Kimi dinlemeli; Suriyeliyi mi, kendi vatandaşını mı?
Şu anda en fazla kaşınabilecek konulardan biriyle ilgili yazı yazdığımı biliyorum.
O kadar hassas bir konu ki, tam bir aşağı tükürsek sakal yukarı tükürsek bıyık olayı.
Suriyelileri eleştirsen, “Ensar”cılıktan vuracaklar, vatandaşı eleştirsen “Düzen adamı” olmakla itham edecekler.
Eyvallah..
Ama bizim de gözlemlerimizi söylememiz, bazı noktalara parmak basmamız şart.
Çünkü, Konya’ya gelen Suriyeli profili gerçekten düşük.
Suça meyilli bir kitleye de sahip.
Ama gerçekten çalışkan, işini ciddiye alanlarda var.
Yani pirincin içindeki taşların titizce ayıklanması gerekiyor.
Bu işin bir boyutu..
* * *
İkinci boyutu ise, Suriyelilerin şehir yaşamına yaptıkları etkiler.
Neler bunlar…
Birincisi; Kiralık ev oranlarının düşmesi, kira fiyatlarının artması..
Diyeceksiniz ki bu Suriyelilerin suçu değil, fırsatçı ev sahiplerinin aymazlığı.
Eyvallah..
Ama şehir halkı için böyle bir alternatifin oluşması, fırsatçıların bunu kullanmasına neden oldu.
Ayrıca, düşük gelirli vatandaşların oturabildiği müstakil evler daha yüksek fiyatla Suriyelilere verilmeye başlandı.. Düşük gelirliler ev bulamaz duruma geldi.
İkincisi; Suriyelilere ait işyerlerinin artış göstermesi.
Sanayide açtıkları dükkanların yanı sıra, şehir merkezinde her köşe başında market, tatlıcı, kuruyemişçi, telefoncu gibi Suriyeli dükkanlarını görmek mümkün.
Özellikle Kuyumcu dükkanlarında hızlı bir artış var.
Bu noktada kafalarda oluşan sorular ise;
Dükkanlara ederinden fazla ve yıllık peşin para vererek tutuyor olmaları.
Hem çevredeki dükkanların kiralarının yükselmesine neden oluyor hem de ilginç bir şekilde bölgenin yavaş yavaş Suriyeli işyerleriyle dolmasının zeminini hazırlıyor.
Peki;
Sattıkları ürünlerle ilgili denetim yapılıyor mu? Türk Gıda Kodeksi kriterlerine uyuluyor mu? Dernek oda gibi yerlere kayıtları olmadan nasıl işyeri çalıştırabiliyorlar? Küçük esnaftan alınan vergi kalemleri Suriyeli esnaflardan da alınıyor mu?
Tüm bunlar vatandaşların, esnafların kafalarındaki soru işaretleri…
Ve bugüne kadar tatmin edici bir açıklama yapılmadı henüz.
Konya’da önceki günlerde mülteci sorunları ile ilgili bir toplantı yapıldı.
Kimler katıldı peki?
Yazalım;
Konya Valisi Yakup Canbolat , AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, Konya Milletvekilleri Mehmet Babaoğlu, Mustafa Baloğlu, Leyla Şahin Usta, Abdullah Ağralı, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti İl Başkanı Musa Arat, İl Emniyet Müdürü Şükrü Yaman, İl Jandarma Komutan Vekili J. Albay N. Kemal Çetinkaya, İŞ-KUR İl Müdürü Emrah Keleş, Sağlık İl Müdürü Hasan Küçükkendirci, kurum müdür ve temsilcileri.
Benim bildiğim, bu tür toplumu ilgilendiren toplantıların sonunda bir bildirge yayımlanır.
Ancak; ne konuşuldu, hangi sorunlara parmak basıldı, nelere çözüm üretilmesine karar verildi vb. birçok sorunun cevabı yine havada kaldı.
Çünkü hiçbir açıklama yapılmadı yine..
Neymiş Suriyeli kardeşlerimizin sorunları..
Çözüm önerileri neymiş, anlatın da bizlerde bilelim.
* * *
Peki, mültecilerin şehir insanları üzerinde oluşturduğu sorunlarla ilgili hiç toplantı yapma ihtiyacı duydunuz mu?
Bu konuda halkın sorunlarını dinlediniz mi? Belki de yanlış giden bir şeyler vardır.
Mesela, akşam vakitlerinde Kültürpark içerisinde, Mevlana Caddesi, Larende Caddesi gibi merkezi ve işlek yerlerde rahat rahat gezebiliyorlar mı? Rahatsız edilmiyorlar mı? Yoksa çekindikleri için akşamları o caddelerde uzak mı duruyorlar? Emniyet’in bu bölgelerdeki varlığını yeterli buluyorlar mı?
Esnaflar, Suriyeli esnaflarla ilgili ne gibi ön yargılara sahipler? Onlarla ilgili ne düşünüyorlar?
Bunlar bir çırpıda benim aklıma gelen sorular.
Mülteci meselesi, yüzeysel bir mesele değildir.
O yüzden, duygusallığı bir yana bırakıp, mantıklı bir bakış açısıyla olaylara iki tarafın gözüyle de bakmak gerekiyor.
Hatta bunu, sosyologlar ve psikologların da içinde bulunduğu bir konsorsiyum aracılığıyla yapmalı.
Yoksa gizliden gizliye yara büyüyor.
Üstü kapatılmaya çalışılsa da, provokasyonlarla en küçük bir kıvılcımda Suriyelilere yönelik büyük eylemler, gösteriler, kavgalar yaşanıyor.
Şehri yönetenlerin, bu olaylara tek açıdan değil birçok açıdan bakarak çözümler üretmesini bekliyoruz.
Konu uzun ancak yazı alanımız dar.
Önümüzdeki haftalarda görüşmek dileğiyle..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.