Peygamberinden gocunan Kurancılar
Hz. Peygamberin(sav) Kur’anın en geniş açıklaması olan sahih hadislerini ve sünnetlerini kabul etmeyen hatta tamamen red eden ve yalnız Kur’an diyerek sözde Kur’anı tek hüküm kaynağı olarak görüyorum dedikleri halde, kendi hevasını ve hevesini tek hüküm kaynağı kılan Kur’ancılık mezhebi mensupları bu davranışları ile Rasulullahı(sav)Müslümanların hayatından tamamen silmek istemektedirler.
Kur’anı kerimde sadece Müslümanlar için değil kıyamete kadar gelecek tüm insanlık için övülmüş örnek olarak gösterilen Hz. Peygamberimizden(sav) ve sahih hadisleri ile sünnetlerinden gocunan Kur’ancılık mezhebi mensupları bu gocunmalarını kamufle etmek için de Müslümanlar arasında hiçbir geçerliliği olmayan argümanlar üretmektedirler.
Bu batıl düşüncenin ürettiği argümanların en başta geleni Rasulullahın(sav) vefat etmiş olması nedeniyle örnekliğinin sona ermiş olduğu ve bu sebeple de sadece Kur’anın Rasulullah(sav) yerine örnek olarak ortada durduğu iddiasıdır.
İslam tarihinde ehli bidat olarak kabul edilen bu ve benzeri görüş sahiplerinin bir başka batıl iddiaları da, Kur’anı Kerimde Hz. Muhammed(sav) in örnek gösterilmesi yanında Hz İbrahim(as) de örnek gösterilmiştir ve Müslümanların bu sebeple Hz. İbrahim’in(as) sünnetlerine de uymaları gerekir şeklindeki gerçek dışı iddialarıdır.
Hâlbuki bütün Müslümanlar şunu bilir ve uygularlar.
Hz. Kur’anın son kitap olarak kendisinden önce inzal edilen tüm kitapları içinde barındırdığı gibi, Hz. Peygamberimizin(sav) sünneti de son peygamber olması nedeniyle kendisinden önce gelip geçen tüm peygamberlerin(as) sahih sünnetlerini toplayan ilahi kaynaklı bir sünnet manzumesidir.
Kur’anın son kitap olarak inzal edilip hayata ikame edilmesi nedeniyle diğer tüm tahrif edilmiş kitapların hükümsüz kaldığı red edilemez bir gerçektir.
Bir diğer red edilemeyen gerçek ise, Hz. Peygamberimizin(sav) sahih sünnetinin de Kur’anı Kerimin en geniş tefsiri olması ve diğer Peygamberlerin(as) sünnetlerini ihtiva etmesi hasebiyle Müslümanların ebedi örnekleri olarak hayata ikame edilmiş olduğudur.
Kendilerine Kur’ancılar denilen ve kör aklı ile saptırıcı nefsini din edinen güruh bu gerçeği tam olarak anlayamadıkları için, hem Kur’anı Kerimi anlamak adına tahrif edilmiş eski ve yeni ahit kitaplarını okumaya devam etmekteler, hem de Hz. Peygamberin(sav) sahih hadislerini ve temiz sünnetlerini ret etmektedirler.
Allah’ın(cc) yolunda ve Hz.Peygamber’in(sav) izinde gidenler için tarih sayfaları çok çeşitli örnekler barındırdığı gibi aynı zamanda, Rasulullahın(sav) izinden sapanların da kötü örnekliklerini barındırmaktadır.
Cenab-ı Allah’ın(cc) insanlara övülmüş örnek olarak tayin ettiği Rasulullahın(sav) bu özelliğini hafife alanlar veya red edip başka örnekler arayanlar Hz. Peygamber’in(sav) Allah(cc) tarafından gönderilen bu örnekliği benimsememekle esasen örneği gönderen Cenab-ı Hakk’ı(cc) da benimsememiş, ya da O’nun(cc) muradı ilahisini iyi anlayamamış duruma düşmektedirler.
Kur’ancılık mezhebinin fikir atası olan haricilik düşüncesi zaman zaman alevlenip zaman zaman söner gibi olsa da, çoğunlukla dış sebeplere bağlı olarak zihniyet itibarıyla batıl bir azınlık görüşü olarak tarih sahnesinden hiç yok olmamıştır.
Haricilik zihniyeti tıpkı şimdilerde olduğu gibi tarihte de Kur’ana ait kendi yorumlarından başka düşünceleri, özelliklede sünnet ehli Müslümanların düşüncelerini kabul etmez ve kendi gibi düşünmeyenleri ötekileştirir hatta kısa yoldan tekfir eder.
Bu batıl zihniyet Hz Ali'yi(ra) bu sakat düşünceleri sonucunda kâfir ilan edip katletmiştir.
Yine bu bidat ehli güruh, Hz. Peygamberimizin(sav) sahabesinden Abdullah b. Habbab'ı(ra)da dini konularda kendileri gibi düşünmediği için hamile karısıyla birlikte katletmiştir.
Tarih boyu tek metodları önce Rasulullahın(sav) sahih sünnetini imha edip Kur’anı Kerimi diledikleri gibi yorumlama imkânı elde ettikten sonra, Kur’andaki hükümlerden beğenmediklerini yok saymaktır.
Nitekim bugün bunun pek çok uygulamaları görülmeye başlanmıştır.
Cenabı Allah(cc) tarafından açık, açıklanmış ve açıklayıcı olarak vasıflandırılan Kur’anı Kerimin pek çok ayetini kendi batıl anlayışları doğrultusunda tevil eden Kur’ancılar, başta namaz olmak üzere taabbudi ibadetlerle ilgili pek çok hükmü yok saymakta ve dahası vakitlerle kayıtlanmış olan ibadetleri açıktan red etmektedirler.
İçinde Hz. Peygamberimizin(sav) adı geçiyor diye, KELİME-İ ŞEHADET’i ve KELİME-i TEVHİD’i şirk kabul eden zihniyete rağmen Müslümanların ilk ve son sözleri şöyle olmuştur ve olmaya devam edecektir:
“Allah'ın(cc) adı ile ve Rasûlullah'ın(sav) milleti (dini) üzere”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.