Hüzeyme Hanımdan Bir Kitap Daha
Bundan iki hafta kadar önce Nurten Selma Çevikoğlu’nun iki yeni kitabının tanıtımını yapmıştım. Şimdi de Hüzeyme Yeşim Koçak Hanımefendi’nin yeni bir öykü kitabı elimizde. Maşallah hanım yazarlarımız oldukça faal. Arkalarından yetişebilene aşk olsun.
Geçen yıllarda bir teşebbüsüm olmuş, Konyalı hanım yazarları tanıtan biyografik eser hazırlanması için bir genç kızımızı görevlendirmiştim. Kitap basıma hazır hale gelirken bu kızımız evlendi ve ortadan kayboluverdi. Çalıştığı yerden de ayrıldı. Böyle bir çalışma yeniden gündeme getirilebilir. Zira onlar bunu fazlasıyla hak ediyor. Geçen cumartesi günü de hanım yazarlar Merhaba gazetesinden bir araya gelmişler. Bunlar güzel gelişmeler devam etmeli diyoruz.
Hüzeyme Hanım’ın dünkü yazısında da ifade ettiği gibi Konya’da her bakımdan bir kalem dayanışmasına büyük ihtiyaç var. Erkek olsun, bayan olsun yazarlar eserlerini büyük malî külfete duçar bırakılmadan yayınlayabilmelidir. Bir süreden beri buna bir hal yolu bulmaya çalışıyorum. Bir arkadaşımızın kitabıyla bunun ilk denemesini yapıyoruz.
Hüzeyme Hanımefendi, yazarlığının zirvesinde. Kitapları ve köşe yazıları her kesimde zevkle okunuyor. Zengin bir dille yazıyor. Kelimelere ve kurallara hâkim. Üstelik akıcı bir üslûba da sahip. Kitaplarını gençlere bunun için tavsiye ediyoruz.
Onun yeni eseri, “edebiyatçıysam ne olayım” adını taşıyor. Gerçekten dikkat çekici bir isim. Diğer kitaplarının çoğunun isimleri de böyle.
Yazarımızın bu yeni eseri, üç bölümde biri birinden güzel otuz öyküden oluşuyor. Eserinin takdimini de kendisi, “Tematik bir kitap değil elinizdeki… Değişik çiçeklerden bir buket” diyerek veciz bir şekilde yapıvermiş. Yazarımız bütün maharetini de ustalıkla ortaya koyuvermiş.
Kitapta iğneleyici bir hikâye dikkatimi çekti. Aslında hikâye iğneleyici değil çuvaldızlayıcı veya imbizleyiciydi. O bunu “iğne” kıvamında yapıvermiş. Bu yazımı kaleme almadan önce, hikâyenin “tahtında müstetir” anlamı bir bayan yazar arkadaştan telefonda tesadüfen değil, tevafuken öğrenince meseleyi kavrayıverdim. Bayanlara da bu kadar tepeden bakılmaz ki canım.
Sait Bey’in o meşhur kitabını gördüğümde muhteva kadar, bol imlâ yanlışları da dikkatimi çekmişti. Hadi yazar dikkatsiz davranmış, ilk kitabı, yazı kurallarına hâkim değil, diyelim. Onu neşreden kurumun bunları düzeltmesi gerekmez miydi? Her ne ise, bu da eski bir hikâye.
Yazarımız ilk hikâyesi ile de benim hissiyatıma tercüman olmuş. Günümüzde bazı bayanların bile başlarında şapka taşıdığı bir zamanda, başlarına şapka koymayı beceremeyenler yazar geçiniyor da, ona yanıyorum. Ne demek istediğimi ehli anlamıştır her halde. Hüzeyme Hanım’ın böyle önemli olayları “Öykü” tarzında ve üstü kapaklı gündeme getirmesi de ayrı bir ustalık…
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere yazarımız hikâyelerini hayattan alıyor. Ve hayatın bazen ne kadar acımasız olduğunu incelikle ortaya koyuveriyor. Özellikle O, hikâyelerini alışılmışın dışında ve farklı bir üslûpla okuyucuya sunuyor.
Gerçekten ehli olmayan program yapımcılarıyla televizyona çıkmak büyük azap oluyor. Ehli ile ise büyük zevk. Buna da dikkat etmek gerekiyor.
Kitap, güzel bir kapak tasarımı ile Karatay Yayınları arasında çıkmış. Eseri meraklılarına tavsiye ediyoruz.
Hüsniye Hanım, oldukça hassas bir insan… Muhataplarının çok dikkatli olması gerekir diye düşünüyorum.
Hüsniye Hanım’ı ve ona devamlı destek olan dostum Şevket Bey’i kutluyor, daha böyle nice güzel eserlere diyorum.
Geçen yıllarda bir teşebbüsüm olmuş, Konyalı hanım yazarları tanıtan biyografik eser hazırlanması için bir genç kızımızı görevlendirmiştim. Kitap basıma hazır hale gelirken bu kızımız evlendi ve ortadan kayboluverdi. Çalıştığı yerden de ayrıldı. Böyle bir çalışma yeniden gündeme getirilebilir. Zira onlar bunu fazlasıyla hak ediyor. Geçen cumartesi günü de hanım yazarlar Merhaba gazetesinden bir araya gelmişler. Bunlar güzel gelişmeler devam etmeli diyoruz.
Hüzeyme Hanım’ın dünkü yazısında da ifade ettiği gibi Konya’da her bakımdan bir kalem dayanışmasına büyük ihtiyaç var. Erkek olsun, bayan olsun yazarlar eserlerini büyük malî külfete duçar bırakılmadan yayınlayabilmelidir. Bir süreden beri buna bir hal yolu bulmaya çalışıyorum. Bir arkadaşımızın kitabıyla bunun ilk denemesini yapıyoruz.
Hüzeyme Hanımefendi, yazarlığının zirvesinde. Kitapları ve köşe yazıları her kesimde zevkle okunuyor. Zengin bir dille yazıyor. Kelimelere ve kurallara hâkim. Üstelik akıcı bir üslûba da sahip. Kitaplarını gençlere bunun için tavsiye ediyoruz.
Onun yeni eseri, “edebiyatçıysam ne olayım” adını taşıyor. Gerçekten dikkat çekici bir isim. Diğer kitaplarının çoğunun isimleri de böyle.
Yazarımızın bu yeni eseri, üç bölümde biri birinden güzel otuz öyküden oluşuyor. Eserinin takdimini de kendisi, “Tematik bir kitap değil elinizdeki… Değişik çiçeklerden bir buket” diyerek veciz bir şekilde yapıvermiş. Yazarımız bütün maharetini de ustalıkla ortaya koyuvermiş.
Kitapta iğneleyici bir hikâye dikkatimi çekti. Aslında hikâye iğneleyici değil çuvaldızlayıcı veya imbizleyiciydi. O bunu “iğne” kıvamında yapıvermiş. Bu yazımı kaleme almadan önce, hikâyenin “tahtında müstetir” anlamı bir bayan yazar arkadaştan telefonda tesadüfen değil, tevafuken öğrenince meseleyi kavrayıverdim. Bayanlara da bu kadar tepeden bakılmaz ki canım.
Sait Bey’in o meşhur kitabını gördüğümde muhteva kadar, bol imlâ yanlışları da dikkatimi çekmişti. Hadi yazar dikkatsiz davranmış, ilk kitabı, yazı kurallarına hâkim değil, diyelim. Onu neşreden kurumun bunları düzeltmesi gerekmez miydi? Her ne ise, bu da eski bir hikâye.
Yazarımız ilk hikâyesi ile de benim hissiyatıma tercüman olmuş. Günümüzde bazı bayanların bile başlarında şapka taşıdığı bir zamanda, başlarına şapka koymayı beceremeyenler yazar geçiniyor da, ona yanıyorum. Ne demek istediğimi ehli anlamıştır her halde. Hüzeyme Hanım’ın böyle önemli olayları “Öykü” tarzında ve üstü kapaklı gündeme getirmesi de ayrı bir ustalık…
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere yazarımız hikâyelerini hayattan alıyor. Ve hayatın bazen ne kadar acımasız olduğunu incelikle ortaya koyuveriyor. Özellikle O, hikâyelerini alışılmışın dışında ve farklı bir üslûpla okuyucuya sunuyor.
Gerçekten ehli olmayan program yapımcılarıyla televizyona çıkmak büyük azap oluyor. Ehli ile ise büyük zevk. Buna da dikkat etmek gerekiyor.
Kitap, güzel bir kapak tasarımı ile Karatay Yayınları arasında çıkmış. Eseri meraklılarına tavsiye ediyoruz.
Hüsniye Hanım, oldukça hassas bir insan… Muhataplarının çok dikkatli olması gerekir diye düşünüyorum.
Hüsniye Hanım’ı ve ona devamlı destek olan dostum Şevket Bey’i kutluyor, daha böyle nice güzel eserlere diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.