Erkant Uysal

Erkant Uysal

Kültür Bakanlığı, Mevlana, Fiyasko

Kültür Bakanlığı, Mevlana, Fiyasko

Kıymetini bilmek’ deyiminin anlamı; değer vererek, önemli olduğunu kavrayabilmekmiş.

Elektrik akımını icat eden Nikola Tesla’nın, döneminin çok ilerisinde yazan Sabahattin Ali’nin ya da sifonlu tuvaleti icat eden John Harington’un da değerini bilmedi insanlık.

Konya’nın Çatalhöyük’ten daha önemli tek evrensel markası Mevlana’nın da kıymetini bilemedik, tükettik sonunda. Tebrikler.

Hazreti Mevlana'nın 749. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri’ni geride bıraktık. Bu törenler 86 yaşında, ama bir ergenlik dönemi yaşıyor gibi. Bilirsiniz kendimizi en beğenmediğimiz, en acemi dönemdir ergenlik. 2022 tüm zamanların en silik törenleri olarak yerel tarihe geçti. Şehirde ne inanç turizminin izleri vardı, ne mistik bir hava. ‘Sema’nın özünden uzak, Mevlana Meydanı’nda ‘dönen’ bohem turistler de folklorik dansa indirgediler Mevlana’nın felsefesini.

Bu gelinen sonuç sürpriz değil aslında. Adım adım sona yaklaşıldı.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı düzeyinde katılımların olduğu törenler yıllar öncesinde kaldı. Son törenlere de TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy katıldı. Parti Genel Başkanları arasında ise sadece Konyalı olan Ahmet Davutoğlu yer aldı.

2015 yılında İstanbul’da Şeb-i Arus adı altında devlet destekli korsan gösterileri unutmadık. ‘Nasıl ki; Kırkpınar Yağlı Güreşleri Edirne’nin, Hacı Bektaş-i Veli’yi Anma Törenleri Nevşehir’in dışında yapılamıyorsa, Şeb-i Arus’ta bu isimle sadece Konya’da yapılmalı’ dedik. Sema etkinliği elbette ABD’de de Japonya’da da yapılabilir. Ancak Şeb-i Arus’un orijinal haliyle sadece Konya’da yapılması gerektiğini anlattık. Bunu bile kabul ettiremedik.

Uluslararası Mevlâna Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru’nun Hürriyet’ten Fulya Soybaş’a yaptığı açıklamalarından anlıyoruz gerçeği. Bayru şunları söylüyor: “Projemiz takipsiz kaldı. 2005 yılında UNESCO’ya tarihi ve akademik bilgi içeren iki dosya sunduk. UNESCO, üç yıl boyunca bize çeşitli sorular sordu ve en sonunda da projemiz insanlığın sözel-kültürel mirası başyapıtı seçildi. Bu sadece ailesi-bizim için değil Türk milleti için de önemli bir olay. Kültür Bakanlığı’mız da bu mirası korumaya alacağına dair projeye imza verdi ve bir kurul oluşturuldu. Ama ne yazık ki bakan değişince kurul da lağvedildi. Birkaç kere teşebbüs ettik, her yeni gelen Kültür Bakanı ile konuyu görüştük ama neticeye varamadık. Günden güne daha çok yanlışlar yapılıyor. Tüm bunları kabarık bir dosya halinde Bakanlığa sunduk ama şimdiye kadar bir önlem alınmış değil. Mevlevilik bir Türk örf, âdet ve kültürüdür. Devlet koruma altına almalıdır.”

Belli ki; 2005’ten sonra, bile isteye ve zamana yayarak Mevlana ile ilgili tüm gelişmeler tersine döndü. Kültür ve Turizm Bakanlığı işi savsakladı, bürokrasi umursamadı, Konya milletvekilleri ‘biat kültürüne’ uygun olarak sesini çıkarmadı. AK Parti Konya Milletvekilleri ‘büyüklerimiz her şeyi iyi bilir’ düşüncesini, Mevlana’nın ‘Üzülme can! Doğruysan zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır’ sözüne tercih etti.

İngilizlerin Shakespeare’i, Almanların Goethe’yi, İtalyanların Dante’yi, Fransızların Voltaire’i ihmal etmesi gibi bir vefasızlık bizimkisi.

İçi boş muhafazakarlığın yaşandığı ülkemizde değerlere de ‘miş’ gibi sahip çıkıyoruz. Yapıyormuş, ediyormuş, seviyormuş gibi. Ama yapmadan, etmeden sevmeden.

Bakanlık, milletvekilleri ve yerel dinamikler bu değer kaybını sadece izliyor. Herkese iyi seyirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Erkant Uysal Arşivi