Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Bir hizmet daha

Bir hizmet daha

Hatıralar canlanıyor yazı serisi

 

Ülkemizde, siyasi platformda 1968’de başlayan ve bu güne gelen 40 yıllık bir “Milli Görüş” çalışması vardır. Ve Cenab-ı Hakk’a çok şükürler olsun ki ben de 40 yıldır bu çalışmanın içerisinde ve bir önemli hizmet kolunun (Gençlik çalışmalarının) başında bulundum. Bir başka hatıramda sizlere bu konuda da bilgi veririm, inşallah.

1980’de Genel Başkanlığına getirildiğim MGV (Milli Gençlik Vakfı) Genel Başkanlığını yürüttüğüm dönemde (zannederim 1993 yılı) Muhterem hocamız Erbakan bir Avrupa seyahatinden dönmüştü.

Bizlerle yaptığı bir özel sohbette; ülkesinden ve sevdiklerinden ayrılarak Avrupa’ya çalışmaya giden insanlarımızla bir araya gelişlerini, kendisinin onlara yaptığı konuşmayı ve tavsiyelerini kısa ve veciz ifadelerle anlattı. Daha sonra “Gurbetçi” adını alan bu insanlarımızın dertlerini ve dileklerini dinlediğini ifade etti. Bunlar hakkında da kısa kısa bilgiler verdi.

Bütün bu anlattıkları içerisinde benim hafızamda kalmış ve bu güne kadar devam etmiş olan bir “Gurbetçi derdi” vardı ki, ben bu derde derman olabilir miyim diye uzun uzun düşündüğün zamanlar olmuştur.

GURBETÇİ DERDİ

Ülkesinden ve sevdiklerinden ayrılarak çoluk çocuğunun rızkını kazanmak aşkına Avrupalara giden bu insanlarımızın ülkemizde kendisine ait yapılması gereken bazı işleri oluyormuş. Mesela, arsa ve inşaat işleri, nüfusu iş ve işlemleri, hastane işleri, yanına almak istediği birinci derecede yakınlarının vize iş ve işlemleri gibi.

Bu iş ve işlemlerin “Gürbetçi”nin il ve ilçelerindeki resmi dairelerde takip edilmesinin yanı sıra Ankara’da ki Bakanlıklar ve ilgili Genel Müdürlüklerde de takip edilerek tamamlanması gerekiyormuş.

Yurt dışında çalışanların ülkemize gelemediklerinden bu işlerini bizzat kendilerinin takip ederek tamamlaması mümkün olmuyor. Yurdumuzda bu işleri yapacak elyak (uygun) insanları da tanımıyorlar. O zaman Gurbetçiler bu işlerini köyünde kasabasında ikamet eden amcaoğlu, dayıoğlu, halaoğlu gibi yakınlarına gerekirse vekâlet de göndererek yapılmasını istiyorlar.

Ancak bu yakın akrabaların da resmi ve özel dairede işlerini gördürebilecek ne bir tanıdıkları varmış ne de bu işlerin mevzuatı biliyorlarmış.

Ta yurt dışından gönderilen bu işler maalesef mevzuat ve hangi dairede nasıl yapılacağı bilinmediğinden yapılamıyor, böylece işin süresi bitiyor ve gecikme başlıyormuş. Tabii bundan sonra gecikme cezaları ve faizleri işin üzerine binmesiyle Gurbetçimizin karşısına ödenmesi gereken harç ve/veya vergiler, bir dağ olup çıkıyormuş. Hatta bu gecikmelerden dolayı birçok gurbetçimiz haklarını bile kaybetmişler. Bu dertlerini de yana yakıla dertlerini Erbakan hocamıza anlatmışlar.

DERDE DERMAN OLMAK

Hocamız Avrupa’daki “Gurbetçiler” in dertleri anlattıktan sonra bizlere dönerek; “Bir kardeşim kendisini organize ederek böyle bir çalışmayı yapsa, bu hem kendisine para kazandırır, hem de Gurbetçi kardeşlerimiz haklarını kaybetmezlerdi” diyerek temennisini dile getirmişti.

1997 yılının 17 Ağustos’una kadar üzerimde MGV gibi ağır yük bulunduğu için “Gurbetçilerimize” bizzat yardımcı olamadım. Ancak “Milli Gençliğin Şeref Başkanı” olarak vakıftan ayrıldıktan sonra Hocamızın bu sözünü hatırladım ve “Ben, Gurbetçi kardeşlerime yardımcı olabilirdim” dedim ve bu maksatla “UZMAN BÜRO”yu kurdum.

Zira ben de mesleki açıdan makine mühendisiydim. Bir işi nasıl yapması gerektiğini bilen bir insandım. Vakıf da bir yerde büyük bir işletmeydi ve onu her yünüyle 17 yıl başarılı bir şekilde yürütmüştüm.

Resmi ve özel dairelerde bu gün üst kademe idareciliklerine yükselmiş, genel Müdür, Müsteşar gibi görevler almış vakıftan yetiştirdiğim gençlerimiz ile ülkemizin hangi il veya ilçede olursa olsun kendileriyle değişik vesilelerle temas kurduğum kardeşlerim vardı. Mevzuatları ise yakından takip etmekteydim.

Bütün bu imkânlara sahip bir insan olarak Gurbetçilerin tevdi edecekleri işleri olsun, ülkemizin her yerinden yapılacak iş istekleri olsun bunları “UZMAN BÜRO” vasıtasıyla yapabileceğimi umut ediyordum.

BAZI ÖNEMLİ ÖRNEKLER

Almanya’dan Karamanlı Ramazan adındaki kardeşimizin İzmir Karşıyaka ve Dikili’deki tapu ile alakalı işleri takip edilmiş ve her konumda Ramazan Bey bilgilendirilerek onun “Sizi tebrik ederim. Aynen Avrupalı bir işletme gibi çalışıyorsunuz” tebrikine muhatap olunmuştur.

Yine Almanya’dan Fahrettin kardeşimizin Giresun-Eynesil deki akrabasının BAĞ-KUR malulen emeklisi olabilmesi için Samsun Bölge müdürlüğü, Trabzon Tıp Fakültesi ile İstanbul Cerrahpaşa hastanesindeki işleri takip edilmiş ve işi neticelendirilmiştir.

İzmir-Aliağa’da, aylık elektrik sarfiyatı 4 trilyon olan ve 700 işçi çalıştıran bir şirketin TEDAŞ Genel Müdürlüğündeki işleri takip edilmiş, bir anlaşmazlık nedeniyle kesilen elektriği 1,5 saat içinde tekrar verilerek fabrikanın çalışması sağlanmıştır.

Bursa-Yenişehir’den İshak Akdemir’in Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğündeki işi takip edilmekte olup onun da arzu edilen bir şekilde bitirilebilmesi için çalışmalar sürmektedir.

Hocamız Erbakan’ın, derdi ortaya koymakla çözümüne işaret ettiği bu konu UZMAN BÜRO tarafından yapılmakta ve büro yapılacak müracaatları tamamlayabilmenin azim ve gayreti her zaman gösterilerek, en uygun çözümlere ulaşılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi