Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Her zevâlin bir kemâli vardır

Her zevâlin bir kemâli vardır

Bir zamanlar dinler arası diyalog’ üzerine bugün yerilen bâzı guruplar ne çalışmışlar, kimlere neler yaparak yaranmaya çalışmışlardı.(!) Hatırlayınız! Bu hususta geçenlerde konuşan Diyânet İşleri Başkanı bu kelimenin artık kirlenen bir kelime olduğunu vurgulayarak; “Müslümanlarla Hıristiyanlar, Müslümanlarla Yahudiler, Müslümanlarla her hangi din mensupları arasında hakka ve adâlete dayalı münâsebetler ve sosyal her türlü ilişki mevcut olabilir. Zâten bunları dünyâya armağan eden biziz. Ancak tevhid ve tesliste diyalog olmaz. Bunu insanlar ve topluluklar birbirlerini daha iyi anlasınlar diye söylüyorum. 1960’lı yıllardan bu yana 40 yıldır ‘dinler arası diyalog’ başlığı altında yapılan toplantılar insanlığa hiçbir şey katmamıştır” tespitlerinde bulunmuştur haklı olarak.

Son yıllarda İslam ülkelerinde hunharca cereyan eden Müslümanların mümin kardeşlerini öldürme hâdiselerinde de şu özlü açıklamalarda bulundu Diyânet İşleri Başkanı; “İslâm’a göre her can değerlidir, her mâsum insanın yok edilmesi, tüm insanlığı yok etmeye eşdeğerdir. Bir insanın ölümü, insanlığın ölümüdür. Kur’ân’ın ifâdesiyle ölümler arasında ayrım yapmak insanlığa yakışmaz. Vahşete dayalı ölümlerin, Şam’da, Bağdat’ta olmasıyla Paris’te olmasının farkı yoktur. Eğer dünya bu ölümlerin hepsine mezhep, coğrafya ayrımı yapmaksızın ayni tepkiyi vermiyorsa işte o zaman insanlık tümüyle ölüme mahkumdur. (O zaman bugün Müslümanların ölümüne seyirci kalan Batı ve ABD kesinlikle insanlık yönüyle sınıfta kalmıştır.-yazar-) Son günlerde bunu acı acı yaşıyoruz. İbretle çağdaş dünyâyı izliyoruz. Bir taraftan son on yılda İslam coğrafyasında acılarla kıvranan 12 milyon insan katledildi ama geçenlerde Paris’te yine hiçbir müminin ve hiçbir aklıselim’in kabul edemeyeceği 12 insan hunharca katledildi. Ama 12 milyon insanın katledilmesine ses çıkarmayan insanlığın sâdece 12 kişiye düzenlenen bir cinâyet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik.” Dedi.

İnsanlığın biran önce kendine gelmesi gerektiğini belirten Sayın Başkan devamla şunları söyledi: ‘Sömürgeler, işgaller, saldırılar karşısında maddi işkencelerle, büyük travmalar yaşayan Müslümanların kutsallarını aşağılayarak mânevî işkenceler cinnet hâline birer dâvetiye niteliği taşımaktadır. Acılarla kıvranan İslam coğrafyasında önce cinnet hallerini oluşturmak, sonra da kutsallarını aşağılayarak cinnet dâvetiyesi çıkarmak, hiçbir insana, çağdaş dünyâya yakışmaz. Bunların ifâde özgürlüğü adı altında yapılıyor olması kabul edilemez.’

Başka bir konuşmasında da: ‘Bir câmide 100’ü aşkın insan katledildi. Her gün yüzlerce Müslüman yüzlerce Müslüman’ı katlediyor. Büyük bir ıstırapla bunları tâkip ediyoruz. 1915-2015 arasında geçen 100 yılın, Müslümanların bir varlık-yokluk mücâdelesi yıllarıdır. Biz çalışmalarımızı yaparken bir taraftan Türkiye bir taraftan İslam dünyâsı ve dünyâdaki gelişmeleri tâkip ederek yapıyoruz. Hizmet planlarımızı ona göre teşkil ediyoruz. Son yüzyıldaki gelişmeler Müslümanların aleyhine cereyan etmiştir. İşgaller, istilâlar, istibdatlar Müslümanları baskı altına almıştır. Aslında son yıllarda İslam ve Müslümanlar gerçeği dünyâda en önemli gündem maddesi olarak artarak konuşuluyordu.’ Derken dünyâda Müslümanlar aleyhine oluşan onca olumsuzluğa rağmen yürekler su serpen şu açıklamalarda bulundu:

‘Önümüzdeki yıllar Müslüman coğrafyasında iç çatışmaların azalması ve barış girişimlerinin başlaması hızlanacaktır. Mezhep çatışmalarıyla ilgili ciddi inisiyatiflerin alınmaya başladığı dönem olacaktır. Bölgede iç çatışmaları durdurmaya yönelik çabalar artacaktır. Birlikte yaşama ahlâkı ve hukûku üzerinde bütün Müslümanlar yeniden duracaktır. Mutlaka her zevâlin bir kemâli vardır.’ Evet, içinde bulunduğumuz şu acı tabloda son sözler bizi biraz olsun ferahlattı. İnşaALLAH Rabb’im Müslümanları rahata, selâmete çıkarsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi