Kardeşlik, Dostluk ve Arkadaşlıklar!..
Aslında sadece bütün Müslümanlar değil…
Tüm dünyada ki insanlar kardeştir.
İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister putperest, ister Mecusi olma yanında ateist olsun…
İnsanlar, bilhassa Ateist’lerin Darwin’in teorisini kendi ideolojileri yönüne çevirip sarıldıkları gibi öyle maymun neslinden falan gelme değil…
Yüce Yaradan’ın yaratıp vücut ve ruh verdiği Hz. Âdem (A.S.) Ve Hz. Havva’dan doğup çoğunluğa gark olanlardır.
Darwin’in teorisi, iyi bir inceleme ile manalandırılırsa. Materyalistlerin iddia ettiği gibi, insanların maymundan türediğini veya bir hayvandan başka bir hayvan geleceğini de söylememiştir.
Materyalistler, fen adamı rolüne girip, “İnsanların maymundan türediğini Darwin söyledi” derler.
Derler ama hiçte böyle bir şey söylemediğini. Sadece canlılar arasında ki hayat mücadelesini anlattığını (Türlerin Kökeni) ismindeki kitabında daha iyi anlaşıldığını, İngiliz İlim Birliğinin 1980’de Salford’daki toplantısında konuşan Prof. John Durant genişçe açıklamıştır.
Biz, materyalist ve bizdeki ateistlerin maalesef öğretim üyesi olup bu yolda öğretim çabasına girenleri Yüce yaradan ile baş başa bırakıp kendi konumuza dönelim.
***
Evet, kardeşlik, dostluk ve arkadaşlıklar!..
Yaşamımızın önemli bir parçası olmaktadır. Bunun dışı düşmanlık mezalim katliam savaş vb. getirmektedir...
Kardeşlik, Dostluk ve arkadaşlıkların, zaman zaman neşelenmemiz de, dertlerimizin giderilmesinde büyük payları vardır...
Dostu olmayan, kime gideceğini bilemez!..
Arkadaşı olmayan daha da yalnız kalır!..
***
Dost görünen kişiler de olabilir!..
Gördükçe yüze gülen dost, arkanızdan post olabilir...
Bunlara dost denilmez aslında... Çabuk ortaya çıkar, dostluk bozuluverir bir mesele ortamında!..
***
Dostluklar, yakın ve uzaklarda da olabilir!..
Yakın zaman teknolojisinde birbirini bırakın resimle görüntüyü, görüntüsüz bile yazılı sohbet yaparak hiç tanışmadıkları halde, dünyanın o bir ucunda olsalar bile kuvvetli dostlukların kurulduğu var sayımlıdır.
Görüşmelerde ki aralıklar bazen yıllar bile olabilir...
Arkadaşlık ise daha bir başkadır!.. Kardeşten de yakın olur!..
Ayrılmazlar kalben... Uzakta olsalar da birbirlerinden...
Gördükçe candan kucaklaşma, sarılma, beraberlik içinde olurlar...
Birlikte otururken, yürürken, gezerken;
Aynı içtenlikle neşelenir veya dertleşirler. Yardımcı olurlar birbirlerine candan!..
“Arkadaşım için canımı veririm...” deyimi buradan gelir...
***
Kalbimiz de “Arkadaşlık” denilen derin bir duygu vardır. Yüce Yaradan’ın bir lütfudur bu!..
Arkadaş; Nadide bir mücevherdir!..
Olumsuzluklarda sizi güldürür, başarı için cesaret verir. Sizi dinler ve kalbini daima açar!..
Bunları perçinleyen pek çok olay vardır yaşamımız için de...
Sadece birini.. Bir dostumun e-posta ile gönderdiği olayı nakledeyim sizle
***
GELECEĞİNİ BİLİYORDUM!..
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi...
Asker en iyi arkadaşının az ilerde, kanlar içinde yere düştüğünü gördü.
İnsanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı gibi bir ateş altındaydılar...
Asker teğmenine koştu hemen;
“Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?..”
“Delirdin mi” der gibi baktı Teğmen...
“Gitmeğe değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!”
Ama Asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.
“Peki dene bakalım!”
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri arkadaşının yanına gitti, yaralı arkadaşını sırtladığı gibi taşıdı.
Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü:
“Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...”
“Değdi komutanım, değdi!” dedi Asker.
“Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?”
“Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...
Ve onun son sözlerini duymak dünyalara bedeldi benim için...”
Ve hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
“Geleceğini biliyordum!”
***
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.