Kapitalizmin oyunu
Merkez Bankası, faizi yüzde 17.25’ten yüzde 24’e yükseltti. Gerekçesi: Döviz kurundaki hareketliliğin fiyat artışlarına sebep olması ve enflasyonu yukarıya taşıması, paranın döviz yerine yüksek faize gitmesi sağlanacak ve yabancı yatırımcılara da döviz sağlanmış olacaktır.
Bu şuna benziyor: Ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. İşte bu durum kapitalizmin bir oyunudur. Kapitalizm diyor ki; sen benim kölemsin, dolayısıyla ben seni sülük gibi sömüreceğim. Çünkü ben dünya iktidarını ele geçirebilmek için Rönesans’ı ve reform hareketlerini gerçekleştirdim. Ardından Fransız İhtilalini (1789-1799) gerçekleştirdim. Akabinde ürettiğim malları satabilmek için imparatorlukları yıktım ve ulus devletçikleri kurdum. Bu bağlamda dünya gelirinin %’de 95 bana aittir. Geri kalan %’de beşi dünya nüfusunun %’de 95’ne aittir.
Merkez Bankası, döviz yükseldiği zaman dövizin ateşini birazcık dindirmek için faizi yükseltiyor, döviz aşağıya çekildiği zaman faizi düşürüyor buna paralel olarak döviz yükseliyor. Her iki halde de kapitalist ulus devletçiklerin kanını sülük gibi emiyor.
Kapitalizm, ulus devletçiklerini mankurtlaştırdığı için bu çerçevede oyun oynamaktadır. Söz konusu devletçikler de efendilerinin kapitalist iktisat sistemi paralelinde hareket etmektedir. Merkez Bankası’nın bağımsız olmasını bu paralelde düşünürsek meseleyi kavramış oluruz.
Döviz veya faiz yükseldiğinde her iki halde bunlara paralel olarak enflasyon yükselir. Bunu bilmek için iktisatçı olmaya gerek var mı? Merkez Bankası bunu bilmez mi? Kafa mankurtlaşırsa kapitalist iktisat sisteminin dışına çıkamaz, çıkarsa Merkez Bankası Başkanlığı’na veya üst yönetimine kesinlikle getirilemez. Dünyanın her tarafında durum böyledir.
14 Ağustos 2018 tarihli “Ekonomik savaş” isimli yazımın sonunda şöyle demiştim: ABD ile girdiğimiz ekonomik savaşı kapitalist sistem içerisinde değil, kâr ve zarar sistemine dayanan ekonomik sistemde kazanabiliriz. Aksi halde kısır döngü olur; şimdiye kadar böyle olmadı mı?
Bakın, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonun sebebi faiz dese de kısır döngü devam ediyor. Demek ki Cumhurbaşkanı da olsanız, kapitalist sistem ayakta olduğu müddetçe bir şey yapamıyorsunuz; ben böyle yorumluyorum, sizi bilmem.
Döviz yükselince dövizin ateşini birazcık dindirmek için faizi yükselt, faiz yükselince enflasyon tavan yapmak üzere iken faizleri düşür, dövizi yükselt her iki halde de enflasyon tavan yapmaktadır. Kapitalizmin bu şekilde bir oyun oynaması arada ulus devletçiklerin bir nefes almasına imkân vermektir. Merkez Bankası’nın, faizi yüzde 17.25’ten yüzde 24’e yükseltmesini bu çerçevede anlamada fayda vardır.
Ben buradan MÜSİAD ve TÜSİAD’a sesleniyorum: Sırası gelince biz Müslüman’ız diyorsunuz öyle değil mi? Hatta Müslümanlığı kimseye kaptırmıyorsunuz. Hele hele bayrak ve millet sevgisini kimseye kaptırmıyorsunuz. Vatan, Millet Sakarya türküsüne gelince yayın hakkı bize ait diyorsunuz.
Peki, bir tepsi baklava çalan bir gencimize 30- 35 sene ceza veriliyor. Faiz yoluyla milletin alın terini sülük gibi sömüren hırsızlara neden ceza verilmiyor? Faizle iştigal eden bankalar hırsızlığın daniskasını yapmıyorlar mı? Neden bunları mahkemeye veren yok?
Efendim, kanun var, faizin meşruluğu hakkında. Doğru söylüyorsunuz, alın terini sömürmeyi haksız kazanç temin etmeyi kanun güvencesi altına almak ayrı bir suçtur. Bunun hesabı bir gün kapitalistlere, faiz lobilerine mutlaka sorulacak; ama yarın ama yarından da yakın.
Ey MÜSİAD ve TÜSİAD, bir taraftan Müslüman’ım diyorsunuz, bir taraftan bayrak, millet sevgisinden bahsediyorsunuz. O halde neden Katılım Bankacılık Sistemi’ni hayata geçirmek istemiyorsunuz? Neden? Hem Allah ve Rasulü ile harp halinde olacaksınız (Bakara:279), hem de Müslüman’ız diyeceksiniz öyle mi? Deseniz ya Sayın Hocam, mankurtlaşma bunları düşünmekten mahrum bırakmak anlamına gelir.
Kapitalizm, oyununu ulusları mankurtlaştırarak gerçekten iyi oynuyor. Bravo(!?) Bu oyuna alet olan mankurt kafalara veyl olsun. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.