Miloseviç'in koşusu, Ömer Ali'nin baskısı zafere taşıdı
ÖMER ALİ, MİLOSEVİÇ, BAJİC
Kadıköy'de, hem de Fenerbahçe karşısında, hem de hiç kazanamadığı o sahada, maçı yüksek tempoda oynama, kaybedilen topları hemen kazanarak çabuk hücuma çıkma çabasındaydı Atiker Konyaspor'lu futbolcular...
Santrayla birlikte gösterdiler bunu...
Kazanma isteğini kolaylaştıran, takımı daha çok koşturan ve bana göre önemli bir ayrıntı olan Aykut Kocaman enerjisinin de tavan yapmasıydı...
Kolay lokma olmayacaklarını hissettirdiler her haliyle adı büyük kozanoğlu Fenerbahçelilere...
Kazanma arzusu yüksekti ve Mehmet Uslu'ya rağmen, iyi oynamaya yönelik bir sorun da yoktu...
Oyun ve skor üstünlüğünün söylediği buydu...
3-1'den sonra skoru koruma güdüsünü saymazsak, iyi bir maç çıkarttı Atiker Konyaspor'lu oyuncular...
Önceki maçlarda olduğu gibi Fenerbahçe maçında da pozisyonların çoğunun içinde Bajic'in olması tesadüf değil...
İsminin Fenerbahçe ile anılması, ekstra bir enerji sunmuş bu oyuncuya...
Pozisyon ve gol sezgisi yüksek bir oyuncu olması da cabası...
İlk goldeki Miloseviç'e attırdığı o koşu, sonra gol bölgesine gidişi ve topla buluşması, sonrasında da golü yapışı derslikti...
Ömer Ali, Miloseviç vee Bajic'in, üretkenlikleri ve yaratıcılıkları galibiyeti getirdi dersek, diğer oyuncuların hakkına girmiş olmayız...
Bir asist, bir gol Ömer Ali'den...
İki asist Miloseviç'ten...
İki gol Bajic'den...
Ve zafer...
Daha ne olsun ki?
xxx
MEHMET USLU
Küçük ama, önemli bir ayrıntı...
Başakşehir maçında Douglas'ın yokluğunda Mehmet Uslu performansı korkutmuştu beni...
Fenerbahçe'nin direk kaleye inebilen sağ ön oyuncusu Lens ile Atiker Konyaspor'un sol savunucusu Mehmet Uslu eşleşmesini düşünemiyordum bile...
Lens bu maçta forma giymedi...
Babasının vefatı nedeniyle ülkesine gitmiş...
Allah rahmet eylesin...
Ölümlere sevinilmez, ama Lens'in babasının vefatı Konyaspor'un, en çokta Mehmet Uslu'nun işine geldi...
Belki de Lens'in yokluğuna en fazla Mehmet Uslu sevinmiştir...
Kimbilir...
xxx
BİR GALİBİYETTEN DAHA FAZLASI
Kadıköy zaferi büyük ses getirdi...
Bunu görmemek için kör olmak lazım...
Skorun getirdiği yüksek güven duygusunun, Atiker Konyaspor'lu oyuncuların performansına, sınıf atlatacağına inanıyorum...
İşte bu, kalan maçlar öncesi Fenerbahçe'den alınan galibeyetten çok daha önemli...
Kadıköy galibiyeti, formsuz, moralsiz ve özgüvensiz geçen bir sürecin ardından, kendilerinin farkında olmalarını da sağladı...
Dahası, ilk 6 konsantrasyonu arttı takımın...
Dolayısıyla bir galibiyetten fazlasıydı Fenerbahçe zaferi Atiker Konyaspor için...
Uzatmayacağım...
Fenerbahçe Cumhuriyeti'nde güçlü bir karakter sergiledi Atiker Konyaspor...
Bayrakları yarıya inmişti, şimdi tamamen düştü...
Daha ve en önemlisi, Başkanıyla, Hocasıyla ve oyuncusuyla tartışılmaya başladığı bu günlerde, saygın bir tavır koydu ortaya.
xxx
HOCA
Aykut Kocaman meselesi...
“Konyaspor'la oynuyor” diyorlar...
Ben değil, konu komşu öyle diyor...
“Ali Yıldırım, dolayısıyla da Fenerbahçe ile el sıkıştı” diyorlar...
Ben değil, Ulusal'da yazıp çizen arkadaşlar diyor...
“Ailemden uzak kaldım, kesinlikle sezon sonu döneceğim” demiş...
Bana değil, Fenerbahçe yazan İstanbullu arkadaşlara demiş...
Eyvallah...
Ağzı olan herkes birşey diyor...
Peki Aykut Kocaman ne diyor?
“Sözleşmem devam ediyor. Çalışan bir antrenörüm, söyleyeceğim her şey çalıştığım kulübe ayıp olur. Sezon sonu yönetimle bir değerlendirme yapmak istiyorum. Benim her zaman söyleyeceğim yer burasıdır. Sözleşmem sürüyor. Bu Konyaspor’la aramızdaki bir mesele. Bir sene daha sözleşmem var. Bu konulara tekrar dönmeye gerek yok. Sezon sonu yönetimle konuşacağız, sonrasını Allah bilir” diyor...
Ne desin yani...
“Evet, Fenerbahçe ile anlaştım mı” desin...
Salak mı?
Kendisi için can alacak, can verecek! taraftarı niye karşısına alsın?
Akıllı ve duruşu olan bir adam!
Onun için sezon sonunu bekliyor...
Biz Konyalılar da papatya falları açıyoruz, “Aykut Kocaman gidecek mi, kalacak mı?” diye...
Başkan Ahmet Şan'da biliyor Aykut Kocaman'ın gittiğini, ya da gideceğini, ama an itibarı ile yapacağı bir şey yok...
Çünkü, “dam alçak değnek kalkmaz” diye bir atasözümüz var ya, işte öyle bir şey.
xxx
YENİ YÖNETİM
Öyle ya da böyle 3 yıl bu kulübü yönetecekler...
Allah yardımcıları olsun...
Yönetim gençleşti...
İçlerinde istanbul takımlarına gönül verenler de var...
Dolayısıyla eleştiriliyorlar...
Eleştiriler haklı....
Peki ya eleştiri sahipleri?
Tek takımlılar mı?
Mevzu derin...
Yerim bittiği için bu konuya mutlaka değineceğim...
An itibarıyla Fenerbahçe galibiyetinin keyfini yaşıyorum...
Size de tavsiye ederim...
Bana ilaç gibi geldi, yerlerde sürünen moralim tavan yaptı...
Daha ne olsun?