Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

MEB yeni müfredat taslağı

MEB yeni müfredat taslağı

MEB ilk ve orta dereceli okullarda müfredat programını güncellemek için yeni müfredat programı taslağı hazırladı ve bütün öğretmenlerin de bu konuda görüşlerini aldı. Biz de okuttuğumuz dersler hakkında görüşlerimizi bildirdik ve ayrıca Bakanlığımızın isteği üzerine şahsi görüşümüzü de bildirdik.

Bir yazar olarak da bütün dersler hakkında genel olarak görüşlerimi bildirmeyi kendime bir görev bildim. Bu sebeple genel olarak görüşlerimi aşağıda sıralayacağım. İnşallah faydalı olur ve Bakanlığımız dikkate alır.

Birincisi: Anaokulundan itibaren tedricen Allah ve Peygamber sevgisi verilmeli, sahabe ve ameli ve itikadi mezhep imamları tanıtılmalı.

Laikliği bahane ederek, Hz. Peygamber’in ilköğretim dördüncü sınıftan itibaren tanıtılmaya başlanması O’na kaşı ilgisizlik ve saygısızlık olduğu unutulmamalı. Terörün, anarşinin, sefaletin ve fitnenin bu yüzden ülkemizde cirit attığı unutulmamalı.

İkincisi: Lise birde okutulan din kültürü dersinin 3/2’sinin batıl dinlere ayrılması manidardır. Bundan on-on beş sene önce bir lise öğrencisi bana şöyle dedi: Hocam bize dinimiz öğretilmiyor, batıl dinler öğretilmektedir. Bir dönem Konfüçyanizm gibi felsefi dinleri okuduk. Birini seçmeyi düşünüyorum. Bu durum düzeltilmeli. Ağırlıklı olarak bu milletin dini öğretilmeli bu bağlamda Hz. Peygamber’in ve sahabenin hayatı tedricen öğretilmeli müfredat programı buna göre hazırlanmalı.

Üçüncüsü: Evrim teorisi müfredattan çıkarılmıştır. Bakanlığımıza bu yüzden çok teşekkür ediyorum. Evrim teorisi yerine İnsanın neden yaratıldığı, yaratılış gayesi, Allah, kâinat ve insan ilişkisi ortaokuldan itibaren tedricen verilmeli. Bu verilmediği takdirde insan kendini boşlukta hissedeceğinden ideolojiler uğruna insan kanı akıtacağı unutulmamalı. 

Dördüncüsü: Başta edebiyat ve biyoloji dersleri olmak üzere bütün dersler laiklik adına vahiyden arındırılarak, Batı medeniyeti referanslı hale getirilmiştir. Bunun düzeltilmesi ve İslam medeniyeti referanslı hale getirilmeli. Bir millet kendi dinine, medeniyetine ters düşmüş ise o milletin başka medeniyetlerin kulu- kölesi olması kaçınılmazdır. İçinde bulunduğumuz maddi ve manevi sıkıntının bu sebepten kaynaklandığı artık bilinmeli ve buna göre müfredat programı yazılmalı.

Beşincisi: Tanzimat İngilizlerin baskısı sonucu ilan edilmiştir. Bu yüzden İslam hukukunun zimmî hukuku yürürlükten kaldırılarak ümmetin başsız kalmasına kapı aralanmış oldu. Bu sebepten dolayı Tanzimat eleştirilmeli. İnancımıza, tarihimize, medeniyetimize ters düşen inkılâplar yenilik olarak sunulmamalı ve bunlar göz önüne alarak tarih dersi müfredatı yeniden yazılmalı.

İmam- hatip liselerine gelince şu hususlar göz önüne alınmalı:

Birincisi: Bütün meslek derslerinde ayet ve hadislerin metni de verilmeli. Yalnız meallerinin verilmesi, sakıncalı, öğrenci Kur’an’dan ve hadis metinlerinden uzak kalmakta, sanki lise öğrencisi gibi davranmaktadır. Biz öğrenci iken bütün meslek derslerinde- tefsir- hadis derleri olsun- ayet ve hadis metinleri de yazılıydı. Biz metinleri okurduk ve ezberlerdik.

İkincisi: Akaid- kelam dersinde iman ünitesinde iman konusu anlatılırken muamelatla ilgili hükümlerin de evrensel olduğu anlatılmalı. Tefsir dersinde tarihsel tefsir anlatılırken muamelatla ilgili hükümlerin evrensel olmadığı tezi işlenmekte ve evrensel olduğu hakkında geniş bir bilgi verilmemektedir. Sadece tarihsel tefsirin eleştirildiği konusunda iki cümle yazılmıştır. Bu konu günümüzde yaygındır. Bu fitnenin önüne geçilmeli. Yani müfredat programı buna göre hazırlanmalı.

Üçüncüsü: Felsefe derslerinde filozofların Allah, kâinat ve insan ilişkileri hakkındaki görüşlerinin eleştirilmesi gerekir. Materyalist bir felsefe sunmanın, bu milleti dininden, bayrağından, tarihinden koparma amaçlı olduğu ne zaman anlaşılacaktır? Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi