Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kuranla yüzleşmek

Kuranla yüzleşmek

İnsanın hayatında gerçekleştirdiği iş ve işlemler ile ileri sürdüğü fikirler sonrasındaki durumunu kontrol edebilmesi için zaman zaman kendi ile yüzleşmesi gerekmektedir.

Neyi ne kadar zamanda, ne kadar doğru bildiğini ve yaptığını kontrol için bu gereklidir.

Eğitim ve tahsil hayatında, her dönem sonrasında aldığı karne bir yüzleşmedir kendisiyle.

Ticaret hayatında kar zarar hesabı kendi ile bir yüzleşmedir insanın.

Trafikteki davranışları sonrasında aldığı bir küçük bir uyarı bile yüzleşmedir.

İnsanın fikri hayatında ileri sürdüğü, iddia ettiği veya katıldığı ya da katılmadığı fikirler için de böyledir veya böyle olmalıdır.

Zaman zaman kendi kendine veya başka bir fikirle karşılaştığında belli bir yüzleşme yapıp fikirlerinin doğru olup olmadığını kontrol etmelidir insan.

İnsanın kendi kendisi ile en zor yüzleştiği hal katıldığı veya katılmadığı fikirler sonrasında  kendisi ve ileri sürdüğü fikirleri ile yüzleşmesidir.

Özellikle başka insanları ıslah etme derdine düşen insanın kendini ıslah etme yolunu seçmesi, kendisi ile yüzleşmesidir.

Olası hatalarından dolayı özür dileme erdemini gösteren insan kendi ile yüzleşen insandır.

Kendi derdinin çözümlerini kendi yanlışlarında ve hatalarında arayan insan da kendi ile yüzleşmeyi göze alabilen insandır.

Tarih boyu Müslümanlar kendileri ve düşünceleri ile yüzleşebildikleri ölçüde değer kazandılar ve içinde bulundukları toplumlara değer kazandırdılar.

Zamanımızda adına Kurancı denen saptırılmış güruhun temel sorunlarından en başta geleni kendileri ile yüzleşmekten kaçınmalarıdır.

Kuran okuyan Müslüman, Kuranı kendi dilediğim gibi anlarım derse Allah(cc) kelamı Kuranla yüzleşmekten daha çok kendisi ile yüzleşmekten kaçınmış olmaktadır.

Rasululaha(sav) inanıyorum diyen bir Müslüman, Rasulullah’ın(sav) sünnetinden uzak duruyorsa, yine Peygamberinden daha çok kendisi ile yüzleşmekten kaçınıyordur.

Ben Müslümanım diyen bir kişi Rasulullah’ın(sav) ümmetindenim demekten övünmüyor veya kaçınıyorsa, İslam ümmeti ile yüzleşmekten daha çok, kendisi ile yüzleşmekten kaçınmaktadır.

Kurandaki Salat kelimesine bu gün uygulandığı şekliyle Namaz ibadetinden başka bir mana yüklemek isteyen kişi, Allah’ın(cc) “İnsanları ve cinleri yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım” mealindeki ayeti ile yüzleşmekten daha çok, kendi nefsinin emrettiği isyan ile yüzleşmekten kaçınmaktadır.

İslam’ın 1400 yıllık şiarı olan Ezan-ı Muhammedi şirk ifadeler barındırıyor diyen bedbaht kişi, cemaatle yüzleşmekten daha çok, kendi kör nefsinin yalnızlığı ile yüzleşmekten kaçınıyor demektir.

Müslümanların inanç, ibadet ve fikir birlikteliğinden kopmuş bir fert olarak ahlaki değerler manzumesi yokluğu yaşayan bir kişi, nebevi ahlak ile yüzleşmekten değil, kendi ahlaksızlıkları ile yüzleşmekten kaçınıyor demektir.

 Müslümanların hidayet rehberi olan Kuranı kendisine şuur kaynağı, nebevi ahlakın yansıması olan sahih sünneti de kendisine takip edilecek yegâne yol olarak görmeyen gafiller, vahyi bilgi ile yüzleşmekten çok, kendi şeytani ve nefsi bilgileri ile yüzleşmekten kaçınıyorlar demektir.

Maalesef bu günlerde bu tür yüzleşmeler olmayınca meydan yüzsüzlere kalıyor gibi gözükmektedir.

En son örnek Kurandan olsun:

Kur'an'da işitme organımız olan kulak için iki farklı ifade kullanılır: Üzn ve semi.

Göz için de iki ifade vardır Kerim kitabımızda: Ayn ve basar.

Kalbimiz için de kalp ve fuad gibi iki farklı isim vardır.

Kitapta geçen üzn, ayn ve kalp kelimeleri maddi organları ifade ederken, semi, basar ve fuad kelimeleri organların manevi anlamları için kullanılır.

Kuran ifadesiyle kalplerinin kalp mi fuad mı olduğu ile yüzleşemeyen Kurancı güruhu, bu gidişle ancak kıyamette hesap günü kendileri ile yüzleşeceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi