Hz. Peygamberin Örnek Gençliği
Kıymetli okurlar bir güzel Mevlidi Nebî haftasının ortalarına geldik yine. İnşallah bu değerli Rebiyülevvel ayı için hatimler, salavâtı şerifeler, Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm’a âit kitap okumaları, hadisi şerif ihyâları ihmal edilmeden devam ediyordur inşallah, diye düşünüyoruz. Bu ay doğrusu, fırsatı ganimet günlerindeyiz, kanaatini taşıyoruz efendim.
Aynen bugünkü gibi, câhiliyenin bütün kötülüklerinin hâkim olduğu o devirde, Peygamberimiz aleyhisselam, seçkin ve örnek bir gençlik hayâtı geçirmiştir. Rasûllullah aleyhissalâtu vesselam, örnek bir gençlik sergilemenin ancak Rabb’e ibâdetle mümkün olacağını, İslam dâvâsını göğüsleyen gençlerle olan iletişiminde, onlara hâliyle-kâliyle izah etmiştir. Bu dünyâda nasıl yasa dışı bir davranışın hesâbı soruluyor ve cezâ uygulanıyorsa, işte insanların mutlak gidecekleri, ahiret hayâtında da, dünyâda yapıp-ettiklerinden mutlaka hesaba çekileceğini insanlara kesin bir dille bildiren, O’dur aleyhisselam. Kulların o korkunç hesap demlerinde, gençliklerini nerede harcadıklarına dâir sorgu-sualde, dünyâda misal alınacak tek rehber şahsiyet, Mevlidi Nebî’nin kahrâmânı O Güzel Peygamberdir, aleyhissalâtu vesselam.
Âlemlere Rahmet olarak gönderilen O Güzel İnsan, daha vahiy gelmeden önce, nezih davranışları, seçkin tavırları, sağlam duruşu, hak-hukuk gözetmedeki titizliği, insanlarla olan muaşeretlerindeki hoşgörülü ama adil ve emin tutumları, her türlü kötülük ve haksızlıklarla nasıl mücâadele edilire âit emsalsiz misalleri ile tüm gençlere, en güzel örneklik teşkil etmiştir. Bugün açıkça görülüyor ki, gençler bir örneklik arayışı içindeler. Günümüzde kendilerine örnek olarak sunulanları beğenmiyorlar, eksik ve yetersiz görüyorlar. Genç kendine rehber arıyorken, Kâinâtın O Eşsiz Şahsiyeti, Tüm İnsanlığın Hayran Olduğu Bir Güzel İnsan Şaheserini kendilerine rehber olarak alması, gençlere en yakışandır. Bunu boşa yazmıyor ve boşa söylemiyoruz. Okuyun, araştırın, yazdıklarımızın doğruluğu daha net anlaşılacaktır.
On dört asır öncesi Peygamber aleyhisselam, İslam davâsını yayarken O’nu en çok gençler dinledi ve gençler O’nun her dediğine itimat ettiler, itibar gösterdiler. Çünkü O insanlar arasında en güvenilir, en doğru ve en emin kişilikti, Anlattıklarında farklılık vardı. O aleyhissalâtu vesselam insanları hayra, iyiliğe, güzelliğe çağırıyor, kötülükten hak-hukuk çiğnemekten sakındırıyordu. Bunlar ne güzel düsturlardı. Uğruna can verilirdi. Nitekim gençler O’nun sohbetlerini, anlatılarını yâni vahiy hakikatlerini hiç kaçırmadan, aksatmadan tâkip ettiler. Müşriklikten Müslümanlık saflarına geçerek mümin olma şerefiyle nasiplendiler. Bu uğurda, akrabaları ve yakınları tarafından akla-hayâle sığmayan eziyet ve işkencelerle karşılaştılar. Yılmadılar, pes etmediler, imanlarıyla her türlü eza ve cefâya katlandılar.
Rasûlî Ekrem aleyhisselam gençleri Mekke’de, ‘Dârul Erkam’ın evinde önce eğitti, Kur’an hakikatlerini onlara bildirdi, gençler şerefli Kur’ân’ı ezberlediler, namaz kıldılar. Yâni İslâm’ın en temel umdelerini hassâsiyetle gençler öğrendiler, uyguladılar. Sonrasında Allah Rasûlü onları kabiliyetlerine göre, çok çeşitli sahalarda görevlendirdi. Gençler kendilerine verilen görevleri büyük sorumlulukla ve başarıyla yerine getirdiler. Peygamber aleyhisselam dün olduğu gibi İslam dâvâsına gönül vermiş gençlere o zaman mesajları vardı. Aynı mesajlar bugün de geçerlidir. Bunlardan bahsetmek isteriz;
*Gençlerin İslam davâsına destek olmaları, omuz vermeleri; hakikatin ve doğruların hâkim olmasına gençlerin ne kadar yatkın olduğunu gösteriyor.
*İslâm’ı anlatma, Kur’ân’ı tanıtma konusunda bugünün gençleri de, tıpkı sahabe gençleri gibi gayretler göstermelidir. Ama bunun için önce kendilerinin Kur’an ehli olmaları, Kur’ân’ı en iyi şekilde okumalı, anlamalı ve yaşamalılar. Geçmişte onca kıt imkanlarla, o devrin gençleri büyük fedâkarlıklar gösterdiler. Bugünün gençleri de söz, yaşantı, basın-yayın, internet ve daha nice yollarla Kur’an mesajını insanlara bilhassa yaştaşlarına iletmelidir. Abdullah bin Mes’ud gibi, Hz.Mus’ab, Hz. Habbab, Hz. Muaz gibi
*Günümüzde günahlar aynı câhiliye devrinde olduğu gibi hızla yayılmaktadır. Bunun engellenmesi için kadın-erkek demeden, var gücümüzle İslâm’ın güzelliklerini anlatmamız gerekiyor. Tıpkı Hz. Guzeyye gibi. O güzide hanım, peygamberimizden izin alarak, hanımları İslâm’a dâvet çalışmaları yaptı. Bu uğurda çok güzel sohbet faaliyetleri icra etti. Müşrikler onu durdurmak için türlü işkenceler yaptılar. Bugün bunlar yok. Demek ki her genç, güzel dînini önce kendisi doğru kaynaklardan öğrenip, bilgi ile donanmalı, aynı zamanda öğrendiklerini şahsi hayâtına en kâmil şekilde aktarmalı, sonra da yaşadıklarının anlatıcısı olmalı.
*O devirdeki gençlerin büyük sevdâsı Peygamberimizin kopyası olmak, O’nun izinden yürümek, O’na benzemek, ‘Usveyi Hasene’yi modellemekti. Bugünün gençleri de, tıpkı Abdullah bin Ömer ve diğer sahabeler gibi kendilerine yegâne örnek olarak o güzel peygamberi almaktır. Şefaat niyazıyla.
Haftaya aynı konuya devam etmek dileğiyle efendim. Cumânız hayrola.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.