Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Fiziki ve beşeri yatırım

Fiziki ve beşeri yatırım

Konya’da geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlenen “Milli Eğitimde Sivil Toplumun Rolü” konulu konferansta Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Konya Valisi, Milletvekilleri, Belediye Başkanları ile Rektörleri ve Eğitimcilerinin yüzlerine karşı yöneticilerin fiziki değil beşeri yatırıma önem vermeleri gerektiğini söylemiş.

Milli Eğitim bakanı bu arada bir öz eleştiri mahiyetinde olarak “13 yılda pek çok şey yapıldı. Ama eğitimde istediğimiz noktada bu değil.  Bununda en önemli şartı hem fiziki hem beşeri altyapının sağlam olmasıdır. Yani okullarımız, dersliklerimiz, laboratuvarlarımız, atölyelerimiz, okullara erişim imkânları olacak. Sonra beşeri altyapı olarak öğretmenleriniz ve yöneticileriniz olacak.” İfadeleriyle Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin beşeri yatırım yerine fiziki yatırıma harcandığını da söylemiş.

Bu sözler yeni söylenen sözler değil.

Hem Türkiye için, hem de Konya için.

Başta belediyeler ve hayırsever iş adamları olmak üzere son 10 yılda yapılan derslik sayısını kimse bir kenara bırakmıyor.

Ama Milli Eğitimin nerde ise milliliğini ortadan kaldıracak uygulamaların yapılmasına veya yıllardır yapılan uygulamaların kaldırılmamasına ne demeli?

Hatalar ve yanlışlar sadece “Andımız” denen yanlışlığın kaldırılmasının arkasına sığınılarak geçiştirilemez.

10 yıldan fazla bir zaman oldu, yıllardır türlü değişikliklerle alt üst edilen eğitim ve öğretimin düzeltilmesine ne zaman sıra gelecek diye sormak milletin hakkıdır diye düşünüyoruz.

Özellikle Belediyelerin bu konudaki hatalarının üstünün örtülmesi mümkün değil.

Milli Eğitime destek olmayı sadece imar düzenlemesi yaptıkları alanlarda eğitim sahası olarak ayrılmış alanlarda düzenleme ortaklık payı arkasına sığınarak vatandaşların arsalarına onlarca hatta yüzlerce vatandaşı birer ikişer metrekarelik hisseler halinde ortak etmek zan eden belediyelerin öncelikle bu tavırlarından vazgeçmeleri gerekir.

 Ya da, üzerinde yüksek enerji hattı olması nedeniyle okul alanı olmayacağını bildikleri halde, kendi belirledikleri arsaları imar planlarında eğitim öğretim alanı olarak belirleyip, daha sonradan bir İl Genel Meclis Üyesi vasıtasıyla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne baskı yaparak yakın bildikleri bir kişinin bir başka arsası ile takas etmek ve böylelikle rant elde etmeyi düşünmekten vazgeçmelidirler.

Milli Eğitim Bakanları ile yerel yöneticilerin son 13 yılda söylediği bütün açıklamalara bakınca, “FİZİKİ YATIRIMDAN BEŞERİ YATIRIMA YÖNELME”  isteği, ciddi sonuçlar doğurmaktan uzak günübirlik beyanlar olarak düşünüyoruz.

Bizi bu düşünceye Milli Eğitim bakanının “Bir tercih yapılması gerekirse artık fiziki altyapıdan çok beşeri altyapıya yönelmeliyiz. Yani insana, yani öğrencilerimize ve öğretmenlerimize yatırım yapmak zorundayız. Ben diyanetteki arkadaşlarla konuşurken şu örneği veriyorum; Camiler yapılıyor. 3-4 şerefeli, 3-4 minareli camiler yapılıyor. Artık camilerde minareler çıkan müezzinler yok. Mimari gereği 1 tane minare yapılacak. Ama 3-4 tane uzun orantısız minareler yapacağımıza sesi güzel 3 tane çocuğa burs verilsin bunlar müezzin olarak yetişsin. Minare değil müezzin yetiştirilsin.” Sözleri olmuştur.

Milli eğitimin, milletin istediği şekilde düzenlenebilmesi için, bakana bu açıklaması sonrası şunu mu demek gerekiyor:  

Milli Eğitimde öğrenim gören sesi güzel 3 tane çocuğa burs verilip bunlar bir tarafta güzel sesli müezzin olarak yetişirken diğer taraftan, yine Milli Eğitimde öğrenim gören zeki 3 tane çocuğa burs verilerek, Milli Eğitimde Bakan ve Üst Kademe Yöneticisi olmaları için yetiştirilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi