Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat, devlete karşı gösterdikleri yararlıklarından ötürü, Kayı Boyu’nun Beyi Ertuğrul Gazi ve aşiretine “iyi bir başlangıç” yapabilmeleri adına Domaniç ve Söğüt diyarını hediye eder…

Yemyeşil ormanlar, türlü av hayvanları ile dolu dağlar, şırıl şırıl akan dereler, muhkem tepeler, verimli otlaklar, etraflarında her daim tetikte tutacak, varlıkları ile onları birbirine kenetleyecek kadim düşmanlar…

***

Kayı’nın serpilmesi, büyümesi, Cihan Devleti kurması için tüm şartlar tamama erer ama bir şey eksiktir hem bir şeydir, hem de aslında her şeydir aslında…

Onlara “dava” yazacak, öğüt ve hedef gösterecek, hedefe varmak için riayet edilecek “edebi” öğretecek, “iyi bir başlangıç” yaptıracak biri…

***

Meydana çıkıp;

“Bu yolda nazarımızı sonsuzluğa dikip, büyük yürümek ve büyük ölmek gerek…”

“Teklik sadece Allah’a mahsustur, tek başına karara durup, hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kişilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmasan yolda takılıp kalırsın…” sözlerini diyecek biri bekleniyordu…

***

Karaman’da(Kırşehir diye rivayette edilir) doğan, Şam’da tahsilini tamamlayan, Hz. Mevlana’nın, Hacı Bektaşi Veli’nin dizinin dibine oturan, Selçuklu bir Din büyüğü, bir Ahi Şeyhi beklenen menzile nihayet tekkesini kurar, müritleri ile birlikte dev bir çınar tohumuna toprak olacak kızı Mal Hatunu yetiştirmeye başlar…

Şeyh Edabalı, duasıyla, “verdiği fikirle”, o fikri destekleyecek kızı Mal Hatun Osmanlıya “iyi bir başlangıç” yaptırmak için çabalamıştır…

***

Hayme Ana’nın, Ertuğrul Gazi’ye “iyi bir başlangıç” için çabaladığı gibi “Mal Hatun’da”, Babası Edabalı, Kaynatası Ertuğrul Gazi, Kaynanası Hayme Ana ile birlikte Kocası Osman Beyin “iyi bir başlangıç” yapması için çabalamıştır…

***

Niye yazıyoruz bunları…

Dün, tüm bu çabaların, gayretlerin, duaların, terin, kanın döküldüğü Söğüt’teydik…

Çabanın dönüştüğü türbeleri, duaların yankılandığı kubbeleri, terin karıştığı tekkeleri, kanın bulaştığı ırmakları gezdik, onlara dokunduk…

***

Bilecik’in ırmaklarını ilk günkü gibi coşkulu gördük, Edabalı’yı Türbesinde yatar, Ertuğrul Gazi’yi, Alpleri türbesinin önünde hala saygı duruşunda bekler, tepelerinde al bayrağı da nöbette nazlı nazlı dalgalanır bulduk…

***

Çanakkale’de kendilerinden sonra gelenler “ iyi bir başlangıç” yapsın diye canlı canlı siperlere gömülenler…

Kurtuluş Savaşı’nda artlarından gelenlere , “iyi bir başlangıç” verebilmek için karşılarındaki mitralyözlere rağmen, süngü hücumuna kalkan ecdat…

***

Bakın, tarihte bu milletin bir tek gayesi, derdi var;

“İ’lay-ı Kelimetullah ve Nizam-ı Âlem…”

“Irkları, kavimleri, milletleri ezmeden, inkâr etmeden, zayıflatmadan, bir diğerinin tahakkümüne sokmadan, birer “âdemoğlu” olarak kendi “milli şahsiyetleri ve şuurları” içinde tutarak, küfürden, batıldan, haramdan arındırarak, huzura kavuşturmak..”

İşte bunun için cihat (gayret) edenler, hep kendilerinden sonrakiler “iyi bir başlangıç” yapsın diye kendilerini feda edegelmişler…  

Bu toprakların gencinin ödevi bu…

***

“Selçuklu Torunları Ecdat ile buluşuyor..”

Selçuklunun Torunları Osmanlı’nın izinde..”

Tarihte bizim için yapılmış,  “İyi bir başlangıç fedakârlıklarını” gezilerle gözler önüne seren, bu toprağın çocuğu için “bir başlangıç” ilhamı veren muhteşem bir Kültür Projesi…

Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı tebrik ediyorum…

Çocuklara “İyi bir başlangıç” verdiği için…