Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

KURANCILIK UYDURULMUŞ BİR DİNDİR

KURANCILIK UYDURULMUŞ BİR DİNDİR

Allah(cc) Rasulü’nün(sav) Kuran ayetleri ile övülmüş bulunan ve kıyamete kadar geçerli olacak olan örnekliğini red ederek kendi hevaları ile yaptıkları meal ve tefsirleri ile Müslümanlığı yaşadıklarını zan eden bazı dalalet ehli sapıkların son günlerde sahih islam yermek için ağızlarına sakız ettikleri bir söz var uydurulmuş din diye.

Bu kişiler Hz. Peygamberimizi(sav) nev zuhur dinlerinde yok saydığı gibi vahyin şahitleri olan sahabe-i Kiramı(ra) ve onların sadık takipçileri olan Tabiini(ra) de beğenmeyip yok sayıyor ve hatta yalancılıkla ve Rasûlullaha(sav) iftira etmekle itham ediyorlar.

Buna mukabil de kendileri Rasulullahtan(sav) rol çalarak Kur’an-ı Kerimi kafasına göre tevil ve tefsir edip hüküm çıkartıyor, hatta helal haram fetvası veriyor ve sünnet ehli müslümanları müşriklik le ve kâfirlikle suçlayabiliyorlar.

Bütün bunları güya sadece kendilerinin bulup tabi oldukları sahih islam adına ve kendi habis fiillerini örtmek için Peygamberimizden(sav) sahabeye(ra) ve onlardan bizlere intikal eden İslam’ı yeryüzünden silmek adına yapıyorlar.

Araf suresi 16 ve 17 ayetlerde ifade edildiği ve sanki şeytanlaşmış insanlar haline bürünerek Allah’ın(cc) Sırat-ı Müstakimi üzerine oturup insanların özellikle sağından yaklaşarak Rasulullahın(sav9 izine basarak yaşamaya çalıştığımız İslamı şeytanın fısıltıları doğrultusunda ifsad etmeye çalışmaktadırlar.

Sapık Kur’ancılık mezhebinin müfrit bazı mensuplarının 1400 yıllık sahih İslam uygulamaları ile ilgili söyledikleri akıl ve insaf ölçüleri ila bağdaşmayan sözlerini duydukça insanın zaman zaman sabretmesi oldukça zor oluyor.

Dikkat edin din satıcısı böyle kişilere ve ne olur ki bunlardan diyerek asla bir boş vermişlik içinde olmayın.

Çünkü meşhur sözdür: Her kör satıcının, bir kör alıcısı vardır.

Allah’ın(cc) kitabını batıl şia mezhebi görüşleri doğrultusunda ve çoğunlukla İslam tarihinde red edilmiş olan şaz görüşleri kendi görüşü gibi lanse edip, hevası ile de tevil ederek sahih din diye sunanlar, Peygamberimizi(sav) ve Kur’an-ı Kerimde övülen Ashabını(ra) yok sayacak kadar sapıklığa düşmüşler ve girdikleri yolun batıl olduğunu hatırlatan, hatta lisan-ı münasiple uyaran babalarını bile “bunaklıkla” itham edecek kadar zıvanadan çıkmışlardır.

Altını çize çize tekrar tekrar söylüyoruz:

Peygamberimizin(sav) sahih sünnetlerini, sahih hadislerini, Kuran-ı Kerimi tebyin ve tefsirini ve dinde bağlayıcı olduğunu kabul etmeyen bu güruhun elinde islam uydurma yeni bir din haline getirilmek istenmektedir.

Bu kişiler Yahudiler gibi hem hırsızlık yapıp, hem de en üst perdeden hırsız var diye bağrışmaktadırlar tabir caiz ise.

Bunların elinde sahih din diye yaşatılmaya çalışılan İslam maalesef Kuran ayetlerine zıt, insan yaratılışına aykırı, anlaşılmaz ve problemlerle dolu bir dine dönüştürülmüş durumdadır.

Mesela namaz ile ilgili ayetler bunun en açık örnekleridir.

Kuran’da namaz ile alakalı yaklaşık 86 ayet olmasına rağmen ve bu ayetlerin hemen hepsinin gereği olarak 1400 yıldır Rasulullahın(sav) önderliğinde onun gösterdiği şekilde kılınan namaz Kur’ancılık mezhebi mensupları elinde ya tamamen red edilmiş veya ayetlere bölük pörçük mana verilerek dinin ibadetlerdeki disipliner yapısı katledilmiş ve namaz kılmak Müslümanlar için içinden çıkılmaz bir hale getirilmiştir.

Kur’ancılık mezhebi mensuplarından bazıları, Kur’andaki salat kelimesinin bugünkü anlamda namazı ifade etmediğini ve sadece toplumsal dayanışma anlamına geldiğini iddia etmektedirler.

Kur’ancılık mezhebi mensuplarından kimileri, Kuran’daki salat kelimesini bugünkü namaz anlamında anlamalarına rağmen yukarıda ifade ettiğimiz şekilde Rasulullahın(sav) örnekliğini kabul etmedikleri için namaz vakitlerinde kendi aralarında bile anlaşmazlığa düşmüşlerdir.

Kur’ancılık mezhebi mensuplarından kimisi namazın rekâtlarında anlaşmazlığa düşerek, kendilerini din koyucusu zannederek rekât kavgası yapar hale gelmişlerdir.

Kur’ancılık mezhebi mensuplarından bir gurup, Rasulullahı(sav) ölmüş gitmiş bir sıradan insan olarak görmekte ve namazda Kuran ayetlerinden başka bir dua okunmayacağını özellikle de tahiyyat ve salâtü selam okuyanların şirk içinde olduklarını söyleyip tepinmektedirler.

Kimileri de daha da ileri giderek bayram namazlarını red etmeleri bir yana Cuma namazını, Kur’an-ı Kerimde Salat ül Vüsta diye tarif edilen orta namaz olarak kabul edip, 5 vakitten ikindi namazını red etmektedirler.

Hâlbuki din bir disiplinler bütünüdür.

İnandım dediğin andan itibaren başlayan ve inançtan ibadete ve muamelata kadar devam eden bir bütündür dini hükümler. Özellikle de inandım diyen insanların hepsi aynı zamanda ve aynı şekilde ibadet etmekle yükümlüdürler.

Eğer ortada açık seçik ve açıklayıcı olan Kur’an ayetlerinin yanlış anlaşılması ile birinin 2 vakit dediği günlük namaza bir diğeri 3 vakit, bir başkası ise 4 vakit diyorsa orada Rasulullahın(sav) örnekliğinin reddini doğuran bir başıbozukluk ve art niyet hatta Kuran-ı Kerime, Rasûlullaha(sav) ve İslam ümmetine ihanet var demektir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi