Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Milli Eğitim Müfettişi’nin hareketi

Milli Eğitim Müfettişi’nin hareketi

Bazı kişilerin kişilikleri değiştiremezsiniz.

Kendi inancı ne ise vazifesi dışına çıkıp kanun ve talimatlara tepkili ise yine bildiğini okur.

Bu sadece Milli Eğitim’de değil. Sözde adalet dağıtacak hukuktaki Hâkimden Savcıdan tutun…

Pek çok bürokraside maalesef az çok mevcuttur.

Bunlar hakiki oluşumlu detaylarla anlatılabilir. “Hayır, olamaz” diyen yanlış düşünür.

Nitekim şimdi anlatacağım oluşum bu yöndedir ve yaşamım içinde, yakınım için meydana gelmiştir.

Benim başıma da bizzat gelmiştir. Yaşamımım akışı içinde görmüş olacağız.

***

1952 yılı kasım ayındayız. Babam merkez Köyü Güvenç’te öğretmenliğine devam etmektedir.

Yine eylül ayında gitmiş okul vazifesini yapmakta iken…

Kasım ayında babamgil Konya’ya evimize geldiler.

“Hayrola baba? Okulda tatil günümü var? Yoksa başka bir sağlık falan işiniz mi? Kaç gün buradasınız?” soruma…

Üzüntülü bir konuşma ile “Yok oğlum beni emekli yaptılar” cevabını hayretle karşılayıp…

Nasıl olur öğretimin içinde öğretmenleri emekli yapmazlar. Bir yanlışlık olmasın dedim ama hakikat ortada idi.

***

“Baba dava aç bu haksızlık.” Dedimse de “boş ver oğlum uğraşamam bu işlemle” deyip dava açmak istemedi.

Birkaç ay emekli gezen babama Öğretmen arkadaşları “Hoca böyle emeklilik olmaz eğitim sırasında yasak gel yardımcı olalım dava açalım.” Israrları karşısında Danıştay’a dava açtı.

İşte o zaman her şey ortaya çıkıverdi. Bakın sırası ile anlatayım.

***

O yıllarda yeni hükümet yani DP okullarda isteğe bağlı din dersi verilmesi için kanun mu talimatnamemi ne ise bir karar çıkarmıştı.

İsteyen velilerin çocukları din dersi de görecekler müracaat etmeyen veya istemeyenlerin çocukları bu dersi görmeyecek sorumluda olmayacaklardı.

Babam böyle bir ders vermeye yasak zamanlarda bile yapan kişi idi. Yaşamımda anlatmıştım.

Güvenç Köyü velilerinin hepsi muvafakat ettiği için din dersi de veriyordu.

***

Güvenç Köyü karşısında Tutup (Yazıbelen) Köyü halkı Milli Eğitim’e giderek…

“Çocuklarımıza din dersi verilmesini istediğimiz halde. Öğretmenimiz ısrarlarımıza rağmen ders vermiyor.

Hâlbuki Güvenç Köyü öğretmeni veriyor. Bu bakımdan şikâyetçiyiz. Ya öğretmen ders versin ya da öğretmeni değiştirin” diye şikayet ve istekte bulunuyorlar.

***

Milli eğitim müdürü, müfettiş tayini ile tahkikat istiyor.

Müfettiş tutup köyüne hiç gitmeden Güvenç Köyü ne gelip velilere öğretmenin din dersini istemedikleri halde zorla yapıp yapmadığını sorusuna…

Hayır, biz istedik öğretmen zorla işlem yapmadı. Ders vermesinden memnunuz.” cevabı vermelerine rağmen…

Babama “sen veliler istemediği halde din dersi veriyormuşsun bu kanuna aykırı” söylemine…

“Hayır, veliler kendileri istedi böyle bir şey yok” diye cevap veriyor babam.

Müfettiş Köyde Hindi (Culu) çokluğunu görünce babama. “Yılbaşında Konya’ya geldiğinde bana bir tane alıp getiriver” diyerek ayrılıyor.

 Babam yılbaşı arifesinde getirdiği hindiyi Müfettişin evine götürüyor ve bedelini isteyince müfettiş duraklayıp içerden getirdiği parayı veriyor.

***

Müfettiş o yılki raporunda babam için yetersiz zayıf notu veriyor. Hâlbuki otuz yıllık mesleğinde hep takdirli rapor almasına karşın.

Ağustos ayında Milli Eğitim Müdürünün izne çıkıp yerine vekâlet verme yetkisi verdiği Müfettişimiz.

Milli Eğitim Bakanlığına yetersiz olan ve kanunlara aykırı hareket eden öğretmenin emekli edilmesini raporluyor.

***

Bakanlık ilgilileri emekli yapılması için kurallar varken bunları nedense (ki belki Müfettişin baskısı olabilir) atlayıp Emeklilik oluru çıkartıp babamı emekliye sevk ediyorlar.

***

Hâlbuki talimatnamede. Öğretmen o yıl zayıf raporu almış ise başka bir müfettiş daha gönderilip o müfettişte zayıf verirse…

Hemen emekli değil başka bir okula tayin ve yine iki müfettişin raporu zayıf olursa öğretim içinde değil yaz tatilinde emekli ediliyor.

Bunu bakanlık nasıl atlamış anlaşılır gibi değil!

***

Danıştay bunların hepsini ortaya çıkardı ve babamın emekliliğini iptal ile öğretmenliğe devamına karar verince…

Babam Yenicekaya Köyü’ne tayin edildi.

***

Babam iki yıl daha devam ettikten sonra. Emekli olmak istedi.

Emekli olabilmek için yıllık teftişe gelen müfettişe bir nevi yalvarıyor.

“Ne olur bana zayıf raporu ver de emekli olayım” demesine…

“Nasıl veririm hocam vicdanım razı olmaz bütün program ve çalışmaların fevkalade yapamam” cevabını ertesi yıllarda da veriyor.

Ve Babam ancak yaş dolayısıyla emekli olabildi. Yapmadılar daha evvel.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Güldağ Arşivi