Cinsiyetçi Ayrımcılık Baş Rolde
Gerçekten üretmek isteyen kadınların önüne cinsiyet bariyeri çıkarmaları hala erkek egemenliğinin devam ettiğini göstermektedir. Cinsiyetçi yaklaşımlarla karşılaştığım için kırk kapı çaldım kırkı da yüzüme kapandı. Kendi ayaklarının üzerinde durmak isteyen kadınlarımız iş yerinde mobbinge uğrayarak başarıları baltalanmaktadır. İkinci sınıf vatandaş yerine koyulan kadınlar psikolojik şiddete de maruz kalmaktadırlar. En son gittiğim firma ‘Konya’da bayanların iş bulması çok zor. Konya bu konuda hala kısır döngü içerisinde’ şeklinde açıklamada bulundu. 21. yüzyılda hala cinsiyetçi ayrımcılık yapılabiliyor. Kendi yaşadığım bir mobbingden bahsedeyim. Üniversitede bölüm hocalarımızdan biri kadın olduğum için psikolojik şiddet uygulayarak bana şunları söylemeye cüret etti. ’Kızım senin hala üniversitede ne işin var kadınlar çocuk doğurup kaçıyorlar (Kaçıyorlar dediği doğum izni. Bu baskı diğer kadın doktora öğrencilerine değil sadece bana yapıldı), üniversitede hoca olma gibi hayalin var ondan vazgeç’ dedi. Haddini aşan hocamıza şunu söylemek isterdim ‘Hocam beni bir kadın doğurdu sizi bir erkek mi doğurdu?’’. Daha da ilginç olansa bölüm hocasının kızı, torunlarının da kız olmasıydı. Kızı çalışıyor, bundan da gururla bahsediyordu. Hocanın cinsiyetçi mobbingine eğilmedim ancak üniversiteden gidene kadar eziyetleri devam etti. Profesörümüz kendi kafasında belirlediği bazı kadınları aşağılayarak evlenin gidin diyordu (ders yerine lisans öğrencilerine bu dogmaları anlatmış). Kadınların doğurarak yeni birey üretmesi Allah’ın kadınlara bahşettiği mucizedir ve burada kadınların utanacağı bir durum yoktur. Oldu olacak bu zihniyetteki hocalarımız YÖK’ten üniversitelere kadın alınmaması için istemde bulunsunlar. Üniversitelerdeki bazı erkek hocalar kadınları aşağılayarak değersizleştirmekte, gerçekten üretmek isteyenlerin yolunu kesmektedirler. Gücü, cinsiyet faktörüyle ölçen bu zihniyette üniversiteler akla, bilme dayanmayan yanlış ve haksız kararlar alarak ülkeyi bağnazlık ve yobazlığa sürüklemektedir. Hâlbuki kadınlara bir anne adayı olarak kaliteli bir eğitim ve öğretim verilmelidir ki onlarda ülkenin geleceği olan gençleri iyi eğitsinler. Yaradılış itibari ile belki erkeklerden fiziksel olarak güçlü olmayabiliriz ancak bu demek değil ki kadın aciz ve zayıf sadece ev işleri yapabilir. Çoğu insan küçümseyerek ‘’siz kadınlar çalışamazsınız’’ diyorlar ancak doğurmak, çocuğa bakmak ve ev işi yapmakta ağır bir iştir. Anadolu’nun birçok yerinde çalışmayı sevmeyen erkekler kahvede oturur erkeklerin yapacağı tüm ağır işleri de kadınlar yüklenirler. Güneşin doğuşunu nasıl engelleyemezsen üretmek isteyen kadını engelleyemezsin. Üretmek isteyen kadın hiç bir şey yapamazsa yemek üretir ama yine de üretir. İşte size en güzel örneği Kuruluş Savaşında eksik erzaklarla askerlerimize yemek üreten Anadolu kadını. İnsanın en verimli yaşlarında cinsiyetçi ayrımcılık yüzünden iş yerlerinden geri çevrilmesi kadınların üretimine ket vurmaktadır. Toplumun bana biçtiği rolü değil kendi istediğim yolda devam etmeye çalışıyorum. 2022 yılında doktorayı bitirdim ancak ne üniversitelerde ne de alanımla ilgili ya da alanım dışında herhangi bir kamu kurumunda veya özel sektörde kendime bir yer bulamadım. Eskiden altın bilezik olsun deyip gençlerin meslek edinmesi sağlanırmış. Ancak bugün birçok mezun genç, işsiz ve üretime katkıda bulunamadığı için hem devlete hem de ailelere yük olmaktadırlar. Başarıyla aldığım diplomam maalesef işsizlikle taçlandırıldı kaderim toplumsal cinsiyetçi ayrım yapanların eline kalsın istemiyorum. Bu sorunlarla karşılaştığımız yetmezmiş gibi insanların çoğu öğretmen olsaydın diyor. Siyasilerin de diline, oy kaygısıyla pelesenk olan öğretmenler atanamıyor söylemleri, hiçbiri diğerinden daha önemli olmayan meslek grupları arasında ayrımcılık ateşini körüklemekte insanlar arası kutuplaşmalar meydana getirmektedir. Kendi çevrenize bile bakarsanız Öğretmenlik mesleği dışında birçok meslekten mezunun atanamadığını duyar-görürsünüz. Hâlbuki kadın birçok alanda çalışabilecek yetenek ve güce sahiptir. 1444 yıl önce Hz. Muhammedin eşi Hz. Hatice kervanlarının başında çalışırken sorun olmuyordu da, neden 21. yüzyılda kadınların çalışması cinsiyet engelinden geçemiyor anlamıyorum. Şunu unutmayalım ki Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında sırtında çocuğu, kağnılarla cepheye silah ve erzak taşıyan kadınların payı büyüktür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.