M. Akif Ersoy İçin Neden Anma Yapmazlar ki?
Büyük bir eser olan İstiklâl Marşı’nı yazan mümtaz şairimiz M. Akif Ersoy’un diğer şiirlerinde ki değerin sırasına bile ulaşabilen şair, halen bulunamadığı bir tarafa…
Onun, dürüstlük, cihat için atılım ve azim gayreti yanında örnek ve güzel ahlaki ile maneviyat yüksekliğini de gösterebilen…
Emanet palto ve borç para ile gezerken bu günlere kadar ve yine de devam edecek çocukların bile kükreyerek okuduğu Marşı için verilen büyük meblağı “Ben para için marş şiiri yazmam” diyebilen…
Israr üzerine yazdığı marşı ayakta birkaç defa dinleyip Milli Marş kararı yanında ödül verilmesini ittifakla kabul eden TBMM’nin yine ittifakla önerdiği büyük meblağı almayanlardan olabilen…
Vatanının kurtuluşu için hitabet, vaaz ve yazıları ile yaptığı cefakârca hareketleri ile halkı kurtuluş savaşına yönlendirmeyi yapabilen…
Bir Şair daha gelebilmiş midir?
Gelememiştir ama yabancı ideolojisini yeğleyip yazdığı şiirleri büyük bir sanat eseri olarak gören…
Cumhuriyet devrinde ilk kurulan partinin hâkimiyeti zamanı içinde. T. C. Askeri mahkemelerince birkaç defa Vatan şairi değil “Vatan hainliği” kararı ile ceza hükmü giyip hapiste iken…
Ta Osmanlı’dan gelip Türkiye’nin de ezel düşmanı görünen SSCB’ye kaçıp Cumhuriyet yerine Kominiz mi seçen.
Ve orada vatanı aleyhine işlemlerde bulunanı ki…
İşin tuhafı ona ceza veren siyasi takımın elit ve çağdaşlık(!) adı altında kuruluşların başına geçen taraftarlar efradınca…
Son yıllarda “Vatan şairi” diye sık sık anma törenleri yapma da ön sıradadırlar.
Hain kelimesini bile şaire çevirenler. Yukarda ismini belirttiğimiz büyük şair için ise bırakın anmayı…
Vatan şairi bile diyememekte hatta diyenleri ötelemektedirler.
***
Üstün şairliği yanında. Vatanının kurtuluşu için kendini ortaya koyan ve mümtaz kişiliğini serdeden M. Akif Ersoy’un Ölüm yıldönümlerinde…
Bırakın malum siyasal elitleri ve çağdaşlık kerrakesi altında ki kuruluşları…
Sözde Ulusal(!) Medya denilen TV’ler ile kartel gazeteler bile
Bir ufak anma yayını yaptıkları bile görülememekte.
Yapmaktalar da sizler görüp bendenizin gözünden kaçmışsa. Özür dilemek isterim ama bilmem olabilir mi dersiniz?
***
Aslında ana mesele başkadır. O çeşit şairleri yükseltmeye çalışarak maneviyata sahip olan üstatlıkları kabul gören şairlerimizi ki mesela Necip Fazıl Kısakürek de dâhil olanları unutturma yanında içlerindeki maneviyat düşmanlığı için kullanma ortamına girmektedirler.
Hadi onların maneviyatı vardı da sevemediler diyelim.
Peki, yine üstün şairlerimizden Ahmet Muhip Dranas, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Arif Nihat Asya, Yahya Kemal Beyatlı ve Faruk Nafiz Çamlıbel’i hatırlamazlıkları yanında.
Şiirlerinin biçiminde öz olarak, Halk şiiri ve Kemalizm’i öne alan Şair ve edebiyatçımız Behçet Kemal Çağlar bile unutulmuş görünümde!
***
Bilemiyorum işin aslı ve hakikatlere ne zaman ulaşıp haklının hakkını vererek işlem yapmaya…
Bu yazım gibi yazanlara karşıt olanların hemen “Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı” yaftası ile şümullendirme ne zaman durulup ilgisi olmadığı için bundan vazgeçmeye başlayacaklar..
Bu yolda gidenler için İnsanlık ve asıl Türk medeniyetinin usulleri içlerine yerleşir İnşallah diye duam kabul görülürde…
27 Aralık’taki ölüm yıldönümlerinde iftihar içinde anıp nur içinde cennet mekân olması için dua ettiğimiz Rahmetli M. Akif Ersoy’u beraberlik ve kardeşlik içinde anmış olurlar.
***
Gireceğimiz 2011 yılı ve nice yıllar içinde
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Onun, dürüstlük, cihat için atılım ve azim gayreti yanında örnek ve güzel ahlaki ile maneviyat yüksekliğini de gösterebilen…
Emanet palto ve borç para ile gezerken bu günlere kadar ve yine de devam edecek çocukların bile kükreyerek okuduğu Marşı için verilen büyük meblağı “Ben para için marş şiiri yazmam” diyebilen…
Israr üzerine yazdığı marşı ayakta birkaç defa dinleyip Milli Marş kararı yanında ödül verilmesini ittifakla kabul eden TBMM’nin yine ittifakla önerdiği büyük meblağı almayanlardan olabilen…
Vatanının kurtuluşu için hitabet, vaaz ve yazıları ile yaptığı cefakârca hareketleri ile halkı kurtuluş savaşına yönlendirmeyi yapabilen…
Bir Şair daha gelebilmiş midir?
Gelememiştir ama yabancı ideolojisini yeğleyip yazdığı şiirleri büyük bir sanat eseri olarak gören…
Cumhuriyet devrinde ilk kurulan partinin hâkimiyeti zamanı içinde. T. C. Askeri mahkemelerince birkaç defa Vatan şairi değil “Vatan hainliği” kararı ile ceza hükmü giyip hapiste iken…
Ta Osmanlı’dan gelip Türkiye’nin de ezel düşmanı görünen SSCB’ye kaçıp Cumhuriyet yerine Kominiz mi seçen.
Ve orada vatanı aleyhine işlemlerde bulunanı ki…
İşin tuhafı ona ceza veren siyasi takımın elit ve çağdaşlık(!) adı altında kuruluşların başına geçen taraftarlar efradınca…
Son yıllarda “Vatan şairi” diye sık sık anma törenleri yapma da ön sıradadırlar.
Hain kelimesini bile şaire çevirenler. Yukarda ismini belirttiğimiz büyük şair için ise bırakın anmayı…
Vatan şairi bile diyememekte hatta diyenleri ötelemektedirler.
***
Üstün şairliği yanında. Vatanının kurtuluşu için kendini ortaya koyan ve mümtaz kişiliğini serdeden M. Akif Ersoy’un Ölüm yıldönümlerinde…
Bırakın malum siyasal elitleri ve çağdaşlık kerrakesi altında ki kuruluşları…
Sözde Ulusal(!) Medya denilen TV’ler ile kartel gazeteler bile
Bir ufak anma yayını yaptıkları bile görülememekte.
Yapmaktalar da sizler görüp bendenizin gözünden kaçmışsa. Özür dilemek isterim ama bilmem olabilir mi dersiniz?
***
Aslında ana mesele başkadır. O çeşit şairleri yükseltmeye çalışarak maneviyata sahip olan üstatlıkları kabul gören şairlerimizi ki mesela Necip Fazıl Kısakürek de dâhil olanları unutturma yanında içlerindeki maneviyat düşmanlığı için kullanma ortamına girmektedirler.
Hadi onların maneviyatı vardı da sevemediler diyelim.
Peki, yine üstün şairlerimizden Ahmet Muhip Dranas, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Arif Nihat Asya, Yahya Kemal Beyatlı ve Faruk Nafiz Çamlıbel’i hatırlamazlıkları yanında.
Şiirlerinin biçiminde öz olarak, Halk şiiri ve Kemalizm’i öne alan Şair ve edebiyatçımız Behçet Kemal Çağlar bile unutulmuş görünümde!
***
Bilemiyorum işin aslı ve hakikatlere ne zaman ulaşıp haklının hakkını vererek işlem yapmaya…
Bu yazım gibi yazanlara karşıt olanların hemen “Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı” yaftası ile şümullendirme ne zaman durulup ilgisi olmadığı için bundan vazgeçmeye başlayacaklar..
Bu yolda gidenler için İnsanlık ve asıl Türk medeniyetinin usulleri içlerine yerleşir İnşallah diye duam kabul görülürde…
27 Aralık’taki ölüm yıldönümlerinde iftihar içinde anıp nur içinde cennet mekân olması için dua ettiğimiz Rahmetli M. Akif Ersoy’u beraberlik ve kardeşlik içinde anmış olurlar.
***
Gireceğimiz 2011 yılı ve nice yıllar içinde
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.