Gündem Ayasofya
Türkiye de insanların gündeminin istenildiği zaman nasıl kolay bir şekilde değiştirilebildiğinin en son örneği Fatih Sultan Mehmed Hanın kılıç hakkı olarak kiliseden camiye çevrilen Ayasofya üzerine yapılan tartışmaların bu gün geldiği boyuttur.
Siyasetçisinden işçisine kadar toplumda hemen herkesin yeni gündemi Ayasofya’nın Cami olup olmayacağı olmuş durumdadır.
Hâlbuki daha düne kadar herkesin gündemi virüs tedbirlerinin daha ne kadar devam edeceği iken bu gün nerdeyse tedbirler unutulacak hale geldi.
İşin garip tarafı herkes gündemin bu denli hızlı değişmesinden hiçbir şekilde rahatsızlık duymamasıdır.
Ancak bu gündem değişikliği nedeniyle gözden kaçırılan bir husus var ve asıl önemli olan da burası.
Virüs tehlikesi mi dersiniz ölüm korkuşumu dersiniz ne derseniz deyin son 2 ayda biraz da evlerdeki mecburi ikametten sonra birbirlerine daha çok yakınlık duyan ve birbirlerini hasretle arayıp soran insanların şimdilerde tekrar birbirlerine düşman olacak şekilde bir kez daha kamplara bölünmek üzere olmalarıdır.
Bu aşamada tek parti iktidarının siyasi destekçileri olan diğer siyasi partiler de tam anlamı ile yangına körükle gittikleri görülmektedir.
Şimdilerde hepten kontrolü tamamen kaybedilmiş durumda olan sosyal paylaşım ortamlarında Ayasofya’nın cami olmasını isteyenler karşı görüşte olanları bizans artığı insanlar olarak suçlamaktadırlar.
Söz bu kadar ayağa düşmüşken karşı tarafta kendilerini suçlayanlardan geri kalmamakta ve Ayasofya’nın cami olmasını isteyenleri cumhuriyet düşmanlığından tutun da Avrupa’daki camilerin tepki olarak kapatılmasına sebep olmaya kadar akla hayale gelebilecek her türlü şekilde suçlamaktadırlar.
Bu arada çoktandır ne idüğü belirsiz bir şekilde kerameti kendinden menkul fetvalar üreten kıpti işgalindeki Mısır Fetva Kurulunun İstanbul'un fethi için "Osmanlı işgalidir” herzesinde bulunması da birbirlerini suçlayan tüm taraftarların güya ellerindeki argümanları kuvvetlendirmiş gibi gözükmektedir.
Türkiye’nin geldiği veya getirildiği bu kargaşa ortamından bağımsız olarak bu gününü ve yarınını düşünen insanların Ayasofya’nın camiye çevrilmesi hususunun iddia edildiği gibi bir iç politika malzemesi veya dış ülkelere karşı mutlaka yapılması gerekli olan bir dış politika atağı olarak mı kullanıldığını herkesten daha fazla düşünmeleri gerekmektedir.
Bu düşünceyle daha önceleri siyaset meydanlarında Sultan Ahmet Camiinin doldurulmadan Ayasofya’nın ibadete açılmasının mümkün olmadığını emde kendi canı bedeninde olduğu sürece mümkün olamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanının direkt tartışmalara girmese de tartışmaları sona erdirecek bir tavrı neden göstermediği akla gelen ilk soru olmaktadır.
Diğer taraftan sanki şimdilerde Ayasofya’dan çan sesi yükseliyormuş da cami haline çevrildikten sonra artık ezan sesleri yükselecek diyen muhalefet partisi başkanının bu tartışmalar sürerken meclisteki oylamada parti grubuna Ayasofya’nın cami haline dönüştürülmesi ile ilgili teklife hayır oyu kullandırması da yine akla gelen bir diğer soru olmalıdır.
Aslında bu konuda belki de sorulması gereken ilk soru hükümetin bu problemi neden bir kararname ile çözmek istemediği sorusudur.
Gerçekten geçmişte iddia edildiği gibi sahte olduğu iddia edilen bir kararname ile Ayasofya camiden müzeye çevrilmiş ise yapılması gereken o kararnamenin yine aynı usulde çıkarılacak yeni bir kararname ile yürürlükten kaldırılması olmalıdır.
Hükümetin bu yolu tercih etmek yerine Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi ile ilgili var olduğu iddia edilen kararnamenin Danıştay eliyle ortadan kaldırılmasını istediği düşüncesinin görünüşte iç siyasete dönük bir yönü de yoktur.
Milletimizin büyük çoğunluğunun Ayasofya konusundaki hassasiyetinin hemen olmasa bile yapılacak ilk seçimde oya tahvil edileceği düşüncesinde olanları haklı çıkaracak durum Danıştay tarafından geçmişte ret edilen Ayasofya’nın camiye çevrilmesi isteğinin bu defa kabul edileceği düşüncesidir.
Gerçekten iddia edildiği gibi Temmuz ayının ilk günlerinde Danıştay’ın alacağı böyle bir karardan sonra milletimizin bir diğer hassasiyeti olan 15 Temmuz tarihi de dikkate alınarak Ayasofya’nın camiye çevrilmesi gerçekleşecek olursa yukarıda ifade ettiğimiz gibi herkesin bu konuyu tüm olan bitenden bağımsız olarak yeniden düşünmesi gerekecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.