Recep Çınar

Recep Çınar

Holmen ve son söz!

Holmen ve son söz!

“Hey onbeşli onbeşliiii” başlıklı yazıma “Allah nazardan saklasın” diye başlamış, “Maçı da yazacağım, önce bir oyuncu” diye devam etmiştim...

Yani Holmen'i yazmıştım...

“Holmen kadroda ise, tahtaya yazılması gereken ilk isimlerden birisi de o...

Belki stantard üstü bir oyuncu değil Holmen...

Ama takımın, özellikle de orta sahanın kadro yapısı dikkate alındığında, ilk 11'de olması zaruri ihtiyaç olarak görülebilecek bir isim...

Sadece Torku Konyaspor'da değil, Türkiye'de oynadığı 3 kulüpte de takımlarına faydalı olan bir oyuncu...

Açık konuşmak gerekirse, varlığı asla bir dert değil, ama yokluğu dert...

Onun içindir ki, bu oyuncunun kıymetini bilmeliyiz...

Holmen'siz ya da isteksiz Holmen'li maçlarda beklentilere cevap verememişti bu takım...

Daha net bişey söylemek gerekirse, kenarda tutulacak bir oyuncu değil Holmen...

Özellikle son haftalardaki performansı ile göz kamaştırıyor...

Son olarak; Hoca ister kabul eder ister etmez, formdaysa Holmen Torku Konyaspor'un vazgeçilmezlerinden birisidir...

Bunları ben değil,  Torku Konyaspor'un orta sahası ve kadro yapısı söylüyor” diyerek, Holmen'le ilgili düşüncelerimi bu yazımda aktarmıştım...

Başakşehir maçında rahatsızlandığı için doğal olarak son dakikada Aykut Hoca tarafından kadrodan çıkarılmış İsveçli oyuncu...

Kim ne der bilemem, ama yokluğunun bir dert olduğu daha iyi anlaşıldı Holmen'in...

Sanırım Holmensiz bir 11 düşünmeyecektir Aykut Hoca...

Bu takım için olmazsa olmaz olduğunu bir kez daha gördük Holmen'in...

Sadece golleri, girdiği gol pozisyonları ve asist becerisi ile değil, rakibi önde karşılaması, oyunu tutup takımını rahatlatması, takımı oynatması gibi bir çok meziyeti bünyesinde barındıran Holmen'i aradık Başakşehir maçında...

Hem de zaman zaman eleştirmiş olmamıza rağmen...

Bir futbolcu bir takım için herşey değil, ama takım oyunu için çokşey...

Holmen'de kusursuz bir takım oyuncusu...

Açık ve net konuşmak gerekirse,  benzetmemi maruz görün, Torku Konyaspor Yönetimi, “Hacı Murat parası ödeyip, Mercedes almış...”

xxx

Maça gelince...

Maçtan önce ayaküstü de olsa, Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Fanatik Gazetesi'nden Tunç Kayacı ve ben, karşılaşma ilgili iki satır sohbet ettik...

“Başakşehir için kırılma maçı” dedim Abudllah Avcı'ya...

“Konya için de kırılma maçı” dedi ve şunu ekledi “Konya ile aynı futbol aklına sahibiz, ama biz biraz bu anlayıştan vazgeçtik” dedi...

Belli ki gemileri yakmış Abdullah Hoca...

Dolayısıyla Ali Turan ile Vukoviç'in savunduğu bölgeyi yüksek toplarda Mehmet Battal ile Ali Çamdalı, Volkan Fındıklı ve kenar beklerin bulunduğu birinci bölgeyi de saha içi rotasyonla saf dışı bırakmayı düşünmüştü Abdullah Avcı...

Ancak, santrayla birlikte  kabus gibi rakibin birinci bölgesine çöken Torku Konyasporlu ileri uç ve orta saha oyuncuları, kenar beklerin desteğini de alarak, Başakşehir kalesinde acayip bir tehdit oluşturdular...

Sonuçta da altıncı dakikada gol geldi...

Bu belirgin tehdit 30 dakika kadar filan sürmesine rağmen, skoru değiştirecek pozisyonlarda son vuruşlar yetersiz olunca, Başakşehir takımı ayaklanmaya, sonra da koşmaya başladı Torku Konyaspor kalesine doğru...

Maçın 26. dakikasonda konuk takımdan Ferhat'ın geri pasını yakalayan Traore, Başakşehir'in gardını tamamen düşürecek net pozisyon buldu, ama ayakları birbirine dolaşınca topu kaleci Volkan'a teslim etti...

Holmen gibi önemli bir karşılayıcı da tribünde oluncu, işleri biraz daha kolaylaştı Başakşehirlilerin...

Sonrası mı?

Malum skoru koruma içgüsü ile birlikte bekleme oyunu gemileri yakmış konuk takımın ekmeğine yağ sürdü...

Başakşehirlilerin müthiş baskısı ve gol bulma arayışı ile yaptıkları tehditlere Torku Konyaspor'lu oyuncular aynı cevabı vermekten ya da aynı tehdidi etmekten uzak bir görüntü sergilediler...

Dolayısıyla da Başakşehir baskılı oyununun ödülünü alırken, Torku Konyaspor'da ileriye çıkmamanın ya da çıkamamanın bedelini ağır ödeyen taraf oldu...

Pazar günü oynanan maçta son sözü söyleyen ne yazık ki, Torku Konyaspor değil, konuk Başakşehir oldu.

NOT: Geçtiğimiz hafta içinde İstanbullu gazeteciler geldi Konya'ya... Tanıdık isimler... Biraz alınganlık gösterdik... Ben de dahil... Ancak, işin aslını hem İstanbullulardan, hem de Konyaspor'lu yöneticilerden öğrendim. Organizasyonun Torku Konyaspor yönetimi ile bir alakasının olmadığını gönül rahatlılığı ile belirtebilirim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi