Ülkemiz ihmalden mi bilinmez ama her yıl düzenli felaket zincirinin bir halkasını tamamlamadan es geçmiyor. Bu yaşanan olaylara bakılırsa dualarımız kabul olmayıp gökten kafamıza taş yağıyor. Orman yanıyor, maden göçüyor, deprem oluyor kuru bir özür hop hayat kaldığı yerden devam ediyor. Niçin? Tabi ki yine ateş düştüğü yeri yakıyor. Kader böyleymiş efendim, kadercilik. Bu kelime çok önemli, iyi ki bu kelime var olmasa neyin arkasına sığınılacaktı maazallah.

***

Rant onlara, ölüm bize, para onlara, yoksulluk bize. Yoksulun, yolsuzluk yapmasını bilmemesi sorunu çözmüyor. Ekosistem bozulmuş, insanlar ölmüş yeter ki ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza bey modunda derin bir sessizlik ve kolay bir kabulleniş. Ağzımızın tadı kalmadı tat alma duyumuzu kaybettik, bazılarında beyin ölümü bile gerçekleşmiş. Canım sizde abartmayın şunun şurasında Kanada’dan mercimek, Ukrayna’dan buğday, başka yerlerden et derken her şey ithal olmuş.

***

Biz bir şey üretemiyor muyuz peki, bol bol muhtar, bol bol ölüm için yeni binalar, maden kazaları üretiyoruz daha ne olsun. Ölümler çözümü getirdi mi peki? Hayır. Durmak yok yola devam derken bu mu kastedildi. Az geldi yetmiyor mu? Olayların önüne geçilmiyor mu, İtirazlar mı reddediliyor, kime neyin karşılığı veriliyor belli gibi. Muhtarları unutmayalım onlarsız düzene düzen denir mi hiç. Kanada’ya geziye gönderilip eğitilen muhtarlarla geleceğimiz artık daha güvende ve garanti altında. Huzur içinde kendinizi muhtarların cahilliğine bırakın. Muhtarlık saltanat makamına döndü cumhurbaşkanlığından forslu. Muhtarlık için ölenler öldürenler, niye dert ediyorsun muhtar maaşın sana yeter. Yenge yenge Kezban yenge de muhtar olduğuna göre artık ülkece daha aydınlıklara çıkarız.

***

Muhtarlara harcanılan bütçeleri gençlerin eğitimi için harcamaya ne gerek var uyutmaya devam, inançlar sömürülsün aman kimse uyanmasın, kavalın sesi yine hoş gelmiş uzaktan, boş verin gitsin. Bir muhtar maaşım bile yok diyorsan sen de hemen başvur hayatın pahasına muhtar ol. Politikacılarımız çok politik davranarak önceliği muhtarlara verdiler üniversite mezunu işsizleri görmezden gelerek puan alıp atanamayan gençlerin elektrik döşerken ölümlerine göz yumdular. Değer mi hiç dedikleri noktada başkalarının canına değdiler gıkları çıkmadı canları yanmadı. Pazara kadar değil mezara kadar dediler göçüklerin altına gömdüler. Koltuklar, makamlar siz de oy verin kankiler, siz büyütün biz sömürelim dediler. Alevleri yangına, yangınları felakete dönüştürdüler.

***

‘Diploma önemli değil artık yetenekleriniz önemli’ dedikleri noktada diplomalıların ne kadar yeteneksiz, Ankara’da dayısı olanların ne kadar yetenekli olduklarını gösterdiler. Gençler muhtarların gölgesinde kalırken, ülkeyi yönetenler vatandaşına gözdağı verdiler. 31 Mart seçimlerinde muhtarları seçime dâhil ederek zamanı, parayı ve insanın sabrını tükettiler. Eskiden muhtarlara ücret ödenmiyor, gönüllülük esasına dayanıyordu. 50 bin 370 muhtarın olduğu ülkemizde, aylık 856 milyonun yıllık 10 trilyonun üzerinde bütçe (352 milyonun üzerinde sigorta giderleri ve devletin imkânlarından yararlandıkları hariç), milyonlarca gencimize ve ülke insanın istihdamını sağlamak yerine oy kaygısıyla muhtarlara harcanmaktadır.

***

Şu anda muhtarlık bir meslek grubu haline gelmiş durumdadır. Gerekenin gerektiği gibi yapılmaması sebebiyle Türkiye’nin geleceği olan değerli bilim insanlarını zorla silikon vadisine itmişlerdir. Türkiye’nin geleceği artık dışarıdan ithal edilecek insan kaynaklarına kalmış durumda ülkemize hayırlı olsun. Avrupa gerçekten bizi kıskanıyor çünkü onlarda muhtarlık şeklinde bir devlet birimi yok.