Müsteşar Faruk Özçelik'in Allah yardımcısı olsun

Salı günü Ankara'daydım...

Özel işlerim nedeniyle...

Ankara'ya gitmişken Türk sporunu yöneten Konyalı bürokratlara selam vermemezlik olmazdı...

Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarımız Faruk Özçelik başta olmaz üzere, Spor Genel Müdürümüz Mehmet Baykan ve Bakanlıkta görev yapan Konyalı kardeşlerimiz onca yoğunlukları arasında bize zaman ayırdılar...

Sağolsunlar...

Öyle yoğunlar ki, "başlarını kaşıyacak vakitleri yok" dersem, abartmış sayılmam...

Özellikle de Müsteşarımız Faruk Özçelik Bey...

Masasının üzeri dosyalarla, evraklarla dolu...

"Telefonları" derseniz susmuyor...

Nasıl sussun ki?

Milletin kendisi arıyor, yetmiyor vekilleri de arıyor!

Hepsine olmasa da çoğunluğuna "alo" diyor...

İş ve aş isteyenlerin yanında, bulunduğu şehire yatırım isteyenler de arıyor...

Gelip gidenler de cabası...

Anlayacağınız Müsteşar Faruk Özçelik'in makamı arı kovanı gibi...

Bütün bu yoğunluğun yanına federasyonların "seçim" ve "geçim!" derdini de eklersek, varın gerisini siz düşünün...

Koltuk sevdası büyüdükçe, koltuğu bırakmak istemeyen başkanlar ve yöneticiler Müsteşar Faruk Özçelik'e ulaşmak için kırk takla atıyorlar...

Alınmasınlar...

Hakkıyla spora hizmet edenlere, başarılı federasyonlara ve başkanlarına sözümüz yok...

Sözümüz olimpik olmayıp, kendini bir "nane" sanan federasyonlar ve o federasyonların başkanlarına...

Yani...

Yanisi şu; omuzlarına federasyon başkanlığı apoletini takıp, o apoletin nimetinden yararlananlara ve yararlanmak isteyenlere...

Nasıl tatlıysa o koltuklar, devretmek bu denli zor oluyor...

Bu ülkenin sporu, ne çektiyse bu anlayıştan çekti açıkçası...

Çekiyor da...

Ülke sporunun menfaatine uygun olan durumlarda, koltuk, makam, apolet hiç düşünmeden ikinci plana itilmeli...

Ama nerede?

Bakan Akif Çağatay Kılıç'ın olimpiyatlardan sonra, "Sportif başarının bir federasyon ve başkanı için en önemli kıstas olduğunu dile getirmiştim. Olimpiyatlar bitti, öz eleştiri yaparak şapkasını önüne koyacak çok kişinin olduğunu ve yapması gerektiğini düşünüyorum" demesine rağmen "üç maymun"u oynayanlar, bugün büyük bir yarışın içindelerse sözün bittiği yerdir orası...

Aslında bu konuyla ilgili yazılacak, söylenecek o kadar çok şey var ki!

Neyse...