Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kur’ancılık 4 Raşid Halife’yi itibarsızlaştırmaktır

Kur’ancılık 4 Raşid Halife’yi itibarsızlaştırmaktır

Kur’an-ı Kerim’i Rasulullah (sav)in sahih sünnet ve hadisleri doğrultusu dışında kör akıl ve azgın bir nefsin istekleri istikametinde dilediği gibi manalandırmak ve tefsir etmenin adıdır Kur’ancılık mezhebi.

Allah (cc) Kelamının tebliğini, tebyinini, örneklendirmesini ve hayata uygulamasında Rasulullahın (sav) bütünüyle hayattan ve İslam’dan dışlanmasının da adıdır aynı zamanda Kur’ancılık mezhebi.

Müslümanların 1400 küsür yıllık İslam ilim ve irfan süzgecinden ve ilim erbabının tenkidinden harf harf, kelime kelime geçerek bizlere ulaşan sahih sünnet ve hadislerin ışığında ve hepsinden önemlisi de Kur’an-ı Kerim’in açık ayetleri gereği Rasulullahın (sav) kıyamete kadar ümmetine övülmüş örnek olmasının ortadan kaldırılma çalışmasıdır Kur’ancılık Mezhebi.

Hal böyle olunca Kur’ancılık Mezhebi mensupları, Rasulullah (sav)ın sünnet ve hadislerinin ümmetine aktarılmasında Müslümanlar için örnek alınabilir bir Peygamber (sav) portresinin elde edilmesinin de önüne geçmek istemektedirler.

Bunun içinde kendilerini akıllı zanneden bu güruh, Rasulullahı (sav) Nebi ve Rasul olarak 2 şahsiyetli bir insan olarak kabul etmekte ve Nebilik ile ilgili görevlerde farklı, Risalet ile ilgili hayatında farklı bir Peygamber(sav) portresi çizmeye çalışmaktadırlar.

Müslümanları Rasulullahın (sav) hayatı anlatılırken siyere mitolojik unsurlar, israiliyatlar ve hurafeler eklemekle hatta Resulullaha (sav) tarafgirlik adına diğer peygamberleri dışlamakla suçlayanlar bu defa kendileri Allah (cc) Rasulü’nü (sav) yalnız Kur’an demek adına dışlamaktan çekinmemektedirler.

Kur’ancılık mezhebi mensupları bu davranışlarıyla Rasulullahın (sav) Kur’an ayeti mucibince âlemlere rahmet olarak gönderilme özelliğini sadece hayatta olduğu süre ile sınırlandırmaya çalışmakta ve Rasulullahın (sav) vefatından kıyamete kadar geçecek süre içerisinde dünyaya gelecek olan Müslümanlar için de bir rahmet vesilesi olduğunu kabul etmemektedirler.

Kur’ancılık mezhebi mensupları Rasulullahı (sav) devreden çıkarmakla işin bitmeyeceğini varsayarak vahyin şahitleri olan Ashabı Kiramı (ra) ve onların en seçkinleri olan Hulefa yı Râşidîn (ra) de itibarsızlaştırma yolunu seçmişlerdir.

Bu itibarsızlaştırma öylesine korkunç bir hal almıştır ki, Peygamberlerde (as) bulunan ismet sıfatı yok sayılarak Rasûlullah’ın (sav) bile hata ve günah işlediği iddia edilmiş ve buna paralel olarak da Kur’an-ı Kerim’de bizzat Allah (cc) tarafından tezkiye edilen Rasulullahın (sav) Ashabının (ra)da bağnazca bir düşünceyle Kur’an’a aykırı işler yaptıkları dolayısıyla da çok fazla günahkâr olduklarını iddia edilmektedir.

Rasulullahın (sav) bizzat Sahabe (ra) unvanıyla şereflendirdiği bu kutlu yolun yolcuları için Sahabe toplumu örnek alınacak model bir toplum değil, ibret alınacak bir toplumdur diyecek kadar aşağılaşan bu cahil ve saptırılmış topluluk, bu düşünceleriyle Kur’an ayetini red etmiş olacaklarını bile düşünmekten aciz hale getirilmiştir.

Hz. Ebu Bekir (ra) ile diğer Raşid halifeler bu saptırılmış topluluğun suçladığı ilk sahabelerdir.

Hz. Peygamberin (sav) vefatından sonra ortaya çıkan irtidat olaylarından sonra Kur’an-ı Kerim’in bu günkü anlamda iki kapak arasında bir Mushaf şeklinde toplanmış olmasına karar vermesi de Hz. Ebu Bekir’in (ra) en büyük suçudur.

Her ne kadar Kur’an-ı Kerim’in bir kitap haline getirilmesinin Hz. Peygamber (sav) döneminde yapıldığını iddia edenlerin olması nedeniyle aralarında pek çok farklılıklar olmasına rağmen, Kur’ancılık mezhebi mensuplarının ortak özellikleri Rasulullahın (sav) sahih sünnet ve hadislerini ümmete ulaştırmada ilk basamak olan Ashabı Kirama (ra) olan açık düşmanlıklarıdır.

Hz. Ebû Bekir’in (ra) halife seçilmesi olayını üçlü komplo olarak suçlayan bu zihniyet Hz. Ali’nin biatının gecikmesini de batılı müsteşrikler ve Şiilerden daha da ileriye taşıyarak, bu haksız, çirkin itham ve rivayetleri asırlar sonrasında bile sahiplenme yanlışlığı içine düşebilmişlerdir.

Biz inanıyoruz ki Rasulullahın (sav) övülmüş örnekliğinin kıyamete kadar devam etmesi gibi Ashabının (ra) itibarı da Müslümanlar nezdinde kıyamete kadar devam edecektir.

Risalet’in ilk günlerinden bu yana fedakârlıkları ve cesaretleri ile taklîd edilmeleri bile bir daha mümkün olmayan sahabe (ra) topluluğuna karşı yapılan bu alçakça saldırılar ise, tarihteki diğer saldırılar ile bu saldırıları yapan alçaklar gibi tarihin çöplüğünde yer almaya devam edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi