Ayrıştırıcı Dil ve Hakaretler Bitmeli
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Erzurum’daki taşlı saldırı ve devamındaki Konya mitingi, siyasetteki ayrıştırıcı ve şiddet dilini akla getirdi.
Her şey Mersin’de çiftçiye ‘ananı da al git’le başladı. ‘İstisnadır’ diye düşündük ama istisna kaide olmuştu. Zamanla anladık ki; bu bir üslup tercihi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hakaretleri 21 yıl boyunca sürdü.
Hatta Muharrem İnce’nin vatandaşı azarlayan yaklaşımları için ‘2. Erdoğan’ benzetmeleri yapıldı. Anamızdan, babamızdan, abimizden, ablamızdan, hocamızdan, arkadaşımızdan duymadığımız hakaretleri, azarlamaları, küçümsemeleri, canlı yayınlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan duyduk. Evcil öfkemizle ağzımız açık dinledik.
Buyrun size bu hakaretlerden bir seçki: ‘Ulan ahlaksızlar’, ‘adiler’, ‘cibilliyetsiz’, ‘zürriyetsiz’, ‘İsrail dölü’, ‘tezek’, ‘çamur’, ‘mankafa’, ‘alçak’, ‘affedersin Ermeni’, ‘şerefsiz’, ‘edepsiz’, ‘yalaka’, ‘geri zekâlı’, ‘vampir’, ‘dönek’, ‘virüs, ‘soysuz’, ‘rezil’, ‘çakal’, ‘ölü sevici’, ‘terbiyesiz herif.’ ‘çapulcu’, ‘sürtük’, ‘çürük’ ‘geri zekalı’, ‘haysiyet fukarası’, ‘sefil’, ‘gafil, ‘siyasi eşkıya’, ‘haysiyetsiz’, ‘onursuz’, ‘sanatçı müsveddesi’ ‘edep fukarası’, ‘ahlaksız’, ‘haysiyet celladı’, ‘kan emici.’
Atatürk ve İsmet İnönü’yü ima ederek, ‘iki ayyaş’ demesi, bir eylemci için ‘kadın mıdır, kız mıdır’ ifadelerini kullanması da bilinçaltının dışa vurumuydu.
Yine geçmişte, ‘bunlar ateist, bunlar zerdüşt, bunlardan bir şey olmaz’ diye hitapları da olmuştu.
Kamuya açık alanda kullanılan bu sözleri 7’den 70’e her yaştan insan işitti.
Son büyük depremde Kızılay’ı eleştirenlere ‘be ahlaksız, be namussuz, be adi’ sözlerini kullanması da çok taze.
14 Mayıs'ta muhalefete yönelik ‘Bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar’ diyen de kendisi. Kutuplaştırma siyaseti ile muhalefeti ‘terörist destekçisi’ olarak göstermeye çalışan Erdoğan söylemdeki sertliğin dozunu artırıyor.
Son olarak, dini terminoloji ile, “Bunların dini, ezanı, kitabı yok. Bunlar kitapsız” dedi.
Bu süreçte Cumhurbaşkanına ‘hakaret’ davası açanlar da oldu. Ama nafile.
Cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılından bu yana Erdoğan’ın avukatları 44 bin 675 dava açtı. Bunların arasında liseli öğrenciler de var. Attığı tweet nedeniyle gözaltına alınanlar az değil. Tutuklananlar da hafızalarda.
Bu davranış tercihi, otobüsün üzerinden vatandaşlara 200 gramlık çayı fırlatırken de göze çarpıyor. Erdoğan’ın attığı çayı kapma görüntüleri de, çocuklara göstere göstere 200 liralık banknotlardan dağıtması da eleştiriliyor.
Seçime 4 gün kaldı. Söz milletin. Ekonomiden eğitime, dış politikadan artan şiddete, adaletten sağlığa, spordan sanata kadar tüm alanlardaki sorunların yanında ‘üslup sorunu’ nedir ki diye düşünebilirsiniz. Ama bu ayrıştırıcı tarzın yerine sevgi dili ve centilmenlik hakim olmazsa toplumsal gerilim demokrasiyi daha da geriletir ve Türkiye’nin sorunlarını daha da artırır. Yeni dönemin ülkemize güzellikler getirmesini dilerim.
KISMİ KAVİMLER GÖÇÜ VE MÜLTECİ SORUNU
Türkiye’deki göçmen sorunu her geçen gün büyüyor. Geçen yılki resmi verilere göre Türkiye’de 3 milyon 411 bin 29, Konya’da 118 bin 76 Suriyeli var. Bu sayı bu yıl farklı kaynaklar tarafından kayıt dışılarla birlikte Türkiye’de 6 milyonun, Konya’da 180 binin üzerinde. Mülteciler sadece Suriyelilerle sınırlı değil. Konya’daki bu sayı Afganistan, Pakistan, Irak ve farklı ülkelerden gelenlerle birlikte 200 bini buluyor.
Ülkenin demografik yapısını değiştiren bu durum, sosyal sorunları da beraberinde getiriyor.
Düzensiz göçmen meselesi ‘muhacir-ensar’ söylemindeki İslami ve hümanist yaklaşımdan farklı ilerliyor.
Kısmi kavimler göçü yaşanırken mülteciler Avrupa’ya gitmesin diye Türkiye açık hava göçmen kampına dönüştürüldü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz görevde olduğumuz sürece Suriyeli, Iraklı, Afgan sığınmacı kardeşlerimizi kimse bu ülkeden gönderemez” demişti. Ama koşullar değişti. Suriye’de iç savaş bitti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ‘genel af’ ilan etti. Artık Suriye göçmenler için bir tehdit değil. Mültecilerin bu koşullarda düzenli bir şekilde vatanlarına dönmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kazanırsa, Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen misafirleri insani bir plan dahilinde ülkelerine göndereceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu kazanırsa bu konunun takipçisi olacağız. Erdoğan kazanırsa yeni mülteci sorunları ile karşı karşıya kalacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.