Ezan Okunuşu Üzerindeki Çevrimler
Bu günkü yazımın konusu uçak sanayimizin kuruluş ve kaybedişimiz olacaktı ama…
Gelen telefon ve mail’deki konuyu sıcağı sıcağına sunmak istedim.
Cep telefonumda arayan notu görünce, arayanı açtığımda hayret etmedim diyemem.
Çünkü bendenizin de önemle takip ettiği, tarihimizde yazılmayan veya yanlışlıklarla dolu olan pek çok konuyu ortaya çıkararak Makale, Kitap ve TV’de bizlere sunan…
Karanlıkta kalmış tarihi konuları belgelerle de sunmakta başarı sağlayan değerli yazarlarımızdan Muhterem Hakkı Mustafa Armağan Beyefendi karşıma çıkıverdi.
***
Değerli yazar selam ve sağlık dualarından sonra yaşamımda olanları anlattığım yazılarımı görerek ilgi duyduğunu belirtmeye devam edip…
“Uzun yaşamınız vesilesiyle bizzat görüş ve duygularınız olan bazı olaylarla ilgili bilgi verirseniz bendenizi memnun edersiniz” diyordu
Bu günlerde Ezan ile ilgili kitap hazırlaması dolayısıyla yaşamım olan o günlerde Ezanın Türkçeye çevrimi ve sonra Arapça okunmasında halkın ve bilhassa bendenizin de ne gibi duygular içinde olabildiğimizi merak etmekte idi.
Kendilerine Antalya’da olduğum için yanımda olmayan bu husustaki yazımda daha iyi anlatıldığını belirterek yazıyı arşivden bulup göndereceğimi belirtirken hatırladığım kadarını söyledim.
***
Bu vesile ile okuyuculardan izleyemeyenler yanında işin aslını bilmeyebilenlerinde bilgilenmesi bakımından “Hakimiyet’den Demokrasiye adımlar” başlıklı dizi yazımın 20.04.2007 günkü konusunda ki sadece Ezan ile ilgili kısmını tekraren sunmanın yerinde olacağı düşüncesindeyim.
***
“Hâkimiyet”ten(!), Demokrasiye adımlar…(XXIX)
“Ezan” ve Yatırımların başlaması
Önceki yazımda konu ettiğim gibi demokrasiye adımın ilk hükümeti, Kabine toplantısını karikatürlere konu olan Yalova terminallerinde başlatmıştı.
……
Bu devirde, ilaveyi bırakın onları eksiltmeyi hedefleyen zihniyetin iktidardan gitmesinin de sağlanması neticesi, değişim dönemine de girilmişti.
***
Bu kararlardan ön planda gelen bir düşünce daha vardı. EZAN’IN okunuş şeklinde ki değişimi!.
Bu konuyu biraz evveliyatından açalım.
Ezan Türkçe okunmalıdır düşüncesi yerleşmişti ki.
İnönü hükümetince!. Müslümanların bütün dünyada kendi dilleri ile değil esası olan Arabî orijinali olarak okunan Ezan, bu okunuşu bırakılarak Türkçe değişimi olarak hazırlanmış şekli Bakanlar kurulunca karar altına alınıp Atatürk’ün onayına sunulmuştu.
Atatürk, Diyanet başkanını çağırarak “Bunun yanlış olup olmayacağını” sorup bir heyetle tetkik edilmesini istedi.
1931 Aralık ayında, Atatürk’ün emriyle Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi dönemin önemli hafızlarının bulunduğu bir komisyon kurularak ezanın Türkçe çevirileri yapılıyor ve dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başlıyor.
***
Mahsurlu görülmeyen ancak “Allah” kelimeleri “Tanrı” olarak hazırlanan ezan bakanlar kurulunca hazırlanan;
“Tanrı Uludur. Tanrı Uludur..” cümlesinde ki “Tanrı” kelimesi ile…
“Namaz uykudan hayırlıdır..” cümlesini değiştirerek
“Allah uludur, Allah uludur, Allah uludur, Allah uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’nın elçisidir Muhammed
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felaha, haydin felaha (Arapçanın aynısı bırakılmış)
Allah uludur, Allah uludur
Allah’dan başka yoktur tapacak.”
Şekline çevrilmiştir.
***
Ezan’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur), 30 Ocak 1932 tarihinde ise Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu.
18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı genelgesi ile ezanın Türkçe okunması kararını ve Türkçe ezan okunuş metnini yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine (müftülüklere) gönderiyor.
1938 yılı sonlarında ise bu şekil değiştirilerek ilk bakanlar kurulunca düzenlenen şekli ile “Allah” yerine “Tanrı” konularak tatbik ediliyor.
***
İşte bu şekil okumanın maneviyat üzerinde ki halkta görülen hoşnutsuzluğu gidermek ve dünyada okunan aynı Arapça orijinaline dönülmesi için Rahmetli Başbakan Menderes kabinesinin aldığı karar Celal Bayar’ın onayına sunuluyor
Sunuluyor ama bu günlerin Cumhurbaşkanının sıkça yaptığı gibi onay günlerce gelmiyordu.
Çünkü Atatürk'e bağlılığıyla bilinen ve çok partili rejime geçilirken İsmet İnönü'ye Atatürk Devrimleri konusunda dikkatli olma sözü vermiş olan Celal Bayar içine sindirmemiş oluyor ki bekletiyordu.
Bunu anlayan Menderes istifa edeceğini hatta DP’den ayrılacağını bildirince araya Fuat Köprülü giriyor.
Celal Bayar’ın “Bu kararımızla Atatürk'ün ruhu muazzep olmaz mı?” sorusuna orada bulunan S. Sosyal İşleri bakanı Berdel yanıt veriyor
“Büyük zaferimiz üzerine Atatürk'ün ruhu o kadarcık kusuru affeder”
Böylece anlaşma sağlanıyor ve 18 yıl aradan sonra Ezan tekrar Arapça orijinali ile okunmaya devam ediliyor.
Arapça ezanının okunuşu ile halkta bir bayram havası esiyor sevinçlerinden kucaklaşan ve gözlerinden yaş dökülenler oluyordu
… …
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle….
Gelen telefon ve mail’deki konuyu sıcağı sıcağına sunmak istedim.
Cep telefonumda arayan notu görünce, arayanı açtığımda hayret etmedim diyemem.
Çünkü bendenizin de önemle takip ettiği, tarihimizde yazılmayan veya yanlışlıklarla dolu olan pek çok konuyu ortaya çıkararak Makale, Kitap ve TV’de bizlere sunan…
Karanlıkta kalmış tarihi konuları belgelerle de sunmakta başarı sağlayan değerli yazarlarımızdan Muhterem Hakkı Mustafa Armağan Beyefendi karşıma çıkıverdi.
***
Değerli yazar selam ve sağlık dualarından sonra yaşamımda olanları anlattığım yazılarımı görerek ilgi duyduğunu belirtmeye devam edip…
“Uzun yaşamınız vesilesiyle bizzat görüş ve duygularınız olan bazı olaylarla ilgili bilgi verirseniz bendenizi memnun edersiniz” diyordu
Bu günlerde Ezan ile ilgili kitap hazırlaması dolayısıyla yaşamım olan o günlerde Ezanın Türkçeye çevrimi ve sonra Arapça okunmasında halkın ve bilhassa bendenizin de ne gibi duygular içinde olabildiğimizi merak etmekte idi.
Kendilerine Antalya’da olduğum için yanımda olmayan bu husustaki yazımda daha iyi anlatıldığını belirterek yazıyı arşivden bulup göndereceğimi belirtirken hatırladığım kadarını söyledim.
***
Bu vesile ile okuyuculardan izleyemeyenler yanında işin aslını bilmeyebilenlerinde bilgilenmesi bakımından “Hakimiyet’den Demokrasiye adımlar” başlıklı dizi yazımın 20.04.2007 günkü konusunda ki sadece Ezan ile ilgili kısmını tekraren sunmanın yerinde olacağı düşüncesindeyim.
***
“Hâkimiyet”ten(!), Demokrasiye adımlar…(XXIX)
“Ezan” ve Yatırımların başlaması
Önceki yazımda konu ettiğim gibi demokrasiye adımın ilk hükümeti, Kabine toplantısını karikatürlere konu olan Yalova terminallerinde başlatmıştı.
……
Bu devirde, ilaveyi bırakın onları eksiltmeyi hedefleyen zihniyetin iktidardan gitmesinin de sağlanması neticesi, değişim dönemine de girilmişti.
***
Bu kararlardan ön planda gelen bir düşünce daha vardı. EZAN’IN okunuş şeklinde ki değişimi!.
Bu konuyu biraz evveliyatından açalım.
Ezan Türkçe okunmalıdır düşüncesi yerleşmişti ki.
İnönü hükümetince!. Müslümanların bütün dünyada kendi dilleri ile değil esası olan Arabî orijinali olarak okunan Ezan, bu okunuşu bırakılarak Türkçe değişimi olarak hazırlanmış şekli Bakanlar kurulunca karar altına alınıp Atatürk’ün onayına sunulmuştu.
Atatürk, Diyanet başkanını çağırarak “Bunun yanlış olup olmayacağını” sorup bir heyetle tetkik edilmesini istedi.
1931 Aralık ayında, Atatürk’ün emriyle Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi dönemin önemli hafızlarının bulunduğu bir komisyon kurularak ezanın Türkçe çevirileri yapılıyor ve dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başlıyor.
***
Mahsurlu görülmeyen ancak “Allah” kelimeleri “Tanrı” olarak hazırlanan ezan bakanlar kurulunca hazırlanan;
“Tanrı Uludur. Tanrı Uludur..” cümlesinde ki “Tanrı” kelimesi ile…
“Namaz uykudan hayırlıdır..” cümlesini değiştirerek
“Allah uludur, Allah uludur, Allah uludur, Allah uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’nın elçisidir Muhammed
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Allah’nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felaha, haydin felaha (Arapçanın aynısı bırakılmış)
Allah uludur, Allah uludur
Allah’dan başka yoktur tapacak.”
Şekline çevrilmiştir.
***
Ezan’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur), 30 Ocak 1932 tarihinde ise Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu.
18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı genelgesi ile ezanın Türkçe okunması kararını ve Türkçe ezan okunuş metnini yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine (müftülüklere) gönderiyor.
1938 yılı sonlarında ise bu şekil değiştirilerek ilk bakanlar kurulunca düzenlenen şekli ile “Allah” yerine “Tanrı” konularak tatbik ediliyor.
***
İşte bu şekil okumanın maneviyat üzerinde ki halkta görülen hoşnutsuzluğu gidermek ve dünyada okunan aynı Arapça orijinaline dönülmesi için Rahmetli Başbakan Menderes kabinesinin aldığı karar Celal Bayar’ın onayına sunuluyor
Sunuluyor ama bu günlerin Cumhurbaşkanının sıkça yaptığı gibi onay günlerce gelmiyordu.
Çünkü Atatürk'e bağlılığıyla bilinen ve çok partili rejime geçilirken İsmet İnönü'ye Atatürk Devrimleri konusunda dikkatli olma sözü vermiş olan Celal Bayar içine sindirmemiş oluyor ki bekletiyordu.
Bunu anlayan Menderes istifa edeceğini hatta DP’den ayrılacağını bildirince araya Fuat Köprülü giriyor.
Celal Bayar’ın “Bu kararımızla Atatürk'ün ruhu muazzep olmaz mı?” sorusuna orada bulunan S. Sosyal İşleri bakanı Berdel yanıt veriyor
“Büyük zaferimiz üzerine Atatürk'ün ruhu o kadarcık kusuru affeder”
Böylece anlaşma sağlanıyor ve 18 yıl aradan sonra Ezan tekrar Arapça orijinali ile okunmaya devam ediliyor.
Arapça ezanının okunuşu ile halkta bir bayram havası esiyor sevinçlerinden kucaklaşan ve gözlerinden yaş dökülenler oluyordu
… …
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.