Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve Bir Başarı

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve Bir Başarı

İstanbul Halkalı’da, yeni bir özel vakıf üniversitesi olarak “İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi” ismi ve kısa rumuzu İSZÜ olan bir ilim yuvası açılmış bulunmakta.
“İlim Yayma Vakfı” önderliğinde kurulan üniversiteye, ilim ve aksiyon adamlığı yanında faizsiz hesap kurucusu olması ile hocaların hocası olarak tanınan, öğretimde başarı sağlayan öğrencileri ve ilim eserleri ile donanan rahmetli Prof. Dr. Sabahattin Zaim’in adı verilmiş
***
Üniversitenin bulunduğu alanda ki bina da, adını aldığı gibi anılan tarihi bir okul yeri olmaktadır.
1890 yıllarda “Halkalı Ziraat Okulu” olarak ilim dağıtan okuldan;
Mümtaz ve büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Türkiye’de çay tarımını başlatan Zihni Derin, Tarım Bakanları Tahsin Çoşkan ve Nihat İyriboz, Devlet Bakanı Ali Rıza Erten, Devlet ve Milli Eğitim Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu, İçişleri Bakanı Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu gibi birçok ünlü kişi mezuniyet diplomalarını almışlar.
Asırlık olarak, tarım sektörünün gelişimine büyük yararlar sağlamakla da kendini tarihe kaydettiren bir okul olmuş.
Okulun tarihi durumu böyle iken birde rahmetli ilim ve aksiyon adamı, yaşamı içinde tebessümünü hiç bırakmamış değerli Prof. Dr. Sabahattin Zaim’in özgeçmişini müşahede edelim.
Hocaların hocası olarak tanınma özelliği olan Prof. Dr. Sabahattin Zaim, 1926 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Rumeli Vilayet-i Celilesine bağlı İştip Kasabası’nda doğmuş.
Ailesi zeamet sahibi olduğu için Zaim soyadını almış. Osmanlı İmparatorluğu tarafından Selçuklunun asil ailelerinin yerleştirildiği bir bölgede yaşamakta olan Sabahattin Zaim, 1934 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a Hicret etmesiyle. Liseyi Vefa Lisesi’nde, yükseköğrenimi Mülkiye Mektebinde tamamlamış ve 1953 yılında İstanbul Üniversitesine girmiş.
 1959'da Kayserili Galip Cıngıllıoğlu ile Ankaralı Halide Hanım'ın kızı Ulya Hanım'la evlenmiş ve beş çocuk sahibi olmuş. Evlatlarının hepsini iyi bir yetiştirme yöntemi olmuş ki. Bu gün hepsinin Doçent doktor olmaları dikkate şayan.
Yazdığı eserler ilim ışığında olurken, sohbetlerinin toplandığı son ve değerli eseri olan “Bir ömrün hikayesi”nin kitap halinde yayınına ulaşamadan 81 yaşında 2007 de Rahman’ına kavuşmuş
Hocaların hocası ile kalmayıp yüksek makamlara ulaşanlarında hocası olan rahmetliyi akrabası olan eski bakanlardan Sayın Ali Coşkun şöyle anlatmakta.
“En çok önem verdiği şey, Peygamberimiz’in (S.A.V.) “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” hadisiydi. Bütün hayatı boyunca örnek bir şahsiyet olarak yaşadı. Yarım asrı aşan akademik hayatında İslam ekonomisinin gerçeklerini, topluma ve devlet idaresine anlatan çalışmasıyla dikkat çekti. Bu konuda örnek ve kaynak eserler verdi. Hocanın en önemli özelliklerinden biri de yüce İslam'dan aldığı terbiye ile sosyal ilişkileri çok kuvvetliydi. Herkesi kucaklar, evladı gibi davranırdı. Hocamızın kaş çattığını, kötü söz söylediğini, kızdığını görmedim. Hep tebessüm eden bir isimdi.”
Öğrencileri arasında Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ve Sayın Ali Coşkun gibi pek çok tanınmış kişiler bulunan rahmetli, sosyal hayatta da boş durmamış 1960’lı yıllara kadar Milli Türk Talebe Birliği, başta olmak üzere, Türk Ocakları, Aydınlar Ocağı, Birlik Vakfı gibi sivil toplum örgütlerinde görev almış.
***
Üniversite ile ilgisi sadece bina olması ve rahmetlinin ismini alması ile bunların öz geçmişini yazmakta bir maksadım bulunmakta.
Malumunuz. Samimi ve açık konuşalım. Üniversitelerimizin resmîsi ve özelleri de ileri bir ilim yerine sadece diploma vermekle kaldıkları gibi birde siyasete, ideolojiye çağrışım içinde olanları eksik olmadı..
Bu bakımdan dünya üniversiteleri sıralamasında beşyüze bile girememekte idiler.
Son zamanlarda bu husus duruldu gibi görünürken yeni açılan özel üniversitelerden bizzat müşahede ettiğim KTO Karatay Üniversitesi gibi ileri ilim yanında, okul dışına çıkarak sanayi bölgeleri ile başarılar sağlamaları iftihar vesilesi.
Öğrenime yeni başlayan bu üniversitenin de adını aldığı hocaların hocası gibi ilim ilerlemesi ve yayması içine girerken tatbikatlarının da olmasıdır dileğim.
Umutlandığım bir olay ki bu üniversiteye rektör olan Konya’mızın öz çocuğu ve yetiştirdiği Sayın Prof. Dr. Âdem Esen’dir.
Her ne kadar bir teşekkülde sadece başkan olanın atılımları ile değil ekiplerinin de aynı duyarlık ve ileri düşünce içinde olması tabiatın kanunudur.
Sayın Eser’i ilk olarak Konya Selçuklu İlçesi Belediye Başkanı olarak iki dönem içinde tanıdık.
Çalışmalarını zaman zaman izleyerek müşahede etmiş ve yazılarımda konu etmiştim. Bu yazılarımda irdeleme bile olduğu halde teşekkür belge ve yazısı da göndermişti.
Belediye Başkanlığı zamanında bilhassa belediyecilik işleri dışındaki halkla ilişkilerinde şenlikleri özel şarkıcılara bolca sarfla kendini reklamlaşma yanında, ilçeyi kapsayan ilan yerlerinde de, değil şu bu çalışmayı bayram tebriki vb. gibi boylu resimlere tenezzül etmediğini de var sayımlı görebildik.
Bilhassa İlçe Belediye başkanı olmasına rağmen Konya çevre dağlarından gelen yağmur sularını toplama ve faydalanma gibi büyük tesis atılımına girmiş yaptırmış olması da takdirden geri kalmamıştı.
Nedense! Yeniden aday yapmayanlar neler düşündü de yapmadı bilemem ama…
Değeri bilinmiş ki. Yerinde müşahede edememiş olsam da. Konya çocuğu olan Sayın Adem Esen bu gün önemli bir üniversitenin rektörlüğüne getirilmesi uygun bir işlem olmakta..
Umarım ve dileğim ki Sayın Esen önceki çalışmalarının daha da ilerisine giderek üniversitede ilim akışı sağlayıp yayma ve tatbikatı ile sadece Türkiye de değil dünya üniversiteleri sıralamasında da ön derecelere girerek bizlere gurur vesilesi olur.
Başarısını takdir eder, tebriklerimi de sunmak isterim.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi