Pazar günü Mevlid Kandili
Efendim Müslümanlar olarak aylardan çok özel bir aydayız, günlerden özel bir gün olan Cuma günündeyiz. Ne güzel ne şanslıyız bizler müminler olarak! İnsanlığın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’ın doğduğu bir mübârek aydayız ve şimdi de birkaç gün sonra Rebiülevvel’in 12. gecesi sevgili peygamberimizin 1438 sene evvel dünyâya teşrif ettikleri kutlu bir güne erişeceğiz nasipse.
Kâinâtın en mükemmel insanı, son Peygamber, Hz. Muhammed Mustafa aleyhissalâtu vesselâm; Cenâb-ı Hak tarafından bir ikrâmı ilâhî olarak insanlık âlemine gönderilmiştir. Bunun idrâkında olabilenler hem bu dünyâda çok şanslılar hem de ebedi âlemde şanslılardan olacaklar. Hamdolsun bizler inşaALLAH bu muhteşem güzelliğin farkındayız. Herkesin de farkında olmasını arzularız.
Peygamberimiz aleyhisselâm’ın doğduğu şu güzel ay müminlere O sevgiliyi yeniden tanımaya bir vesile bir sebep olabilse…
Rebiülevvel ayı, O güzeller güzeli peygamberimizin güzel ahlâkını hayâtımıza taşıma için gayret sarf edebilme ayı olsa..
Bâzı günler, bâzı aylar nice bereketli affedilme saatlerini içinde saklar, nurları, feyizleri üzerimize akıtır. İşte bu nurlu ay, âlemlere rahmet olarak dünyâmızı şereflendiren Peygamberimizin rahmetinin de Müslümanların yüreklerine aktığı bir ay olabilse…
Keşke bu güzel ay, birbirlerini kıyasıya öldüren müminlerin davranışlarına bir çeki düzen getirebilse… Bizlere dayanılmaz acı ve ızdırap veren gaflet dolu hallerimizden uyandırabilse, hakiki kıyamlara durdurabilse…
Bu rahmet ayında İslam coğrafyasındaki üzüntüler, sıkıntılar bitebilse, gözyaşları dinebilse… Artık bir diriliş muştusu duyabilsek… Heyhat!
Nasıl olacak peki?
İşte bir uyanış bir yeniden doğuş günü geliyor. Rebiülevvel ayının 12. gecesi bir güneş doğdu dünya semâlarına, bir nur aktı insanlık âleminin kalplerine. O nur ki, 14 asırdır nûrû hiç solmadı ve solmayacak da ve O nur ki, her sıkıntılı insanın yüreğine farklı bir inşirah sunabilecek donatıda. O nûrun aydınlığı, bütün karanlıkları aydınlatabilecek güçte. İşte kurtuluş O’nda, O’nun doğumunda…
Ancak O’nunla acılarımız dinebilir…
Ancak O’nunla hakiki mutluluğa erişilir…
Müslümanların başına gelen her sıkıntı, yaşanan her kayıp, acı, hicran, hüsran, gözyaşı hep O’nun mâlumudur. O din kardeşlerini çok severdi, onlara çok şefkatli ve merhametliydi. O müminlere çok düşkündü, üzülmelerini hiç istemezdi. İslam dışı davranışlarda bulunulmasına asla râzı olmazdı. Ya bu günleri görseydi, kim bilir ne üzülürdü? Ama inanın her şey O’na âyandır. O’nu üzmeye hakkımız yok. Ümmeti Muhammed’in adını yanlış, hatâlı tavırlarla düşürmeye hakkımız yok. O bize bu mükemmel dînî bırakabilmek için ne emekler verdi, ne çileler çekti, değil mi?
O zaman Ümmeti Muhammed O’nun doğumuyla yeniden doğmalı. Yanlışları terk etmeli, doğruları hayâta hâkim kılmalı. Pazar günü nasipse erişeceğimiz Mevlid gününü bir fırsatı ganimet bilmeli Peygamberimizin rûhu şâd edilmeli, O’nun sünnetlerini yeniden yaşantılarımıza aktarmalı, arkasından sevgi demetleri olan salavatlarımızı takdim etmeli vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.