Muammer Çelik

Muammer Çelik

Her şey güzel olacak

Her şey güzel olacak

Geleceğe her zaman ümitle bakıyoruz. Geleceğe ümitle bakarken de aklı-başında Kur’an ve sünnet çizgisinden sapmadan Allah’ın vaadinin hilafına ya da hayatın yaratılışın (hilkatin) hükmüne gayri Kabil bir şey söylemek ve istemek durumunda değiliz.

Bazen Allah bizim akletmediğimiz veya akledemeyeceğimiz (beklemediğimiz) bir şekilde yardım ediyor ve yaratıyor. Çünkü o yaratandır. Babasız İsa(a.s.v)’ı yarattığı gibi güneşi doğudan doğdurup batıdan batıran da odur. Vela havle, Vela kuvvete illa-billa hil alliyilazim.

Geleceğe ümitle bakmanın birkaç yolu var. Bunlardan birincisi: Cenabı Allah'a sonsuz güvenmek ve Allah’ın her şeye kâim, hakim, alim ve basir olduğuna inanmakla olur. Biz böyle inanıyoruz zaten. Çünkü biz Allah’a; Allahu Ekber diyerek inanırız. Yani Allah en büyüktür. Allah’ın büyüklüğünün bir sınırı yoktur. Arş ve Kürsi Allah’ın küçücük birer yaratıklardır. Arş ve Kürsinin yanında güneş bile bir hiç mesabesinde kalırken dünyanın hiç esamesi okunmaz. Hele-hele dünyanın içindeki bizlerin ise dumanın bir zerresi kadar bile varlığımızdan söz edilemez. İşte biz ve dünyamız Allah’ın diğer yaratıkları yanında böyle iken ve biz de tekbirlerle Allah’ı anıp, inanıp ve canı-gönülden güvenirken ve Allah’tan isterken Allah’ın bize bu dünyanın hepsini veya iki-üç katını verse üç nokta bile vermiş olmaz. Tabi biz bir-iki-üç tane dünyanın nasıl hakkından geliriz, o da ayrı bir soru! Yani kısacası bu bilgiler ve inancımız bizi her zaman ümitli kılıyor.

İkincisi ise: Olan olaylardan sonuç çıkararak ümitli olmak durumundayız. Alimlerimiz hadis şerifteki kullanım şeklinden de yararlanarak kaza ve kader şeklinde kazayı (yani yaşananı) başa almışlar. Halbuki bizler nedense kaderle ilgili soruları sorarken ve yanıtlarken hep kader (olacak olan) tarafından başlarız. Kolay-kolay da işin içinden çıkamayız. Halbuki kazadan yaşananlardan yola çıksak, mesele daha çabuk çözülecek. Yani milyonlarca yaşanmış örnek meseleyi kavramamızı kolaylaştırır.

Şimdi yukarıdaki iki temel anlayışımız üzerinden günümüz olayları ve şu son yaşadığımız/ yaşayacağımız anlara baktığımız zaman çok güzel bir sonuç çıkarmamıza vesile oluyor. Şöyle ki; Nisan ayı ve hatta Mayıs ayı yağmurlu bereketli geçti/geçiyor. Şu üç ay önce meydana gelen depremi saymazsak ki; onun da yaraları sarılıyor. Ülkemizde çok aşırı bir sıkıntı yok.

Bir de birileri seçim ortamını germeye çalışsa da yine de sakin geçiyor, elhamdülillah. Benim burada (kişisel kendimin yaşayıp ta anlatmayacağım) böyle ummadığım bir şekilde problemlerin Allah tarafından tek tek çözüldüğüne de şahit oluyorum. Sanki ne gariptir ki; unutulan üstüne beton dökülen 2023 vizyonu bize hayırlı olacak gibi!?. Zaten biz Allah’tan gelen her şeye razıyız. Ancak Cenabı Allah hadisi kutsisinde Ebu Hüreyre’nin rivayeti ile: “Ben kulumun zannı üzereyim.” buyuruyor.

Vallahi bizim zamanımız da bu yıl cenabı Allah milletimizi sevindirecek; öyle gözüküyor, öyle inanıyoruz. Yaşadığımız olaylar ve hissiyatımızda uyanan duygular bize bunu fısıldıyor.

Biz ellerimizi açıp, havaya kaldırarak Allah’a dua edip, kendisinden istersek; kendisinden isteyen hangi kulunu Allah boşa çevirmiştir ki!..

“Haydin bir kez daha Allah’tan isteyelim:” “Allah’ım bize dünyada da ahrette de iyilikler ver! Bu yılı bütün Müslümanlara bir kurtuluş ve zafer yılı nasip et, Kadir olan Allah’ım!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Muammer Çelik Arşivi