İçimizden biri mi ? İçimizden – miş gibi mi?
Son zamanlarda birçoğumuzun hatta neredeyse hepimizin karşılaştığı, toplumun tamamını ilgilendiren bir durumdan daha doğrusu bir sorundan bahsetmek istiyorum sizlere…
Evet ‘sorun’ diyorum çünkü ekonominin talep yanını oluşturan bizleri oldukça yakından ilgilendiriyor. ‘ Son zamanlarda’ dediğime de bakmayın, aslında geçmişten günümüze varlığını hep belirgin şekilde hissettiren bir konuydu bu. Nitekim pandemi sürecinin de etkisiyle iyiden iyiye yerleşti ekonomimizin içine…
Çoğunluğumuz mutlaka herhangi bir sosyal mecrada, mesela bir haber kanalında yahut bizzat karşı karşıya geldik söz konusu bu durumla.
Yani stokçuluk ve karaborsayla…
Toplumun zor zamanlarını fırsata çevirip, haksız yere daha yüksek kar elde etmek isteyen “bulanık yüzler” bir bir kendini belli etmiş oldu böylece. Özellikle zincir marketler, fahiş fiyatlı ürünlerini zincirleme dizdi raflarına… ardından da sofralarımıza.!
Bahaneler ise hep aynı!..
“ Temel ihtiyaç ürünlerindeki fiyat artışının sebebi; kur dalgalanması. “
“ Stoklarda ve ürün tedariğinde sorun var. “
“ Ürün 1 adetle sınırlıdır. Lütfen 2. ürünü almayınız. “
“ Depoda ürün yok. “
Toplumun geneline dayatılan bu illegal uygulamaların sonucu ise; mağazalar önünde oluşan uzun kuyruklar, ‘ önce gelen alır. ‘ algısının toplum içinde yaygınlaşması ve buna bağlı olarak tüketim anlayışının istenmeyen biçimde değişmesidir. Modern iktisat dahi bu tür uygulamaları ekonomik olumsuzlukların ve sosyal çatışmanın nedeni olarak görmüştür.
Peki, düşünceye dayalı yaklaşımların büyük bir kısmının kabul etmediği, doğru bulmadığı stokçuluk ve karaborsa kavramları için yüce dinimiz ne söylüyor, neyi emrediyor?
Arapça’ da “ ihtikar” kelimesi stokçuluk ile eşanlamlıdır. Stokçuluk, piyasadaki malı elinde tutarak stok yapan bir kişinin belli bir süreden sonra yani elindeki malın fiyatının istediği gibi artmasından sonra bu malı kendi belirlediği fiyattan satmasıdır.
İslam’ da stokçuluk ‘ haram’ olarak nitelendirilmiştir. Çünkü İslam inancına göre stokçulukla elde edilen gelir, hak edilmemiş kazançtır. Bu nedenle de yağma veya vurgun şeklinde getiri sağladığı kabul edilir. Aynı zamanda ihtiyacı olan insanların zor durumda bırakılması söz konusudur.
Buradaki diğer önemli bir husus da; ‘temel ihtiyaçlar’ a stokçuluk yapılmasının dinimizce kesinlikle onaylanmaması ve haram olmasıdır. Çünkü bunun neticesinde hem insanlar en ihtiyaç duydukları vakitte mağdur edilmiş olur hem de İslam dinine mensup kişilerin doğru olmayan sözleri dillendirmesi hali ortaya çıkar ki yine bu da iman eden kimsenin vasıfları arasında bulunmaması gereken bir özelliktir.
Rabbimiz kutsal kelamında; “ Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Haram olarak tüketmeyin. “ buyurur. (Nisa, 29).
Peygamberimiz de (s.a.v) bu konuda; “ Kim stok yaparsa, günahkardır. “ buyurmuştur.
(Zaman, 1987: 60).
Bu nedenle İslam’ da stokçuluk yasaktır. Stokçuluk faaliyetinin sonucunda oluşan bir kavram olan karaborsa ise, bir malın depolanıp insanların en ihtiyacı olduğu zamanda, pahalanmasını bekleyerek piyasadan alıkonulmasına denir. Böylece karaborsacılık, fiyatların yapay olarak yükselmesine ve normal piyasa fiyatının üzerine çıkmasına sebep olur.
İslam hukukunda karaborsacılığın bazı şartları vardır: Depolanan malın, satın alınmış bir mal olması gerekir. İnsanlar, stok yapılan malı satın almada sıkıntı ve ihtiyaç içinde bulunmalıdırlar. Müddetin uzun olması gibi. ( Hadiste ifade edilen 40 gündür. )
İslam kişilerin karaborsacılık yapmasına izin vermez. Ürünler ya da mallar pazarda piyasa fiyatından satılmalıdır. Dolayısıyla tüm aracılar aradan çekilmiş olur. Böylece de mallar doğal fiyatından satılmış olacaktır.
Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurur: “ Kim bir yiyecek maddesini kırk gün saklarsa, o kişi Allah Teala’ dan uzaklaştığı gibi, Allah Teala da ondan uzaklaşır. Bir bölgenin insanları, aralarında aç bir kimse varken sabahlar iseler, Allah Teala’ nın himayesi onlardan uzak olur. “ (İbn Hanbel, 2, 32) Yine bir başka hadisinde; “ Tüccarın beklediği rızkı iken, karaborsacının beklediği ancak lanettir. “ buyurmuştur. (Şihab’ ül Ahbar age)
Bu sebeplerden ötürü Peygamberimiz karaborsacılığı yasaklamıştır.
İslamiyet, kişilerin menfaati için halkın ızdırap çekmesine razı olmaz. Bu nedenle İslam’ da karaborsacılık da stokçuluk gibi yasaktır. Reddedilir. Fakat bazı istisnalar dışında; İslam hukukçuları karaborsacılığın yalnızca darlık ve zaruret hallerinde söz konusu olabileceğinde görüş birliği içindedirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.