İki Konyalı karşı karşıya
Korkarız ki ister erken seçim olsun ister normal zamanda yapılacak seçim olsun yapılacak ilk milletvekili seçiminde en azından Milletvekili aday adayı olarak karşı karşıya gelmesi muhtemel 2 Konyalı şimdiden karşı karşıya gelmiş durumdalar.
Basın yayın organlarında yeteri kadar yer almasa da Pankobirlik Başkanı ile Şeker Kurulu Başkanı özelde Konya çiftçisini, genelde ise Türkiye çiftçisini ilgilendiren çok önemli bir konuda karşı karşıya gelmiş durumdalar.
Konu pancardan üretilen şeker ile mısır şurubundan üretilen nişasta bazlı şeker kotalarının artırılıp artırılmaması.
Görünürde ilk açıklamayı yapan Pankobirlik genel müdürü olsa da genel müdürün yönetimden habersiz açıklama yapamayacağı dikkate alındığında, genel müdürün ağzından çıkan sözlerin sahibinin Pankobirlik başkanı olduğu izahtan varestedir.
Problem büyüme eğilimine gireceği için şimdiden sorulacak soru şudur:
Pankobirlik genel müdürü aynı zamanda TBMM Tarım Komisyonu Başkanı olan Pankobirlik başkanının ağzıyla konuşuyorsa, aslen Konyalı olan Şeker Kurulu Başkanı kimin ağzıyla konuşuyor.
Veya soruyu şöyle de sormak da mümkün.
Pankobirlik genel müdürü nişasta bazlı şeker için lobilerin baskı yaptığından bahsediyorsa Şeker Kurulu Başkanı Hükümete rağmen lobilerin ağzıyla konuşabilir mi?
Konuşursa yerinde kalabilir mi?
Biz hem Konyalı olan Pankobirlik başkanının hem de diğer bir Konyalı olan Şeker Kurulu başkanının Konya çiftçisinin ağzıyla, Türk çiftçisinin ağzıyla konuşmasını isteriz.
Çünkü önemli olan bizim çiftçimizin ne kazanacağı ve ne kaybedeceğidir.
Bu kavga bu gidişle daha çok su kaldıracağa benzemektedir.
Kimin çiftçi tarafında olduğu, kimin çiftçiden yaza gözükmekle birlikte esasen lobilerin adamı olduğu Üretim Reform Paketi Yasa Taslağı’nın kanunlaşma aşamasında daha belirgin bir hale gelecektir.
Eğer bu ikili önümüzdeki bir seçimde en azından tekrar aday adayı olabilmek için aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık hesabı yapmadan bildiklerini söyleyecek olurlarsa belki de asıl kavga o zaman gündeme taşınacaktır.
Çünkü nişasta bazlı şeker üreticilerine verilen toplam kota miktarının Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye istinaden artırılması ile yerli çiftçinin ürettiği pancar miktarı her yıl kademeli bir şekilde azalmaktadır.
Pankobirlik’in verdiği rakamlara itibar edilecek olursa Türkiye çiftçisi son 10 yılda yaklaşık % 50’ye yakın fakirleştirilmiştir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca açıklanan “Üretim Reform Paketi” Kanun tasarısının kanunlaşması halinde nişasta bazlı şeker üreticilerinin kotalarının kaldırılması ile pancar üreticilerinin ve pancar üretimine dayalı sanayi sektörünün fakirleşmesi gittikçe artacak ve nihayetinde bu şehirde ve bu ülkede pancar üretimi tamamen yok olacaktır.
Türk çiftçisinin ve Türk sanayisinin yok olma pahasına getirilmeye çalışılan kanun değişikliğinden karlı çıkacak tek kesim uluslararası vahşi kapitalizmin ileri karakolu olan şirketler ile onların yerli işbirlikçi ortakları olacaktır.
Görünüşte 2 Konyalı’nın karşı karşıya geldiği zan ettiğimiz şeker olayının neticeleri bu günden tahmin edilemeyecek kadar büyüktür.
Yol yakınken bu gerçeği görmek gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.