caz, dansa ilişkin adımlamalar, kompozisyonlar, ritim ve dansla ilgili kavramların, tekniklerin ve kompozisyonların öğretimi.’ Evet doğru okudunuz efendim. Eğer Beden Eğitimi Öğretmeni olmak istiyorsanız bu dersi almak zorundasınız ve de ya eşli ya tekli dans etmek zorundasınız. Sanki bu okul dans okulu? Bu ne rezâlettir arkadaş! Bakın ben Yabancı Dil Öğretmeni olarak buna karşı çıkıyorum. Bu ne Batı taklitçiliği! Bir de muhafazakar bir iktidar zamânında bunlar oluyorsa üzülmemek elde değil… Ve ikaz ediyoruz; ‘Lütfen ey yetkililer, sayın ilgililer âcilen bu dersi müfredattan kaldırın.’ Bilinsin ki eğitim ile alâkalı yapılan hatâlar bütün bir nesle mâl oluyor. Hep diyoruz, müfredat düzenlemeleri yapılmalı. En baştan anaokulları müfredatlarından başlamak üzere orta-lise ve fakülte müfredatları en ince detaylara kadar çok ciddi incelenmeli, irdelenmeli, yanlışlar ayıklanmalı kültürümüze, değerlerimize, inancımıza yakışmayan muhtevâlar bir bir çıkartılmalıdır. Bu konuda çok geç kalındı. Eğitimdeki hatâlar kendimizi, âilemizi ve ülke geleceğimizi etkiler.

Müslüman memleketinde niye hâlâ salyangoz satılsın, anlaşılır değil? Beden Eğitimi Öğretmenliğinde dansın ne işi var? Şimdilerde ritim filan deniyor eskiden yoktu böylesi fanteziler hadi illa olacaksa o vakit ritim eğitimi jimnastik dalı üzerinden farklı şekilde verilebilir. Niye bunu dans uygulamasında vermek istiyorsun? Burada elbette maksat farklı... Maksat, Müslüman gençlere Batı’nın rezilliğini dayatmak, onları bozmak derken kendilerine benzetmek. Bu doğrusu büyük bir vebaldir ve sorumsuzluk örneğidir! Derhal derhal bu ders kaldırılmalıdır. İsteyen gitsin dans öğrenmek istiyorsa oraların eğitimini veren yerlerden alsın. Ama bizim çocuklarımız buna mecbur bırakılmasın. O zaman biz da deriz ki, mâdem öyle güreşçilik, atıcılık, binicilik dersi de konsun. Bunlar bizim ata sporlarımızdır. Dans dersi diye konulan saçmalığın bizim gelenek ve göreneklerimizle, örf ve ananelerimizle bağdaşır bir tarafı yok. Bize ne elin tangosundan, cazından! Bizim kültürümüzde yeri olmayan bu ders adı altında ‘nesli ifsâd etme çalışmaları’ âcilen sonlandırılmalıdır.

Yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan bu yanlışın düzeltilmesini ilgililerden hassâten ricâ ediyoruz. Yine diyoruz ki, bütün branşlardaki müfredâtların tekrar gözden geçirilerek kendi kültürel bütünlüğümüzü yıkmayacak, değerlerimizi bozmayacak muhtevâya kavuşturulsun. Yetkililerden bunu âcilen istirham ediyoruz efendim.

Cumânız hayır olsun.

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU