Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Gençlik ve sanat

Gençlik ve sanat

Geçen yazımızda ‘kültür ve sanat’ konusuna girmiştik. Ve bir soru ile yazımızı nihâyetlendirerek cevâbı bugün işleyeceğimizi belirtmiştik. Neydi o soru? Sanatın gelişmemesinin faturası gençlere çıkıyor, nasıl oluyor bu iş? Demiştik. İşte cevâbı;

Bilindiği gibi gencin rûhunda yeniliklerle tanışma ihtiyâcı vardır. Genç bu ruh yapısıyla, kendisine faydalı ve hayırlı yan uğraşlarla buluşmaz ise, önündeki her türlü sapkınlığa kayabilecek yenilikler dünyâsının akan menfî rüzgarına kapılıp gidebilecek bir yapıdadır. Bugün gençlerimizin birçoğu bu yanlış ve ahlaksız furyanın kurbânı ne yazık ki. Halbuki memleket idârecileri yeni nesli doğru uğraşlarla meşgul etmeli ki, genç yanında akıp giden çağın olumsuzluklarına kaymasın. Ve gencin önüne bâzen çaktırmadan bâzen açıktan açığa kendi kültürümüzü yansıtan, değerlerimize ters düşmeyen farklı alternatifler sunulmalı ve onları çağın her türlü ahlaksızlığından koruyacak câzip aktivitelerle meşgul etmelidir. Bunun için kafa yormalıdır.

Bize göre memleket çapında gençler adına yapılması gereken en ehemmiyetli çalışma budur. Ülke gençlerinin hebâ olmamasını temin etmek, nefislerinin değil hayrın peşinde koşmalarını sağlamak, memleketin geleceğine yapılacak önemli bir katkıdır. Bunda sanatsal aktivitelerin etkisi büyüktür. Gençler mutlaka ama mutlaka sanatla tanışmalı ve her genç kendi kapasitesine göre bir sanat ile meşgul edilmelidir. Böylece sanal âlemin duygu yapısını alt üst ettiği bir ortamda ruhsal problemler ortaya çıkmasın. Güzellik, estetik gibi kavramlarla gençlerin iç âlemler onere olsun. Yoksa boşluk, gençleri ahlaksızlığın, sefahatın, uyuşturucu ya da terörün kurbânı yapabiliyor. Bizim bu yola sarf edecek bir tek gencimiz yoktur. Şimdiye kadar bu mecrâlarda maalesef çok gencimiz harcandı.

Bu amaçla gençler kendilerinin ilgilerini çekebilecek teknolojik gelişmelerle yenilikler keşfedip üretecek, silikon vâdileri gibi müesseselerde yâhut hayır kurumlarında faydalı STK’larda gönüllü olarak çalışmalara yönlendirilmeli veya sanat ve kültürel etkinliklerle yeteneklerini sergileyebilecekleri alanlarda istihdam edilmelidir. Bugüne kadar üniversiteli gençler ya kız peşinde ya eğlenti-alkol-kumar ve uyuşturucunun kucağında ya da onların sırtından rant devşiren terör baronlarının piyonları olarak kullanıldılar. Bu sebeple gençleri kadîm kültür ve sanatımızla mutlaka ama mutlaka buluşturmalıyız, tanıştırmalıyız. Bu hususta çok etkin çalışmaların yapılmasını ilgililerden âcilen talep ediyoruz.

 Büyük şehir Belediyeleri, bu boşluğu doldurmak amaçlı ‘Gençlik Merkezleri’ açarak oralarda kendi çaplarında çeşitli faaliyetlerle böyle bir misyon icra etme gayretindeler. Biz yıllardır bu merkezlerin açılmasını istedik, plan ve projeler hazırlayarak Belediyelerimize çeşitli teklifler sunduk. Şükür bugün bunlar var. Zaman zaman bunların içini gezip görüyoruz. Ancak maalesef bu mekanlarda pek bir şey icra edilmediğine şâhit olduk, oluyoruz. Gençlik merkezleri, gençlerin buluşma noktası yapılmak isteniyor. İyi, güzel ama oralarda yeterli donanıma sâhip ilgili kişiler yok. Gençlik merkezlerinde başıboşluk hâkim ve buralara gelen gençler, kendi değerlerimize yakışmayan işler yapabiliyorlar. Buna bizler bizzat gözlerimizle şâhit olduk ve tek uyarı da yok. Kız-erkek yanak yanağa öperek (başka şeklerde oluyor) ayrılan gençleri bu merkezlerde defaatle gördük. Mescidin yerini bilmeyen bir gençlik var buralarda. Halbuki onca imkan ellerinin altında…  

Bu merkezlerde iş görenler yan uğraş olarak oraya geldiklerinden gençlere verimli olamıyorlar, yaptıkları şeyler dostlar alışverişte görsün cinsinden oluyor. Dahası görevliler de işi maaş almak için yaptıklarından samimi, hasbice, fedâkarca çalışmalar sergilemiyorlar. Ellerindeki salonlar bomboş, âtıl olarak bekliyor, içlerini dolduramıyorlar. Gençlik merkezinde maaşlı çalışanlar, maalesef oturdukları yerden kalkmak istemiyorlar. İdârecilerimize duyurulur. Hemen Samsun, Yozgat Gençlik Merkezlerini ilk sıralarda sayabilirim. İşleyen demir ışıldar, boş boş oturmaktan iş çıkmaz. ‘Mış’ gibi görünmekle belki idâreciler kandırılır ama bu çalışmadan netice elde edilemez. Pek çok imkâna sâhip bu merkezlerde memleket sevdâlısı, dert sâhibi, sâhici kişiler istihdam edilmelidir.  

Bugüne kadar ülkemizde belediyelerimizin ufak-tefek gayretli çalışmalarının hâricinde ‘kültür ve sanat’ adına kayda değer bir şey yapılamadığı da âşikar. Mail kutuma gönderilen çalışma mesajlarından edindiğim bilgiye göre; Konya’da, ‘Selçuklu Belediyesi’ bu konuda örnek çalışmalar yürütüyor. Meselâ, geçenlerde bana göre nefis bir çalışma yürüttü Selçuklu Belediyesi. O da şuydu; ‘kısa metrajlı hadis film yarışması’ düzenledi. Bu ne güzel bir çalışma idi. Kutluyoruz emeği geçenleri. Rabb’im kendilerinden râzı olsun. Sonra gençleri ‘Ecdad Buluşmaları’ kapsamında Söğüt’e, Çanakkale’ye götürdüler. Harika bir projeydi bu da, maşaALLAH. Bu konuya yine devam edeceğiz. Şimdilik sizleri en güzele emânet ediyoruz efendim. Hayırla kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi