Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Osmanlı'nın Tarihîni Kaybettirme İstemleri (II)

Osmanlı'nın Tarihîni Kaybettirme İstemleri (II)

Yazının önceliği olan 11.01.2013 günü yayınlanan aynı başlıklı yazımda yapılan tarihî belgelerin satılma veya kâğıt fabrikasında hamur yapma işleminin bir kısmını anlatmış kalan kısmı da düşüncelerim içinde sunmaktayım.
https://www.merhabahaber.com/osmanlinin-tarihini-kaybettirme-istemleri-7713yy.htm
***
Belki takip edemeyen okuyucularımız olabilmiştir düşüncesi ile konu ettiğim ve Sayın Cezmi Yurtsever’in İnternette gönderdiği…
OSMANLI ARŞİV BELGELERİNİN BULGARİSTAN'A SATILMA OLAYI
 Başlıklı yazının başlangıcını vererek daha sonra devamını sunmaktayım.
***
“Mayıs 1931 tarihi içinde İstanbul Defterdarlığı, “Evrakı metrukeyi tasfiye etme” düşüncesi kapsamında Osmanlı döneminden kalan 1.5 milyon tarih belgesini okkası 3 kuruş 10 paraya kuru ot ve saman fiyatına Bulgaristan’a sattı. -Türk Tarihi Arşiv belgelerini satma işini…
M. Tekfuryan adındaki bir Ermeni şirket sonuçlandırdı. -Türkiye’nin her yerinde (İl, ilçe, köy) Osmanlı’dan kalan arşiv belgeleri yakıldı veya yok edildi, elden çıkarıldı. Yakılanlar arasında Arap harfleri ile yazılmış el yazması Kur'an-ı Kerimler bile vardı. -Arşiv belgelerini satma işinin sorumlusu 1920’li yılların başlarından 1946 yılına gelinceye kadar devlet yönetiminin tepesinde bulunan Mustafa Abdülhalik Renda ve arkadaşlarının onayı ile gerçekleştirilmişti…”
***
Şimdide yazının kalan kısmını sunuyorum.
“Yeni harflerin kabulü münasebetiyle bu evrakın kıymeti tarihîyeye haiz olmayanlarını yakmak mevzubahis oldu. Vekâlette düşünüldü ki bunlar imha edileceğine, memleket dâhilinde şuraya buraya atılacağına kâğıt fabrikalarına satalım dendi”.
Güya burada Maliye Bakanı kendini savunuyor. İstenirse Bulgaristan evrakların hepsini olduğu gibi gönderebilirmiş. Ve satış işlemi sonrası anlaşıldı ki evraklar/belgeler Defterdarlık önünde kurulan baskül/kantar ile tartılmış ve okkasına 3 kuruş 10 para değer biçilmişti. Ve de satılan evrakların miktarı ise 120 balya ve 400 sandık civarında idi. Ağırlığı kantar ölçümleri sonucu 40 ton civarında idi. Özetli Osmanlı döneminden kalan tarih evrakları “kuru ot ve saman fiyatına” elden çıkarılmıştı. Bahanesi de hazırdı
“Yeni harflerin kabulü münasebetiyle”. TBMM’deki tartışmalar sonrasında kendisini savunan Maliye Bakanı “mevcut evrak tetkik edilmiş işe yarayanlar ayrılarak yukarı kata konulmuş ve mütebaki (geride kalan) işe yaramayanlar da satımlık için ayrılmıştır”
Sayın yazar burada bitiriyor. Tarihî belgelerin boş mülahazalarla asıl amaç olan ortadan kaldırmanın tahakkuku gözler önüne serilmekte.
Osmanlı devleti asırlarca belgelerini saklayacak yerler bulmuş ve mevcut iken bu yerlerin boşaltılması zihniyeti ne ile karşılaştırılabilir.
***
Nitekim bununla da kalınmamıştır zaten. Kurtuluş Savaşı'nın ileri gelen paşalarından Kazım Karabekir Paşa'nın yazdığı belgelerle dolu kitap matbaalarda derç edilip yakılmış ve bu olay iki defa nüksetmiştir.
Ya Mustafa Kemal Paşa'nın Mecliste verdiği NUTUK bile dejenere olduğu ilk baskı Osmanlıca harfli kitaplarından okudukça anlaşılmaktadır.
Orada zamanın dili olan Osmanlı, Arap ve Farsça kelimeler, sözde çeviri diye kendi ideolojilere yönlendirmeyi bile prensip etmişlerdir.
Mızrağın çuvala sığmadığı gibi bu oluşumlar bu gün değerli araştırmacı yazarlar tarafından çoğu yabancı belgelerden alıntı yaparak ortaya çıkarmaktalar.
“Bir millet medeniyetini unutmuşsa başka milletlerin kölesi olur” düsturu yabana atılmaz bir deyimdir.
Ama bir gerçektir ki eşi bulunmaz Türk Medeniyetinden bihaber genç hatta orta yaşlılarımız nedense ideoloji peşinde olmaktadırlar.
Zaman gerçekleri ortaya çıkararak düzeltmiş olacaktır inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşama dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi