Son günlerde endişe verici boyutlarda bir akıl tutulması yaşanıyor…

İpi azıya alan tatlısu kurnazları, taptıkları(!) ve biat ettikleri putlardan ses gelmeyince son çare (!) Allah’ı (haşa) gaza getirmeye (!) çalışıyorlar…

DİKKAT;

Cenab-ı Hakk, kamuoyu baskısına göre iş yapmaz…

Kulundan konuyla ilgili vazifelerini yerine getirmesini ister ve bekler…

***

Uyanıklar, görüntülerinden hökelekli oldukları anlaşılan, hocadan başka her acayip şeye benzeyen sosyal medya soytarıları, Millete “GAZ” Cenab-ı Hakk’a da tövbe haşa talimat(!) yağdırıyorlar;

“Ey Allah’ım, falan filan meleklerini filan yere gönder…”

Eeee?

“Onları kahr-û perişan eyle..”

***

Uyanık, sen napacan?

***

Dediler ki, "Ey Mûsâ! Şüphesiz orada zorba bir kavim var. Muhakkak ki biz, onlar oradan çıkıncaya kadar asla oraya girmeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, o zaman elbette biz oraya gireriz." MAİDE-22

***

Melekler gidiyor ya nasıl olsa, bekleyecek bizim uyanık elinde akıllı telefonla…

Zorbaların işini melekler bitirince, haber verecekler buna…

Hacıemmimde öyle varacak… Oradan da Twit atacak…

“Elhamdülillah filan yer bizimdir artık” diye…

***

Gonya’da buna cami cemaati bile; “Alında kaçan mı?” der…

***

Daha da uyanıkları da var;

“Ey ebabiller yerle bir edin şunları... Rabbim, ebabillerini gönder…”

Oldu…

Tamam…

Sen çekil yalnız oradan, yanlışlığa falan mübarek(!) kafana bi şey düşmesin…

 “Guşu”da biliyor… Guşun tutulduğu yeri de…

***

Putları gibi sanıyorlar…

Gök sekeneleri(sakinleri) gazla(!) çalışmaz…

Reel Politiğe göre de iş yapmazlar, toplumsal baskı altında da ezilmezler…

İlahi emirle çalışırlar...

***

Allah, ebabil kuşunu, meleklerini gönderdikten sonra sana niye vazife yazsın?

“Hay dingil” diyeceğiz, bize yakışmayacak, ona da o laf az olacak…

***

“(Onlar); “Ey Mûsâ, muhakkak ki biz onlar orada olduğu sürece ebediyen, asla oraya girmeyiz. Artık Sen ve Rabbin gidin, böylece ikiniz savaşın, biz mutlaka burada otururuz” dediler.” MAİDE 24

Yahudileşme temayülleri mi gösteriyoruz?

***

DİKKAT;

Allah muhakkak işinde galiptir…

Görünen ne olursa olsun, kim yenerse yensin, kim yenilirse yenilsin, galip olan, hâkim olan Allah’tır..!

“Dua da etmeyelim mi?” diyenler çıkabilir…

Et tabi Müslüman…

Yer gök dua ile… Aklınla, izanınla et…

Ama elinde akıllı telefonla meleklere “yer bildirimi” yapmadan önce;

Gayret et, istikamete gir, terle, ondan sonra yardımı dile… Sefere bir talip ol hele, zafer senin elinde değil… Sefere gitmeden zafer istiyorsun…

Ey Rabbimiz;

Cihat ederek, canını, cananını yolunda kurban eyleyen pervanelerinin yüzü suyu hürmetine, biz günahkar, gayretsiz ve edepsiz kullarını affeyle, içimizdeki akıllı telefonlu, “guşları” kıskandırmayacak kadar Gonya tabiriyle “Biyni” olanlara da feraset ver ey Allah’ım…

***

“Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti. Onları sarsıntı yakalayınca (bayıldılar). Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de bundan önce helâk ederdin. Şimdi içimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helâk mı edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın” dedi.(A'RAF -155)

***

Amin…