Baykal Ergenekon sanıklarının avukatlığına devam diyor ve onları savunuyor. Bakın son dalga operasyonu ile ilgili olarak Ergenekoncuların avukatı neler diyor:
“Bu gerçek gündemin yapay birtakım saptırmalara teslim edilmesi için en büyük duyarlığı göstermek görevi bizim omuzlarımızdadır Türkiye’nin gündeminin saptırılmasına, bir korku imparatorluğuna teslim edilmesine Türkiye’mizdeki dürüst, namuslu, aydın düşünceli cumhuriyetçi insanların baskı altına alınmasına, bu memleketin ahlâklı evlâtlarının en haksız suçlamalarla mağdur edilmesine karşı elbette mücadele edeceğiz.”
Ergenekon olayları ile ilgili o kadar çok kafa karıştıran soru var ki, başta Ergenekoncuların fahri avukatı olmak üzere, onlara destek verenlerin şu soruları da cevaplandırmaları gerekmez mi?
1. Bugüne kadar göz altına alınan ve tutuklanan insanlar gerçekten sütten çıkmış ak kaşık gibi midirler?
2. Bu güne kadar yer altı ve yer üstünde ele geçirilen silahlar, bayram maytabı mı?
3. Yurt dışına firar eden namuslu ve aydın sanıklar suçsuzsa, neden bir türlü yurda dönmeyi denemiyorlar?
4. Yıllardır failleri bir türlü bulunamayan cinayetleri kim işledi? Veya bu cinayetleri kimler işlettirdi?
5 Dalan’ın üniversitesinde dağıttığı bursların çoğunun, Ergenekon sanıklarının çocuklarına verilmiş olması, tamamen bir tesadüf müdür?
6. Dalgalar şiddetini artırdıkça ve genişledikçe Baykal’ın paniklemesinin sebebi, bir gün sıranın kendisine ulaşacağından korkmasından mı kaynaklanıyor? Şimdi herkes bu sorunun cevabını arıyor.
7. Bugüne kadar hükümetler hep darbelerle düşürüldü veya düşürülmek isteniyordu. Günümüzde buna, hukuki zorlamalar da eklendi. Son dalgada herkesten önce salıverilen Sabih Kanadoğlu, neden hep bu hukukî zorlamaların, odağında oldu? Akıl verenlerin başında hep o vardı?
8. Bazı savunma avukatlarının duruşmalarda savunma hudutlarını aşarak, darbe savunuculuğunda bulunmaları, müvekkillerinin suçlarını zımnen kabulü anlamına gelmez mi?
9. Arka arkaya ortaya çıkarılan onca karargâh evlerinin anlamı nedir?
 10. Son dalgada göz altına alınan Yalcın Küçük’ün PKK ve Öcalan’la olan ilişkisi sadece kafa karıştırmakla kalmıyor, mide de bulandırmıyor mu?
 11. Açılan takibat sonuçlanmadan, bir kesimde baştan beri görülen Ergenekon sanıklarını aklama çırpınışlarının sebebi nedir?
 12. “Susurluk’un sonuna kadar üzerine gidilsin” diyenler, Ergenekon’da neden çark ediyor?
 13. 367 dayatmasında, “Hukuki süreç başladı. Bekleyin, şeriatın kestiği parmak acımaz” diyenler, Ergenekon hukuki sürecinde neden aynı şeyleri söyleyemiyor? Bu sefer şeriat, birilerinin bir yerlerini acıtacağa mı benziyor?
 14. Neden bir kesim hep sandıktan değil de darbelerden medet umuyor?
Ergenekon’da kafa karıştıran daha onlarca soru…
Gelelim hukuk ihlâllerine…
Başta Baykal olmak üzere savcıları, hakimleri tehdit ederek, mahkemeleri etkilemeye çalışanlar açıkça suç işliyor.
Kırk yıllık hukuk hayatımda, yüksek mahkemelerin biri birine düştüğü, Anayasa mahkemesi üyelerinin farklı açıklamalarda bulunduğu, yargı kararlarının ulu orta tartışıldığı bir dönem görmedim. Hiçbir zaman yargı, amme vicdanındaki güvenini kaybetmemeli. Ve bu konuda herkes üzerine düşen görevi hassasiyetle yerine getirmelidir.
Diğer önemli bir nokta da, suç işleyen kim olursa olsun cezasını çekmeli, fakat hiçbir şekilde ordu yıpratılmamalıdır.