Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Müttefikler istedi diye

Müttefikler istedi diye

Son zamanlarda Müslümanların üzerinde yıllardır belki de yüzyıllardır oynanan oyunlar daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaya başladı.

Bu ortaya çıkışın 2 şekilde olduğu görülüyor.

Oyunun ifşa edilmesinde büyük pay daha Müslümanlar üzerinde oynanan oyunların ya oyun kurucuları, ya oyunun tarafları ya da oyunda kullandıkları kuklaları tarafından yapılan itiraflarla ortaya çıktığı görülüyor.

Azınlıkta kalan kısmı ise bazen Müslümanların basiretli davranmaları sonucunda ortaya çıkıyor.

Oyunda kullanılan kuklaların belli süreler sonrasında kendilerinin çöpe atılacağından endişe etmeleri sonucunda birazda oyun sahiplerini kendilerini oyun dışına atmasınlar diye yaptıkları itiraflardan birisi geçen hafta Amerika seyahati sırasında Arabistan veliaht prensi tarafından yapıldı.

Müslümanlar arasında Suudi Arabistan ifadesinden daha çok Suudi Amerika olarak anılan Vehhabi Arabistan yönetiminin görünüşte 2 ama fiiliyatta 1 numarası olan veliaht prensin itirafları nedense bizim ülkemizde dünyada olduğu kadar yankı bulmadı.

Vehhabi yönetimin prensinin itiraflarındaki en önemli cümle “'Soğuk Savaş sırasında Washington'ın talebiyle komünizme karşı Vehhabiliği yaymaya başladıkları” şeklindeki itiraf idi.

Amerikan medyasının daha doğrusu Amerikan emperyalizminin basın alanındaki en önemli elemanlarından birisi olan Washington Post Gazetesi aracılığı ile duyurulan itiraf hayli önemli sözler içermektedir.

Çünkü sadece Sovyetler Birliği’nin etkisi altındaki Komünist idareli ülkelerin vatandaşlarına yönelikmiş gibi gözükse de ifade daha kapsamlıdır.

Örnek vermek gerekirse direkt komünizm tehdidinde olması nedeniyle Sovyet kontrolü altında olmamasına rağmen Türkiye ile Pakistan da bu vehhabilik propagandasından etkilenen ülkelerin başında gelmektedir.

Özellikle 12 Eylül askeri darbesinden sonra laikliği öne çıkarmasına rağmen askeri yönetim bu yolda Suudi Vehhabi propagandasına unutulmaz hizmetler vermiştir.

Özellikle Rabıta adlı kuruluş vasıtasıyla imamların maaşlarının ödenmesine kadar varan Türkiye’deki Vehhabi varlığı unutulacak gibi değildir.

Diğer taraftan Hizb üt Tahrir eliyle yapılanlar da Rabıtadan geri kalır değildir.

Özellikle Türkiye’de İmam Hatip Okulundan sonra dini eğitimlerini İslam Enstitüleri ve İlahiyat Fakülteleri yerine Suudi Arabistan’daki okullarda devam ettirenlerin eğitimleri sonucunda birer Vehhabi düşüncesinin birer militanı olarak geri döndükleri yıllarca müşahede edilmiştir.

Soğuk Savaş dönemlerinde Arabistan hükümeti tarafından diğer ülkelerde güya iyi niyetlerle yapılan veya yapımına katkı sağlanan camilerde görevlendirilen bu kişilerin eliyle yayılmaya çalışılan Vehhabi düşüncesinin şimdilerde Vehhabiliği icad edenler ve destekleyenler tarafından yine Vehhabiliğin küresel terörizmin temel kaynağı olarak göstermeleri bizi asla yanıltmamalı veya aldatmamalıdır.

Uluslararası siyaset arenasında oyun kurucuların oyunlar devam ederken oyunu ve oyunun taraflarını değiştirebildikleri gibi oyuncuları yani kuklaları da değiştirdikleri sıkça görülen bir durumdur.

 Bu açıdan bakıldığında itiraflarda bulunan kuklaların oyun kurucuları aba altından sopa göstermek suretiyle tehdit ettiği bile düşünülebilir.

Müttefiklerin istediklerinin yapılması gündeme geldiğinde olayı sadece Vehhabilik ile sınırlandırmak akıl karı değildir.

Meseleye Türkiye açısından bakıldığında, son 200 yıllık dönemde hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde özellikle de tek parti hükümetleri dönemlerinde müttefikler istedi diye neler yapıldığının da tekrar tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Siz hatırlayamadı iseniz biz size hatırlatmış olalım.

Bu konudaki son örnek Cumhurbaşkanının Avrupa Birliği istedi diye zina suçunun ceza kanunu kapsamına alınmadığının itiraf edilmesidir.

Amerika ve Nato istedi diye yapılanların listesini bir başka yazıya bırakarak son yıllarda ortaya çıkarılan Sahih Sünnet ve Hadis inkârcılığı olan Kurancılık veya Mealcilik diye adlandırılan görüşünde oyun belli bir aşamaya geldikten bir süre sonra itirafının yapılabileceğini hatırlatmak isteriz.

Uluslararası emperyalizmin kulu kölesi ve kapitalizmin gelir kaynağı olan bu esirleri milletimizin oyunun kuklalarının itiraflarından önce tanımaları gerektiğine inanıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi