Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Etki Ajanlığına Hazır Olun

Etki Ajanlığına Hazır Olun

Yeni yargı Paketi’nde yeni tip casusluk” anlamına gelen Etki Ajanlığı” konusunda suçlamalara hazır olunması konusunda ciddi uyarılar var.

Gazeteciler başta olmak üzere pek çok kişinin, ifade ve basın özgürlüğünün neredeyse yok edildiği ülkede, teklifle yeni bir suç tanımı üretildiğinden bahisle karşı çıkıldığı görülüyor.

Hükümet ve Adalet Bakanlığı ise, hâkimler, savcılar ve vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda mecbur kalınan bir düzenleme olarak tarif ediyor.

Peki, nedir bu Etki Ajanlığı” ve kimler etki ajanlığı suçlamasıyla karşı karşıya kalabilir?

Etki ajanlığı kabaca; Bir ülkenin, bir başka ülkedeki insanların, görüş, tavır, duygu ve davranışlarını etkilemek için savaşa başvurmaksızın propaganda yöntemleriyle, planlı bir görüş ve bilgi iletiminde bulunma faaliyeti” olarak tanımlanıyor.

9. Yargı Paketinde yeni tip casusluk suçları için yeni bir düzenleme yapılacak ve Türk Ceza Kanunu’nda tarif edilen casusluk, ajanlık tanımına yeni bir kavram olarak etki ajanlığı” da dâhil edilecek.

Teklifin gerekçesini milli güvenlik, devlet çıkarı, milli fayda, stratejik önem, devletin güvenliği” kavramları oluşturmaktadır.

Diğer taraftan yeni tariflerde etki ajanlığı çeşidinde insanların Yabancı gizli servislerin algı operasyonu amacıyla kullanmış oldukları yerli dinamikler örneğin İşadamı, gazeteci, yazar, bürokrat, akademisyen, STK’lar gibi kuruluşlar" üzerinden etki ajanlığı kullanıldığı iddiaları var.

Konu ajanlık olunca akıllara en başta gazeteciler geliyor. Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” gibi hayali suçlardan yargılananlar, bundan böyle Etki ajanlığı” suçlamasıyla da karşı karşıya kalacak ve yargılanacaklar.

Teklif aşamasında olan yasa metninin, akademik çevre tarafından da bireysel ifade özgürlüğünü, akademik özgürlüğü, sosyal, siyasal, iktisadi ve teknik bütün mesleki faaliyetleri tehdit edecek nitelikte olduğu söylenmektedir.

Teklife karşı çıkanların en temel argümanları; İktidarının Türkiye’ yi kapalı bir toplum haline getirmek istediği için, başta sivil toplum olmak üzere, bir biçimde yurtdışıyla bağlantılı kurum ve kuruluşları, kişileri baskı altına almak için kullanacağı bir düzenleme yapmaktır şeklindedir.

İktidarların toplumu sürekli yapay düşmanlar üreterek ve korkutarak ayakta kalmaya yönelik bir düzenleme sonucunda eleştirilerden kaçması mümkün değildir.

İktidar hakkında yapılan her eleştirinin de, kara propaganda olarak adlandırılması söz konusu değildir.

Bu nedenle işbaşındaki İktidarın ekonomik, siyasi anlamda eleştirilmesi veya hatalarının yazılması ya da ekranlardaki ifadelerin etki ajanlığına girmesi konusundaki iddialar, toplumun her kesiminde kaygıları artmaktadır.

Çünkü kanun teklifinde çok fazla muğlaklık da söz konusudur ve etki ajanlığının kimler tarafından, nasıl yapıldığına ve kimin karar vereceği belli değildir.

Teklifte yer alan devletin güvenliği” ile iç veya dış siyasal yararları” tanımı ile neyin öngörüldüğü, güvenlikten ne kastedildiği, iç ve dış yararların neler olduğu, bunları kimin belirleyeceği, muhalif fikirlerin nereye ve nasıl konumlandırılacağı konuları karanlıkta kalmaktadır.

Devleti yöneten ve yönetecek siyasi iktidarların, iç ve dış politikaları tabu haline getirip, bu tabulara muhalif olan veya farklı fikirler taşıyanlara yargı baskısı oluşturmaları mümkün hale getirilebilecektir.

Bu belirsizlikler nedeniyle karar alıcıların bile bu yasa ile suçlanabilecekleri, hatta haksız yere hüküm alabilecekleri ortaya çıkmaktadır.

FETÖ uzantılarının bugün bile derin” devletçilik oynadıkları, yaptırdıkları haberler dikkatle incelendiğinde devlet içinde hala güncel bilgilere rahatlıkla eriştikleri görüldüğünden, amaçlarına hizmet edecek bilgiler sebebiyle masum insanların suçlanabileceği ve devlet içindeki kirli kliklerin birer kıyım makinasına dönüşebileceği oraya çıkmıştır.

Teklifin yasalaşması durumunda, açılan davaların, Avrupa’sındaki cadı yargılamalarından farkı olmayacaktır.

FARKINDA MIYIZ?

İnsanlar geçmiş 20 yılda devlet içine çöreklenmiş etki ajanlarının kurguladıkları senaryolarla, bugüne kadar pek çok kere toplu kıyımlara uğratıldı.

Devlete güvenen insanlar başta olmak üzere toplum, bu konuda derin yaralar aldı.

Devletin, içindeki liyakat sisteminin çalışmaması, ahbap çavuş ilişkileri sebebiyle yargılamalar, sürgünler ve istifa etmelerle insanları kamplara böldüğü yetmedi mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi