Bu yazının yazıldığı ana kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne dair üç ayrı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı ve ilk Bakanlar Kurulu yemin ederek göreve başladı.

Milletimize bu yeni yönetim şeklinin hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

Yayımlanan 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Cumhurbaşkanlığı teşkilatı hakkındaki düzenlemeler yapılmış oldu.

2 numaralı kararnamede bazı kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadro ve pozisyonların ihdası, iptali ve kullanımına dair esas ve usuller belirlenirken, üst kademe kamu yöneticileri ile kamu kurum ve kuruluşlarında atama usullerine dair usul ve esasların ise 3 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde düzenlendiği görüldü.

Türkiye Cumhurbaşkanlığının bu ilk kararnamelerinin yayımlanmasından itibaren artık bu yeni yönetim şeklinde kısa adı KHK olan Kanun Hükmünde Kararnameler ile yatıp yine onlarla kalkacağı bir sisteme de resmen girmiş oldu.

Böylelikle artık ne sayıları 600 olan Milletvekillerinin teşkil ettiği TBMM'nin hükmü olacak, ne de diğer kuvvetlerden bildiğimiz Yürütme ve Yargı'nın teşkilat yönünden kıymeti olacak.

Her şey tek bir kişinin emir ve talimatlarıyla yazılıp çizilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK)'lerle olup bitecek.

İstenildiğinde sistem değişikliği nedeniyle yürürlükten kaldırılan bakanlıklar ve diğer kuruluşların kuruluş kanunları yerine neredeyse her gün hatta her saat başı bir KHK çıkarılacak ve siz de görevden alınan bakanlar misali bu KHK’ları TV’lerden son dakika haberi olarak duyacaksınız.

Çok defa olduğu gibi belli bir zaman geçtikten sonra her an çıkarılması muhtemel KHK’lardan sıkılacak, daralacak ve daha doğrusu içten içe derin pişmanlıklar yaşayacaksınız. Ama iş işten geçmiş olacak.

Bakanlıklar mı düzenlenecek? Al sana bir kararname.

Milletvekilleri ile ilgili bir düzenleme mi gerekiyor? Kararname anında hazır.

Milli eğitimde bir sistem değişikliğine mi gidilecek? Gece bile olsa bir kararname yayınlanacak.

Bedelli askerlikle ilgili bir düzenleme mi yapılacak?

Askerliğin süresini kısaltmak da dâhil olmak üzere seçimden önce söylenen tüm sözler ve verilen vaatlerin tersine bir kararnamenin yürürlüğe girdiğini göreceğiz.

KHK’lar gündeme geldiğinde FETÖ ile ilgili yapılan işten çıkarmalarla ilgili kararnameleri kimse örnek göstermeye kalkışmasın.

FETÖ ile ilgili KHK’ları temelde doğru bulmamıza rağmen içeriğindeki yanlışları belirtmek görevimiz.

Nedir bu yanlışlar diyenlere bugüne kadar yayımlanan FETÖ ile direkt veya dolaylı olarak yayınlanan on kadar KHK’daki yanlışlıklara örnek vefat eden bir vatandaşın KHK ile ihraç edilmesini ve kısa zaman önce yargı yoluyla berat ettirilen bir vatandaşın yine yayımlanan bir KHK ile ihraç edilmesini gösterebiliriz.

Bizim için KHK’ların sayısının ve içeriğinin bir önemi yok, biz seçtiğimiz partiye dahası seçtiğimiz adama güveniyoruz diyecek olanlara da bir diyeceğimiz var bizim.

Ortak akıldan bahseden bu insanların dost bildikleri tarafından defalarca yanıltıldığını hatta aldatıldıklarını gördü bu millet.

Mesela her fırsatta söz konusu edilen FETÖ konusunda aldatıldılar. Hem de 15 yıla yakın bir sürede ve en yakın arkadaşları tarafından.

Yine FETÖ ihanetinin arka planında olan ve adına üst akıl dedikleri emperyalist odak olan ABD’nin sırayla işbaşına gelen 3 başkanı tarafından da 15 yıl süreyle kandırıldıklarını kendileri itiraf ettiler.

Hâlbuki ortak akılla iş gören bu insanlara yüzbinlerce kez "AKIL BİR İŞİN SONUNU GÖRMEKTİR" denilmişti de onlar tarafından bu dostça ikazı yapanlar gayri milli, hain, şer odakları ve terörist diye nitelendirip kara propagandaya tabi tutmuşlardı.

Bu KHK özgürlüğü nereye kadar diyenlere veya TBMM varken KHK'larla neler yapılabilir diyenlere KHK’lar ile yapılabilecek bir iki hususla yazımızı bitirelim.

KHK’lar ile hukuk eğitimi almayanlar mahkemelere hâkim olarak atanabilir.

KHK’lar ile hiçbir akademik unvanı olmayan kişiler üniversitelere rektör olarak atanabilir.

KHK’lar ile referandumda değiştirilen Anayasa'nın 123.Maddesine dayanılarak eyalet sistemine geçilebilir ve hatta eyaletler için özerklikler ilan edilebilir.

Daha sayalım mı?