Recep Çınar

Recep Çınar

İmtihan ediliyoruz

İmtihan ediliyoruz

Şuna çok iyi inanıyorum ki, yaşadığımız dünya bir imtihan dünyası...

Yüce Yaratan bizi imtihan ediyor...

Kimi zaman çaresiz, kimi zaman yalnız, kimi zaman bir meczup gibiyiz...

Hayattan keyif almadığınız ve bir an önce bu dünyadan göçüp gitmek istediğiniz anlar olur...

İşte böyle anlarda size uzanacak, sırtınızı sıvazlayacak bir ele ihtiyaç duyarsınız...

Sizin derdinizle dertlenen, başınıza omuz olacak insanlar ararsınız...

Psikolojik bir çöküntü içindeyken bunun bir imtihan olduğunun farkında olamıyoruz...

Yaratan'ın bizi test ettiğine kafamız basmıyor ne yazık ki...

Evet...

İmtihandayız...

Dardayken de imtihandayız, herşey güllük gülistanlık iken de imtihandayız...

Herşeye rağmen “şükür” etmeliyiz...

Beterin beteri olduğunu asla ıskalamamalıyız...

Dedim ya, imtihan dünyasındayız.

xxx

Müthiş güzel bir hikayeyle meramımı anlatayım...

İMTİHAN DÜNYASI

İki melek yeryüzünü dolaşmaya çıkmışlar. Tabii insan kılığında... Akşam olmuş. Şehrin en zengin semtinde lüks bir villanın kapısını Tanrı misafiri olarak çalmışlar. Ev sahipleri somurtarak buyur etmiş onları. Yemek falan teklif etmemişler.

Sıcacık misafir odaları yerine buz gibi ve nemli bodruma iki şilte atıp "Geceyi burada geçirebilirsiniz" demişler. Şilteleri betona sererken yaşlı melek duvarda bir çatlak görmüş. Elini uzatmış söyle bir sürmüş çatlağa. Duvar eskisinden sağlam olmuş.

Genç melek "Niye yaptın bunu" diye sormuş merakla... "Her şey her zaman göründügü gibi değildir" demiş yaşlı melek yavaşça. Ertesi akşam melekler bir köy evinde çok fakir ama çok iyiliksever bir aileye misafir olmuşlar.

Her şeyleri bir tanecik inekleri imiş. Onun sütünü satıp geçiniyorlarmış. Ev sahipleri mütevazi sofralarına almış onları. Allah ne verdiyse beraber yemişler. Yatma zamanı gelince kadın 

"Siz uzun yoldan geliyorsunuz yorgun olmalısınız" demiş.

"Bizim yatakta siz yatın bir rahat uyuyun. Biz şu divanda idare ederiz" Güneş doğarken uyanan melekler zavallı adamla karısını iki gözü iki çeşme ağlar bulmuşlar. Hayattaki tek servetleri inekleri bahçede ölü yatıyormuş. Genç melek öfkeden deliye dönmüş. Bunun nasıl yaparsın. Bu kadar iyi insanların yegane servetinin ölmesine nasıl izin verirsin.

Önceki gece gittiğimiz villada her şey vardı ama kötü ev sahipleri bize hiç bir şey vermediler. Sen onların bodrumlarını tamir ettin. Bu fakir insanlar bizimle her şeylerini paylaştılar. Şen ineklerinin ölmesine göz yumdun? “Her şey her zaman göründügü gibi değildir evlat” demiş yaşlı melek yine..

“Nasıl yani?” diye daha da öfkeyle sormuş genç melek. “Her şey her zaman göründügü gibi değildir evlat” demiş yine... Ve anlatmış... “İlk gittiğimiz zengin evinin o duvar çatlağının içinde yıllar önce saklanmış bir hazine vardı. Ev sahipleri zenginlikleri ile çok mağrur ama hiç paylaşmayı sevmeyen insanlar oldukları için bu defineyi bulmayı hakketmemişlerdi. Çatlağı kapayıp onları bu hazineden mahrum ettim. Dün gece fakir köylünün yatağında yatarken ölüm meleği adamın karısını almaya geldi.. Kadının hayatının bağışlanmasına karşılık ona ineği verdim. Her şey her zaman göründügü gibi değildir” diyerek genç meleği ikna etmiş..

İşler bazen istendiği gibi gitmez göründügünde aslında olan budur. Eğer inançlı isen her işte bir hayır olduğunu düşünürsün. O hayrın ne olduğunu da bir süre sonra anlarsın.

xxx

GÜVEN TAZELEDİK

TSYD Konya Şubesi olarak seçime gittik...

Geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirdiğimiz seçime tek liste ile girdik ve meslektaşlarımızın “onay”ı ile yola devam kararı aldık...

TSYD Konya şubesinde 4. dönemimiz olacak Allah nasip ederse...

Geriye baktığımız da iyi işler yapmışız, ekip arkadaşlarımızla...

Tek tek yazmaya başlasak, sayfalar almaz...

İnşallah bu 3 yıllık dönemde de bayrağı en iyi şekilde taşımaya devam edeceğiz...

Yeniden göreve gelmemiz hasabiyle, telefonla arayan, sosyal medyadan bize ulaşan, görevimizle ilgili güzel cümleler kuran bütün dostlarımıza yürek dolusu teşekkürler ediyoruz...

Bu kutsal görevin de bir imtihan olduğunu düşünüyoruz...

İnşallah sınavı geçeriz...

Hayırlı cumalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi