Medine İstanbul Üç Saat. İstanbul Konya İki Gün
Şubat ayı sonuna doğru kısa dönem bir umre ziyaretimiz oldu. Bu seyahatimiz anlatılmaz bir güzellikte geçti. Mekke’de ve Medine-i Münevvere’de Haremlere otellerimiz çok yakındı.
Şirketler de büyük tecrübe kazanmış. Önceden tespit edilen programlar hiç aksamadan gerçekleşti. Bir de eşyalarınızla hiç uğraşmıyorsunuz.
Dönüşte, 3 Mart Cumartesi günü saat 20.00 sularında İstanbul’a indik. 22.00 uçağıyla da Konya’ya hareket edeceğiz. Hareket saatimizi beklerken. Hareketin iptal edildiği bildirildi. Hava alanında, “Sizi otele götüreceğiz, yarın sabah altı da Konya’ya hareket edilecek” dediler.
Dedeman Oteli’ne gittik. Biz yatıncaya kadar saat 24.00 oldu. Sabaha karşı saat dörtte kaldırdılar. Saat altıda uçak var diye havaalanına geldik. Ben bir gün önce saat 22.00’de kalkamayan uçağın ertesi günü saat altıda kalkacağına hiç ihtimal vermedim. Tahminim gibi de oldu. Uçak saat altıda kalkmadığı gibi iki kere daha hareketi tehir ettiler. Sonunda da varış alanı buzlu diye Konya seferlerini külliyen iptal ettiler. Sonra Konya yolcularını Ankara üzerinden Konya’ya göndermeye kalktılar. Yolcular üç guruba yarıldı. Bir kısmı Ankara üzerinden gitmeye, bir kısmı o gece kalkacak uçağı beklemeye karar verdi. Biz de o gece İstanbul’da bizim çocuklarda kalmaya karar verdik.
Ankara’yı tercih edenler perişan olmuş. Bunların gittikleri uçakta bagajları çıkmamış. Bekleyin ikinci uçakla gelir demişler. Ondan sonraki iki uçakta da eşyaları çıkmayınca Ankara Hava Alanı’ndan siz gidin biz eşyalarınızı arkadan kargo ile göndeririz demişler. Yolcular Hızlı Tren’e zor yetişmişler.
Biz pazartesi günü sabah uçağı ile Konya’ya hareket ettik. Rahat bir yolculuktan sonra Konya’ya indik. Baktık bizim bagajlar da yok. Zabıtlar tutuldu. Beklemeye başladık. O gün öğleden sonra bir bayan görevli beş parça eşyamızdan üçünün bulunduğunu haber verdi. Akşama doğru da diğer iki parça eşyamızın da bulunduğu bildirildi.
Eşyalarla ilgili haberleri veren görevliler, mesele ile yakinen ilgilendiler. Neticede valizlerimiz ertesi günü elimize geçti.
Pazar günü Konya ile yaptığımız görüşmelerde Konya’nın günlük güneşlik olduğunu haber veriyorlardı. Sonradan anlatılanlara göre, iptallerin Konya Hava Alanında buzlanmayı önleyecek solüsyonun olmamasından kaynaklandığı yolunda idi.
Netice olarak üç saatte Medine’den İstanbul’a geliyorsunuz. Ama iki günde İstanbul’dan Konya’ya ancak gelebiliyorsunuz. Bu yorgun olduğunuz bir dönemde yorgunluğunuzu daha da artırıyor. Bir de yolcular arasında çok yaşlı ve hasta insanlar var. Meseleyi abartmadan ve teferruata inmeden anlatmaya çalıştım. Söylenmesi gereken bir çok şeyi de atladım.
Bütün bunları, halimden şikâyet veya tenkit için söylemiyorum. Uçak seferlerinin daha güvenli, problemsiz ve konforlu olması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gereğinin önemini vurgulamak için söylüyorum.
Konyalı bu çekilenleri hak ediyor mu? Düşünmek lazım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.