Zaman zaman satın alarak zaman zaman internette e-kitap olarak paylaşıldığı için indirilen kitaplarda okuduğumuz veya gördüğümüz için kendimiz için, ailemiz için, milletimiz ve memleketimiz ile dünya Müslümanları için aklımızda kalan önemli cümleler vardır.

Hatta hiç ummadığınız halde bir çocuk kitabının arka kapağında bile rastlayabilirsiniz bu cümlelere.

Mesela “Pazardan bir şey alınmayacaksa Pazara gitmenin ne anlamı var ki” gibi.

Mesela “Kimseye gol atamadıktan sonra, Ne işe yarar futbol” gibi.

Veya “ Sahada 2 takım gerekiyor, yoksa nasıl gol atacaklar birbirlerine” gibi.

Ya da, “ Kimse karşı takımda olmak istemiyorsa oyun nasıl oynanacak” gibi.

Veya “Euro ve Doların yoksa FED kararları neden seni ilgilendirir” gibi.

İş kendimizden şehrimize, yani yeni düzen belediyecilik jargonuyla kentimize gelince de buna benzer sözler vardır aklımıza geliveren.

Mesela “Bir meseleyi kökten kavramakla, o meseleye köklü bir çözüm getirmeye çabalamak birbirinden çok farklıdır.” gibi.

Belediye yöneticileri yaklaşık 15 yıla yakındır işbaşında olmalarına rağmen maşallah şehrin meselelerinin ne olduğunu kökten kavramış gibi gözükseler de, köklü bir çözüm getirmeye çabalamamaktadırlar.

Mesela şehrin ulaşım problemini kavramalarına rağmen bir türlü çözüm getir(e)medikleri gibi.

Mesela şehir içi toplu ulaşım problemlerini bildikleri halde ulaşımdaki tıkanıklığı çöz(e)medikleri gibi.

Mesela 15 yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen şehri tek merkezlilikten kurtaramadıkları gibi.

Veya pek çok kez gündeme gelmiş olmasına rağmen yeniden düzenlenmesi nedeniyle birazda övünmek maksadı ile paralı reklamların döndüğü bedestende hala kaldırım işgallerinin sona erdiril(e)mediği gibi.

Veya projesi ayrı, tanıtımı ayrı, temel atması ayrı, inşaatın devam aşaması ayrı, tamamlanma aşaması ayrı ve resmi açılışı için ayrı ayrı reklamların yapıldığı sosyal tesislerin, müzeler ve kültür merkezlerinin yılan hikâyesine dönen inşaatlarının bir türlü bitiril(e)mediği gibi.

Ya da, şehrin en temel ihtiyaçlarından biri olan içme ve kullanma suyunu inovasyon ve AR-GE temelli yüksek teknolojiye dayanan çalışmalarla insan sağlığına en uygun hale getirmek yerine yıllardır insan sağlığına zararlı olduğu ifade edilen klor ile suyun dezenfeksiyonunun yapılmasına devam edilmesi gibi.

Veya şehrin sorunlarının çözümünün temelinin insan olduğuna inanmak ve insana dönük çalışmalar yapmak yerine sorunun çözümünün para esaslı olduğuna inanarak paraya dönük çalışmalar yapmak gibi.

Bir zamanlar Türkiye’nin en büyük dördüncü şehri olmakla övünen Konya’nın  son 15 yılda uygulanan yanlış politikalar ile orta Anadolu’nun çekim merkezi olmaktan çıkarılıp  Adana, Bursa biryana Antalya, Eskişehir ve Şanlı Urfa’dan bile geri bırakılması gibi.

Siyaset bir taraftan yönetme işi ise, diğer taraftan emsalleri arasında öne çıkma savaşıdır.

Siyaset bir taraftan satranç oyunu ise diğer taraftan kurtlar sofrasıdır.

Kale yuvarlanıp, at düştükten ve vezir kaybedildikten sonra bizim yerel yöneticilerin oynadığı siyaset satranç bu kadar olur mu diyeceğiz bu gidişle.

O zaman sizin varlığınız neye yarar?