Dünyâda mevcut düzende bir medeniyetler çatışması sürüyor. Amerika’da, Asya’da, Batı’da bu çatışma son günlerde hızını almış gidiyor. Bu arada Ortadoğu coğrafyasında medeniyet ve kültürel tahribat en etkin şekilde yapılıyor.

Batı uzun süredir modern kültürü, çağdaş hayat tarzını ve medeniyetini, İslâm’ın tehdit ettiği tezini hem kendi insanına hem de dünyâya yaymak için çırpınıp duruyor. Bâzı şer odakları tarafından da desteklenen bu menfi görüş yâni İslam korkusu=İslamafobi, yüce İslâm’ı ve bu mükemmel dînin mensubu Müslümanları bütün dünyâya kötü göstermek amaçlıdır. Şimdiye kadar İslamafobik faaliyetlerle; ‘İslam çağdaş medeniyet için bir tehlikedir ve İslam terör ve terörist üretir’ fikirlerini insanların zihinlerine yerleştirmek için çok çeşitli algı operasyonları yapıldı. Bilhassa Batı’ya göç eden mülteciler üzerinden, toplumda hızlıca Batın’nın kültürel hayat tarzının ve çağdaş dokusunun bozulacağı korkusunu oluşturdular. İslam beşeri gelişmişliği tehdit ediyorsa o zaman İslam’dan ve Müslümanlardan korkmalı fikrini yaygınlaştırdılar ve yerleştirdiler. 

Bunlar fikren gelişmiş şu çağda kabul edilir görüşler değildir. Bizler bu hatâlı görüşleri çürütmeye kendimizi ispatlamaya çalışırken atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Bu arada; “Aman biz o sandığınız gerici, yobazlardan değiliz” diye ter dökerek sâhip olduğumuz güzel değerlerimizi çağdaş olma hatırına bir bir kaybederken onlar devam ettiler…

Bâzı Batılı düşünürler bu konuya mantıklı alt yapı zeminleri hazırlayarak dediler ki: ‘Belki ‘İslâmî terörizm denemez’ ama bütün teröristler Müslüman’dır.’ Bu ne demektir? İslam terörizme fikri zemin hazırlar mânâsınadır. Bu görüş son derece isâbetsiz İslam gerçeklerine aykırı bir görüştür. Dünya coğrafyasında devamlı ezilen Müslümanlar kendilerini ifâde etmek için terör yapmak durumunda kalabiliyorlar.’ Bu tür olumsuz algıları insanlara servis edenler maalesef çok yanlış yapıyorlar.

Bir kere daha “terör” tanımı üzerinde bile dünya anlaşmış değildir. Her ülke kendi teröristini eğitiyor, besliyor sonrada onları dünyâya özgürlük savaşçısı olarak tanıtıyor. Örneğin PKK, DHKP-C Avrupa tarafından besleniyor, destekleniyor. PYD ve FETÖ ise hem Avrupa hem Amerika tarafından. Halbuki “terör” tanımına bakılırsa terörde asıl olan sivillerin hedef alınmasıdır. Uluslar arası terör tanımının kapsamına baktığımızda; ‘dînî, politik, stratejik, iktisâdî, etnik, bölgesel gâyeyle mücâdele ederken mâsum sivilleri hedef alan her çeşit saldırı ve zarar verici eylemler’dir deniyor. Bu tanıma göre bugün bâzı devletlerin’de DAEŞ üzerinden mâsum sivil halkı bilerek katletmesi de terör kapsamına girer. Meselâ Suriye ve Irak’ta Amerikan ve Rus uçaklarıyla nice mâsum sivil halk (Müslümanlar) katledildi. Hatta Ruslar bu arada bâzı yeni silahlarının ilk denemelerini Müslümanlar üzerinden yaptılar. Yerleşim yerlerini hedef alan modern savaşlar hiç eğmeden bükmeden söyleyelim ki devlet terörüdür.

Hal bu vaziyetteyken neden hep Müslümanlar terörist damgası yiyor. Bir zamanlar Çeçen mücâhitler, Afganlı mücâhitler şimdi de Türkmen mücâhitler yurtlarını savunurken onlara da terörist dendi. İrlanda’da yirmi beş yıl süren iç savaşta Katoliklerle Protestanlar yıllarca birbirlerine şiddet eylemleri yaptılar. Onlara kimse ‘Hıristiyanlar teröristtir’ veya ‘Katoliklerin ya da Protestanların terörü’ demedi, değil mi? Yine eskiden bizim gençlik zamanlarımızda Ermeni ‘Asala örgütü’ Türk diplomatlarımızı öldürüyordu. Kimse onlara ‘Ermeni terörü’ demedi. 1984’den bu yana mâsum halkı katleden PKK’ya neden terör örgütü dendi de kimse ‘Kürt terörü’ demedi. İsrâil’in mâsum Filistinlilere yaptıkları onca zulme ‘Yahudi terörü’ denmiyor da neden ‘İslâmî terör’ deniyor. Bu haksızlıktır ve çifte standarttır.

Bunları düşünmek gerekiyor. Bunlar dünyâya en son ve en mükemmel din İslâm’ı kötü tanıtmak içindir. Şunu bir daha buradan haykırıyoruz ki; İslam terörizmle yan yana getirilemez. Ama siz ne derseniz deyiniz efendiler; bu dînin sâhibi yüce Allah’tır ve O dînini koruyacaktır. Siz bekleyin. Son gülen iyi gülecektir. Bugün gülenler yarın ağlayacaklardır.