Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

O’nu Hayatımıza Taşımak

O’nu Hayatımıza Taşımak

Son yazılarımızda önemine binaen ahlakla ilgili yazıyoruz. Yine bu yazımızı da ahlak ile ilgili yazmak dileğindeyiz zira buna çok ihtiyacımız var. Bugün güzel ahlakı yaygınlaştırmamız gerekiyor. Ahlaklı insanlarımızın sayısını çoğaltmamız lazım. Yaşadığımız hayâtın kokuşmuşluğundan çıkmak, yanlışlıklardan beri kalmak, çirkinliklerinden âcilen kurtulmak durumundayız. Böyle devam ederse hakikaten insanımız ve insanlık kendi hazin sonunu hazırlıyor demektir. Bu hatalarla bezeli gidişe bir dur demek lâzım. “Dur, burası çıkmaz yol” demek zamanı geldi de geçiyor. İşte biz bunu yapmaya çalışıyoruz.

“DUR EY İNSAN GİTTİĞİN YOL ÇIKMAZ SOKAK”

Hayat bazı insanlara göre anlamsız olabiliyor. Yaşadığımız hayatı ‘güzel ahlak’ ile anlamlı hale getirebiliriz. ‘Güzel ahlak’ deyince de kâinâtın en güzel ahlaklı insanı Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselam’dan bahsetmek şarttır. Çünkü O aleyhisselam, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilmiş en güzel ahlak modeli idi. Yaşadığımız hayatta her işimizde O’nu yanımıza alarak hayatımızı devam ettirirsek pek çok hususta yanlışa düşmekten kurtuluruz. Yine pek meşakkatli olan hayat yolculuğumuzu O’nun rehberliğinde sürdürürsek bize zor gelenler kolayca çözümlenir. Bu sebeple, O kâinâtın örnek şahsiyetini tanımak ve anlamak zorundayız. Bunu yapmak bir ibâdettir. Hayâtına yeniden çeki düzen vermek isteyen O rehber şahsiyeti mutlaka hayâtına taşımalıdır.

Fakat maalesef O’nun dünyaya teşrif etmesinden bu yana asırlar geçmesine ve O’nun hakkında ciltler dolusu eser yazılmasına rağmen geçtik insanlığı, biz Müslümanlar dahi O’nu tanımakta yaya kalmış, O’nun getirdiği vahiy içerikli prensipleri hayatımıza koymakta gevşek davranmışız, tâvizler vermişiz. Bugün bu gevşekliğin ve duyarsızlığın acılarını yaşıyoruz. Ferdi bazda yapılan hırsızlıklar, dolandırıcılıklar, fütursuzca söylenen yalanlar, adam kayırmalar, rüşvetler, saygısızlıklar, duyarsızlıklar, insan onurunu hiçe sayıcı her çeşit menfilikler, iffet hudutlarını aşıcı ahlaksız duruşlar… Genel anlamda da sosyal boyutlu travmalara sebep olan vahşetler, felâketler, her an her an acımasızca işlenen ve duyarsız kalınan ölümler, zulümler… Nedir bu hal! İnsanlık ahlak yönüyle S.O.S veriyor.

İnsanın ve top yekûn insanlığın sürüklendiği bu uçurumdan dönme zamanı geldi. Yoksa tüm insanlık uçurumdan aşağıya yuvarlanacak. Artık uyanmalı! Bugüne kadar gelmiş ve bir daha da benzeri gelmeyecek olan en mükemmel örnek davranışları şahsında sergileyen İslam Peygamberi Hz. Muhammed aleyhissalâtu vesselâm’ın vahiy ve Kur’an kaynaklı ahlakı tüm insanlığın idrâkine sunulmalıdır. O aleyhissalâtu vesselam asırlar önce câhiliye âdetlerinin kol gezdiği bir zor devirde Mekke’de ‘Erkam’ın Evi’nde âdeta bir ‘Şahsiyet Akademisi’ kurarak seçkin, örnek, muhteşem karakterde insanlar yetiştirmiştir. Bugün ayni kutsî prensipler bizim elimizde de var. Müminler olarak şahsiyetlerdeki menfilikleri düzeltmeyle, nefsimizdeki aşırılıkları törpülemekle işe koyulalım. Önce fert olarak yanlışlıkları düzeltmeye kendimizden başlayalım. Kendini düzeltemeyenin başkasına hayrı olmaz. Kur’ân-î prensipleri, peygamberî düsturları bir bir hayâtımıza koymak için azim ve gayret sarf edelim. Kaybettiklerimizi yeniden kazanmak adına göstereceğimiz her çaba ibâdet yerine geçecektir inşallah. Tabi bu hususta hem kendimiz ve diğer mümin kardeşlerimiz hem de tüm insanlık için yüce Yaratıcı’dan yardım isteyip dua dua yalvaralım, düzelmemiz için gözyaşları dökelim yoksa hâlimiz harap…

Cenâb-ı Hakk’ın bizlere yollamış olduğu vahiy içerikli değerleri bizzat kendi şahsımıza sonra da çevremize sunma işini kendimize dert edinmeliyiz. Bu işin sevdâlısı olmalıyız. Asrısaadet yıldızı olan sahabe efendilerimiz -emri bir maruf (iyiliği emretme)-nehyi anil münker (kötülükten nehiy etme)- işini hayat mücadelesi hâline getirdiler. Geride kalan bizler bu kutsi faaliyeti unutunca nefislerimizin kölesi olduk, keyfe daldık bu yüzden de başımız belâdan kurtulmuyor. Aslında müminler olarak hepimizin Allah Teâlâ tarafından kulağımız çekiliyor. Her gün bir ayrı şefkat tokadı yiyoruz. Ne zaman uyanacağız bu gaflet uykusundan?

Ancak O en kâmil Peygamberin hayâtını kendi hayâtımıza taşıyarak içinde bulunduğumuz açmazdan ve sıkıntılı durumdan kurtulabiliriz. Fert fert şahsiyetlerimizi O’nun sunduğu çerçevede şekillendirerek adanmış bir ruhla, samimi bir istekle yeniden bir daha O’nun hal ve davranışlarını hayâtımıza tek tek getirerek güzel ahlak sâhibi olabiliriz. Kendimizi O’nun yemesi-içmesiyle, oturuşu-kalkışıyla, sözüyle-sohbetiyle, yatmasıyla-kalkmasıyla test etmeli, O’nun Müslümanlarla olan muaşeretteki inceliklerini, İslam dışı olanlara karşı onurlu duruşunu hayâtımıza taşımadıktan sonra yanlış işleyen çark asla düzelmeyecektir.

Hayırlı cumalar efendim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi