“Rabbimiz Allah’tır deyip sonrada dosdoğru olanlara ne bir korku vardır ne de onlar üzüntü çekeceklerdir.” ( Ahkâf, 46/13)

İstikamet üzere olmak, inandığın davada sapmadan, karşılaştığı zorluk ve güçlükler karşısında yılmadan, yakınmadan yoluna devam edebilmek, yalpalamamak bir Müslümanın olmazsa olmaz çizgisidir. Hak bildiği bu davada sırat-ı müstakim üzerine yürümek, yolunun üzerine oturan şeytanı ezip geçmek, Müslümanın tek gayesi olmalıdır. Peki, bu duygu ve düşüncelerimizi gerçekte amale geçirebiliyor muyuz?

***

Bir sahabe, Peygamber Efendimizin yanına gelerek ona şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü, bana İslâm ile ilgili öyle bir nasihat ver ki, bu konuda başka kimseye soru sorma ihtiyacım kalmasın.” Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol”

Evet, dostlar, Allah’a inandım demek, ben bundan sonra senin bana emrettiğin her şeye hiçbir şüphe karıştırmadan iman ve itaat ettim demektir. Gözümüzle görmediğimiz gayba, ahirete iman edip, namazı dosdoğru kılmaya, rabbimizin rızık olarak verdiklerinden Allah yolunda harcamaya, ibadetlere gösteriş ve riya karıştırmadan kulluk yapmaya söz vermek demektir.

Bu dünya hayatının gelip geçici olduğunu bilerek, bu doğrultuda hareket etmeye, sadece dünyada huzur ve sadet istemeyip ahiret için de tüm çabasını göstermeye, ümit ve korku arasında kalıp, yalansız, ahlaklı ve erdemli bir Müslüman olarak hayatına devam etmeye söz vermek demektir.

Gizli ve açık yaptığın tüm amellerini Rabbinin gördüğünü bilerek, ihsan üzerine yani Allah’a karşı O’nu görüyormuşçasına ibadet etmeye söz vermek demektir.

***

“Allah’a iman ettim.” Diyen her mü’min bunun sorumluluğunun farkında olarak bir hayat nizamı belirlemeli ve bu doğrultuda bir hayat yaşamaya özen göstermelidir. Yani asla ve asla muhalefet etmemelidir. Muhalefet eden bir kimsenin kalbine iman tam anlamıyla yerleşmemiş, bu davayı özümseyememiş demektir. Gerçek manasıyla iman eden bir mü’minde “Ama, fakat, lakin, niçin” gibi bir ifade dilinden dökülemez, dökülmemelidir. Bu duygular varsa imanını gözden geçirmelidir.

***

İstikamet ve sırat-ı müstakim üzerine olmak gerçekten kolay değildir dostlar. Zaten hiç kimse de Cennet’in kendisine kolayca verileceğini, Rabbin rızasına ermenin sadece dünyaya gelip kulluktan uzak bir hayat ile olacağını vadetmedi. Bu da böyle bilinmelidir.

***

Bu duygu ve düşüncelerle “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol” dedikten sonra, gerçek manasıyla “Dosdoğru” olmayı Mevla’m hepimize nasip eylesin diyor;

Selam, dua ve muhabbetlerimi sunuyorum.