Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Güzel İnsanlar

Güzel İnsanlar

Güzeli seven isterse güzel bir kişi olur. Güzel davranışlı kişilerin yanında bulunan kendisi de zaman içinde güzel davranışları uygular. Sâdi Şirâzi, gül kokusu veren âdi bir kil parçasını konuşturarak ondaki bu güzel kokunun sebebini sorar, kil derki mânâ diliyle; ‘Ben misk değilim, amber de değilim. Alelâde bir toprağım. Lâkin bir gülfidanının altında bulunduğum için bu gönüllere ferahlık veren kokuya sâhip oldum’ der. Tıpkı bu misaldeki gibi gül tabiatlı insanlarla düşüp kalkan ister istemez kendisine onlardan misk kokuları sirâyet eder ve neticede o da aynen onlara benzer.

Demek ki insanın doğru davranışlar geliştirmesi ancak doğru bir çevreyle mümkündür. Böylesi insan huzurlu ve mutlu olur. Meselelerini doğru ölçütlerde değerlendirir. Dert ve sıkıntıları ona yük gelmez. Kişi kiminle berâberse onun olumlu, olumsuz davranışları kendisine yansır. Sâlih amelli, güzel ahlaklı dost ve arkadaşlar insan hayâtına güzellik ve ahlak katarlar. Onları hayırlı amellere, sâlih davranışlara yönlendirirler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; ‘Allah Teâlâ’ya göre arkadaşların hayırlısı, arkadaşına faydalı olandır. Yine Allah Teâlâ’ya göre komşuların hayırlısı, komşusuna faydalı olandır.’ (1)

Kötü çevrede bulunanların da kötü davranışları artar. Bu kişiler yalan söylemiyorlarsa yalana alışırlar. Gıybet edilen, zan yürütülen, faydasız şeyler konuşulan yerlerde bulunanlar, bu menfi hallerden etkilenirler. ‘Körle yatan şaşı kalkar’ misâli bir zaman sonra ayni çirkin davranışları farkında olmadan kendileri de işlerler. Haller, davranışlar, günahlar sirâyet edicidir bunlar aynen bulaşıcı hastalık gibidirler. Böylelerine dert ve sıkıntı söylemeye gelmez, insanı bin pişman ederler. Dert sâhibinin hiç aklına gelmeyen yanlış ve yanlı fikirlerini ona aşılayarak kişiyi farklı mecrâlara sürükleyip dertleri daha da içinden çıkılmaz hâle getirirler. Doğru hareketi olmayandan hiç doğru davranış çıkar mı? Böyle insanlar hiç problem olmayacak mevzûları problem gibi kişinin önüne koyup kişiyi eşiyle, eviyle, akrabalarıyla, eş ve dostlarıyla çatışmaya sürüklerler. Dolayısıyla insan içinde bulunduğu çevreyi doğru oluşturmak durumundadır. Kişinin kendi değerlerine uygun kişilerle birlikte olması kaçınılmazdır. Zararlı dostlar, insanın hayâtını karartır. Yararlı sâlih dostlar, insana cennet kazandırır. Akıllı kişi de lâyığını bulur.

İnsanın ahlâki seviyesi düşük ahmak kişilerle berâber olması sıkıntı ve negatifliğinin sebebi olur. Hz. Ali (r.a) efendimiz oğullarına verdiği nasihatta; ‘Zenginliğin zirvesi akıl, yoksulluğun zirvesi ahmaklık, vahşetin zirvesi kendini beğenmek, cömertliğin zirvesi ise güzel ahlaktır. Ahmakla arkadaşlıktan çekinin. Çünkü o size yardım etmek ister ama sonuçta size zarar verir.’ Der. Büyükler ‘ahmak’ı şöyle tanımlıyorlar; ‘İnsanın ahmağı üç şeyden anlaşılır: 1-Kendini alâkadar etmeyen şeyler hakkında konuşur. 2-Sorulmadan cevap verir 3-Düşünüp, anlamadan hemen kendini ortaya koyar.’ Şüphesiz kendini çevrenin en akıllısı zanneden çevrenin en ahmâğıdır.

Haller, davranışlar insanlara sirâyet edicidir, dedik. Kim kimin yanındaysa ondan mutlaka etkilenir. Hatta insanlar, dostluk kurduğu insanların kaderlerinden dahi pay alır. İnsanlar kötü yollara genelde kötü arkadaş çevrelerinin teşviklerinden dolayı girerler sonra da başlarına bin bir çeşit belâ ve musibet gelir. Ondan sonra da ayıkla pirincin taşını!

‘Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’ ibretli sözü toplumumuzda genel kabul görmüş hikmetli bir sözdür. Kişi neden hoşlanırsa dostunu da ona göre seçer. İyi ve sâlih bir dost veya çevre seçimi kişiye iyi özellikler ve güzellikler kazandırır. Kötü bir arkadaş ve yanlış bir çevre insanın dünyâsını berbat edebileceği gibi ebedi olan ahret hayâtını da menfi etkiler. Bu sebeple doğru dost ve doğru çevre seçimi çok önemlidir. Peygamber aleyhisselâm’ın; ‘Kişi dostunun dînî üzeredir.’ (2) Sözü de bu gerçeği vurgular.

Günümüzde çokça mevcut bulunan olumsuz çevreler, genelde kendi menfi dayatmalarıyla insanlara yanlış, kötü, çirkin alışkanlıkları benimsetiyorlar. Hayâtı dikkatsizce yaşayan kişiler böylesi çevrelerde bulunduklarında her gün bir iyi özelliğini kaybederek zaman içinde kendisi de o menfi çevrenin bir parçası durumuna düşebiliyor. Bu nedenle de başına olmadık sıkıntılar, dertler, belâlar gelebiliyor. Dolayısıyla insanın sâlih bir çevrede sâlih insanlarla hemhal olması kaçınılmazdır ve bu zemin kişi için bir avantajdır. Sâlih çevre ve sâlih dostlar insanın olumsuzluklarını olumlu hâle, ahlâkındaki menfiliklerin müspet şekle dönüşmesini sağlar. Problemli kişinin elinden tutar hep onu iyilik yollarında yürütür. Derdine ortak olur, hayırlı tavsiyelerde bulunur. Hakkı, sabrı ve iyiliği telkin eder. Böylece sâlih dostlar ve sâlih çevre insanı dert ve problemlerinde yalnız bırakmaz onları cennet ehli kişiler hâline getirirler.

Güzel davranışlı, güzel ahlaklı olmak ve böylesi güzel ve sâlih insanlarla berâber olmak dileğiyle…

-----------------------

4) Tirmîzi, Birr 28

5) Tirmîzi, Zühd 45, Hadis No:2379

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi