Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Grev, şantiye şefliğim ve on yıl tatil

Grev, şantiye şefliğim ve on yıl tatil

Konya – Antalya Yolu’nun Seydişehir – Akseki kısmının nereden geçeceği projesi hazırlanıyordu.   

Uçakla alınan resimler bilgisayara verilerek güzergâh çıkartılmış oldu.

Bu güzergâha göre proje hazırlanarak yol yapım şantiyesi Tınaztepe civarına kuruldu.

Şantiyeye tecrübeli elemanlar atandı ve Şantiye Şefi Aydın beyle işe başladılar.

***

Giden Gelmez Dağları’nda yol yapılarak, giden gelir haline getirilecekti.

Arazide ki zorluğu yenmeye çalışan personel. Maden Yolu ile Tınaztepe arası olan üç km’lik ham yolu açmış oluyordu.

***

Bu ara Bölge Müdürü değişti.

İnş. Müh. Ömer Bey müdürümüz oldu.

***

Galiba toplu sözleşme vardı ki Yol İş Sendikası ile müdüriyette anlaşamama oldu.

Bu anlaşamama üzerine sendika grev ilan etti.

Grev olunca bütün işçiler iş yerlerinde çalışmaz oldular. Vasıtalar bile kullanılamıyordu.

***

Bu arada arkadaş gibi olduğum Servis Şefi Yük. Müh. Mehmet Bey beni müdüriyete götürdü.

Müdür Ömer Bey…

 “Ahmet Bey, Antalya Yolu şantiyesinde olumsuzluklar oluyor…

Seni oraya şantiye şefi olarak tayin ediyorum. Sen durumu halledersin.” dedi.

***

Grev dolayısıyla vasıtalar çalıştırılamadığı için.

Daire dışında bulunan bir pikap ile grev dışı bir şoför verdiler.

Ayrıca. Grev dolayısıyla vasıtaya karayolları iş yerlerinden yakıt alınamayacağından…

Dışardan benzin alabilmek için de elli lira verip beni yolladılar.

***

Şantiyenin tepesine geldiğimde aşağıda “Bu iş yerinde grev var” yazısı görünce

Pikap şoförüne.  “Sen burada dur. Kaybolma. Ben bir bakayım” deyip yaya şantiyeye indim.

Beni tanıyan işçiler “Hoş geldin ağabey” deyip içeri aldılar.

Şantiye şefi Mustafa Beye, tayin yazısını verdim.

“Burada grev var geçersiz” deyip beni ağırladılar.

***

Baktım ki beni de salmayacaklar. “Ben gideyim öyleyse” isteğime

“Neyle gidecen. Şoför korkudan kaçtı. Pikabı grev işyerine aldık.” demezler mi?

Ne yapacaktım ben şimdi? Bir nevi tutsak olmuştum.

Şantiye şefi Mustafa beye “Çalışıp yaptığınız yerleri bir gezeyim” teklifimi. Olumlu karşılayıp.

Beni getiren pikapla bir şoför vererek yol inşaatını gezmeye başladım.

***

28 Km olan Tınaztepe ilerisine kadar gidip geri dönerken…

Şantiye binalarının karşı yamacındaki yarmaya gelince şoföre…

“Güneşin sıcaklığı başımı vurdu ağrıyor. Aşağıdaki şantiyeden şapkamı alda gel bi zahmet” dedim.

Şoför “Tamam abe getireyim” diye pikaptan inip giderken kontak anahtarını üzerinde bırakmıştı.

Bunu görünce şoförün inişini bekledim ve pikabı çalıştırarak ileri yürüdüm.

Şantiyedekiler ne yapacağımı belki anlamamışlardı ama ben madene doğru yol alıyordum.

Maden yoluna varınca serinleyip Seydişehir’e doğru yol almaya başladım.

Arkamdan gelirler diye heyecan ve sürat içinde idim. Nasıl olacak bu iş diye düşünüyordum.

İniş aşağı giderken birden orta göbeğe gelmiş olduğumu görünce frene bastım amaaaa…

Firen bom boş…

Ne yapacağımı şaşırdım orta göbeğe çıkarsam devrilecektim kaza olacaktı.

Sola kırdım yattı sağa kırdım yattı derken aklıma frene iki defa basmak geldi.

Öyle yapınca pikap birden durdu ve sanki otolar arasına park yapmış gibi girmişti.

Etraftan merakla bakıyorlardı.

***

Sakinleşince Beyşehir Yolu’na devam ettim ve Karayolları Beyşehir Şubesi karşısındaki petrolden yakıt almak için girdim.

Beni gören grevli işçiler koşarak geldiler. “Şubeye gidelim” dediler.

Şubeye gidersem pikaba el koyacaklar ben yaya kalacaktım.

“Ben zaten şubeye gelecektim. Yakıtı alayım gelecem” deyince giderlerken yakıt almadan hemen acele Konya yoluna doğrulandım.

Arkamdan bağırıyorlardı. Ben ise gazlamıştım.

***

Pikap kullanmaya alışkın değildim acemiliğim vardı.

Korka korka yavaş seyirle Konya’ya geldim.

Pikabı karayollarına götürürsem grevli işçiler alabileceği için Feridiye Karakolu önüne park edip.

Şef Mehmet beye telefonla pikabı aldırmasını bildirdim.

Ertesi gün karayollarına gittim. Müdürle konuşmamda. “Ben tekrar gidersem beni döverler” deyince. Başkasını gönderdi şantiye şefliğine.

***

Grev yapmaları kanunsuz imiş mahkeme iptal etmişti.

Müdüriyet kanunsuz greve iştirak eden işçilerin bazılarına beş iş günü iş yerine gelmediklerinden işten çıkarma veya başka yere tayin etme işlemi yaptı..

Bundan Antalya Yolu şantiyesi de nasibini aldı. Dolayısıyla orada işçi kalmadı.

İşçi kalmayınca şantiye de iptal oldu. Sadece bekçiler kaldı.

Böylece yolun yapımı, bu yol için her yıl bütçede ayrılan ödenek bir milyar dan fazla çıkmayınca…

Yıllar geçmekte, çalışma teşebbüsü de olmuyordu.  

Ta ki 1981’de karayolları bülteninde bu yola ait yazım oluncaya kadar

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi